Ancak; TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun infaz tarihine kadar; sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına karar verilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddesi ile ilgili kısımlar çıkarılarak yerine ‘‘TCK'nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi...
Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çalıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanıması gerekir. Çocuğun üstün yararı, gerektiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi de mümkündür. Bu nedenle, müşterek çocuğun velayet konusunda mahkemece dinlenerek görüşünün alınması, bu görüşün değerlendirilmesi ve ayrıca çocuğun üstün yararının tespiti bakımından, mahkemece 4787 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca uzman veya uzmanlar görevlendirilip, alınacak rapor diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, imkan oldukça çocukların birlikte yaşayacakları şekilde velayet düzenlemesine öncelik verilmesi gerektiği de düşünülerek gerçekleşecek sonucuna göre tarafların ortak çocuğunun velayetinin düzenlenmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Davacı vekili tarafından ibraz edilen tercüme evrakının usulüne uygun hazırlanmadığının tespiti doğru ise de, bu konuda davacı tarafa ibraz edilen belgedeki eksiklik de açıklanmak suretiyle yeniden ihtaratlı uygun bir süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken HMK'nın 30.maddesi ve Anayasa'da öngörülen usul ekonomisine aykırı şekilde, doğrudan davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığından, mahkemece eksikliklerin tamamlanması yönünde, davacının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Babalığın Tespiti-Velayet-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Gerekçeli kararın kayyım...'a tebliğ edilerek tebellüğ belgesinin eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.25.03.2010(Prş.)...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/472 esas sayılı dosyası ile 04/12/2019 tarihinde velayet davası açıldığını, ancak velayet hükmü kurulabilmesi adına tanıma ve tenfizi yapıldığını, bir boşanma kararı gerektiğinden Akçaabat 2....
Mahkemece, velayet konusunda uzman bilirkişiden sosyal inceleme raporu alınarak ve idrak çağında bulunan 2006 doğumlu müşterek çocuk ...’ın velayeti konusunda görüşü de bizzat alınıp deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2-Tarafların sosyal ekonomik durum araştırması için mahkemece müzekkere yazılmış ise de, müzekkere cevabı olumsuz gelmiş, mahkemece de yeniden bir araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının tespiti, nafakaların tayin ve miktarında önem arzettiğinden, tarafların yeniden ekonomik vc sosyal durumu araştırılarak sonucu uyarınca nafakalar hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
Gerçekleşen bu durum karşısında az kusurlu davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK.m.174/1-2) hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur tespiti ile buna bağlı olarak davacı kadının tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiştir. 2- Velayet kamu düzenine ilişkindir. Karardan sonra velayet kendisine bırakılan davalı babanın müşterek çocuk ...'a şiddet uygulayıp hakaret ettiği iddiasıyla ... 35. Asliye Ceza Mahkemesinde 2014/378 esas sayılı dosyasıyla hakkında ceza davası açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu dosya celp edilerek, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanununun 5. maddesi uyarınca uzmanlardan rapor alınarak ve idrak çağındaki çocuğun da beyanı alınarak deliller hep birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektirmiştir....
Türk Medeni Kanununun 337. maddesine göre evlilik dışı doğan çocuğun velayet hakkı anneye aittir. Anne küçük, kısıtlı veya ölmüş veya velayet kendisinden alınmışsa hakim çocuğun menfaatine göre çocuğa bir vasi atar veya velayeti babaya verir. Somut olaya gelince;.....ın annesi 11.7.1998 doğumlu ... dava tarihinde küçüktür. Baba ile soybağı tanıma ile kurulduğundan, babanın velayeti alma hakkı mevcuttur. Aslolan velayet olduğuna göre, davanın babaya ihbar edilmesi, beyanının alınması, onun tarafından velayetin kendisine verilmesi yönünde dava açılması halinde sonucunun beklenmesi, bu sırada annenin reşit hale gelip gelmediğinin denetlenerek bu hususun gözönünde bulundurulması, velayetin baba tarafından talep edilmediği, annenin de reşit hale gelmediğinin tespiti halinde, işin esası incelenerek çocuğa vasi atanması gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/155 KARAR NO : 2022/370 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BULANCAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2020 NUMARASI : 2019/276 ESAS - 2020/678 KARAR DAVA KONUSU : BABALIK (BABALIK DAVASI) KARAR : Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; annesi Nuriye Erdal'ın bundan çok uzun yıllar öncesinde Hüseyin Erdal ile evlendiğini, daha sonra aralarında çıkan geçimsizlik nedeni ile ayrıldığını, daha sonra annesinin boşanmadan imam nikahı ile birlikte T5 ile evlendiğini, bu birliktelikten kendisinin dünyaya geldiğini belirterek, nüfusta Hüseyin Erdal olan baba adının iptali ile T5 olarak nüfusa tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
şartının somut olaydaki vakıalar sebebiyle ayrı ayrı geçersiz olması, yabancı hakem kararının kamu düzenine aykırı olması davacının MÖHUK'un 61.1 ve 61.1.b maddesine aykırı ve verilen iki muhtıraya aykırı olarak tahkim sözleşmesini hiç sunmaması hakem kararının eksik hali ile kesin süreden sonra dosyaya sunması, somut vakıdada yabancı hakem kararına karşı ---- devlet mahkemelerinde iptal davası açılmış olması,---- hakemin tescilli markalarının son durumunu incelememesi hakemin somut uyuşmazlıkta davalının delillerini hiç incelememesi davacı şirketin kuruluş tarihinden 7 yıl önce davalının TPE den tescil ettirdiği ilk--- tescil tarihini değerlendirmemesi, Paris sözleşmesinde de açıklanan ülkesellik ilkesini dikkate alması, davacının talebinden fazlaya karar vererek, muğlak, belirsiz, ifa kabiliyeti olmayan, anayasaya aykırı, Türk Kanunları ve kamu düzeni dikkate alınmaksızın davalı yönünden tenfizi ve tanınması mümkün olmayan davanın davalı aleyhine haksız ve açıkça hukuka aykırı olan tanima...