Başsavcılığınca; Dairemizin 2008/1135-1303 sayılı ilamıyla kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, ... 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 15.08.2007 gün 2007/1104 değişik ... sayılı kararının bozulmasına karar verildiği ancak, anılan kararın CMK’nun 309.maddesinin 4.fıkrasının (a) bendinde tanımlanan kararlardan olması, hukuka aykırı olduğu belirtilen nedenin yeniden yargılama yapılmasını gerektirdiği, yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kuralların uygulanamayacağı, bu nedenlerle karara 5271 sayılı CMK’nun 309.maddesinin 4.fıkrasının (a) bendi yerine (c) bendinin, "aleyhe sonuç doğurmayacak şekilde" ile "yargılamanın yenilenmesi yasağı nedeniyle bozma kapsamı doğrultusunda yeniden yargılama yapılmasının gerekmediğine" ibarelerinin sehven yazılmış olduğu belirlenmekle ilamımızdaki maddi hatanın düzeltilmesi talep edilmiştir. Dairemiz kararının incelenmesi sonucunda Yargıtay C. Başsavcılığının talebi yerinde görülmekle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Dosyanın yapılan incelemesinde davacı tarafın dava dilekçesinde 500 TL, nafaka talebinde bulunduğu ve bu nafaka talebi ile ilgili ön inceleme duruşmasında yaptığı açıklamada nafaka talebinin yoksulluk nafakasına ilişkin olduğu beyan edildiği anlaşılmaktadır. O halde davacı tarafça usulüne uygun şekilde talep edilmiş yoksulluk nafakası talebi bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından, davacının karar düzeltme isteğinin kısmen kabulüne- kısmen reddine, Dairemizin 30.11.2015 tarih, 2015/6121 esas ve 2015/22588 karar sayılı kısmen bozma-kısmen onama ilamının hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik bölümünün kaldırılmasına, hükmün bu yönden onanmasına, davacının diğer karar düzeltme taleplerinin ise reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Davalı cevap dilekçesinde; davacının boşanma davasında nafaka talebi olmadığını, aradan uzun süre geçtikten sonra davacının nafaka talep ettiğini, kendisinin asgari ücretle çalıştığını, geçim sıkıntısı yaşadığını, maddi durumunun nafaka ödemeye uygun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile,müşterek çocuklardan A... Nur için aylık 400 TL, Semih için aylık 200 TL olmak üzere toplam 600 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ve her yıl başından geçerli olmak üzere ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. HUMK'nun 74....
-TL tutarında kredi ödemesi yaptığını, aradan geçen zaman zarfında takdir edilen nafaka miktarının yetersiz kaldığını belirterek, 600,00.-TL nafaka miktarının 1.200,00.-TL daha arttırılarak 1.800,00.-TL'ye çıkartılmasına, takdir edilen nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının nafaka arttırım talebi yıllık ÜFE oranında olması talebinin hakkaniyete aykırı ve haksız bir talep olduğunu, davalının her ne kadar nafaka dışında müşterek çocuğa her hangi bir katkısı olmadığını iddia etse de, kendisinin nafaka dışında ayda 2- 3 kez müşterek çocuğuna 200,00.-TL - 300,00.-TL arasında değişen okul harçlığı verdiğini, fiilen ödediği nafaka miktarının aylık 800- 900.-TL olduğunu, kendisinin kirada otururken davacının aldığı ev için aylık kredi ödemesi yaptığını, davacının iddia ettiğinin aksine maaşının 6.200,00.-TL olduğunu, maaşının döner sermaye ödemesi ile birlikte aylık 9.000,00....
gerekçe ile "1- Davanın Kısmen kabulü ile, davacının lehine Eynesil Asliye Hukuk Mahkemesi 2004/65 Esas 2004/49 Karar sayılı kararı ile hükmedilen 200 TL aylık nafaka miktarının 400 TL daha arttırılarak dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 600,00 TL'ye çıkartılarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, - Devlet İstatistik Ensititüsü (DİE) 'nün her yıl açıklayacağı fiyat endeksi (ÜFE) oranında artırılma talebi olmadığından bu husuta karar verilmesine yer olmadığına,2- Fazlaya ilişkin talebinin reddine" karar verilmiştir....
Takip talebi ve icra emrinde 01.08.2011 dava tarihinden takip tarihine kadar 2000,00 TL nafaka için takip yapıldığı, takip miktarının, Yargıtay bozması öncesi davacı lehine hükmedilen nafaka miktarıyla olduğu, 01.08.2011 tarihinden takip tarihine kadar, mahkemenin 2013/783 Esas 2014/123 Karar sayılı ilamında belirlenen 1000,00 TL nafaka için takip başlatılması gerekirken ilama aykırı olacak şekilde fazla nafaka alacağı ve faiz talep edildiği, her ne kadar Yargıtay bozma ilamına konu ilam takibe konu edilmiş ise de bozma üzerine yeniden düşük miktarlı nafakaya hükmedilen yeni bir ilam bulunduğu, yani infazı mümkün olan bir mahkeme kararının mevcut olduğu, takibin iptaline karar verilmesinin usul ekonomisine aykırı olacağı ( Yargıtay 12 HD 2020/2275 Esas 2020/9755 Karar), bu halde ilk derece mahkemesince, 2013/783 Esas 2014/123 Karar sayılı ilamdaki nafaka miktarı dikkate alınarak, dava tarihi olan 01.08.2011 tarihinden takip tarihine kadar talep edilebilecek nafaka miktarı ile faizinin...
İcra Müdürlüğü'nün 2022/361.E. sayılı dosyasındaki takibe konu alacakların dönemi farklı olduğu gibi, her iki alacak talebi bir icra dosyasında birleştirilecek nitelikte alacak olmadığını, her iki alacak talebinin takip yollarının farklı olduğunu, mükerrer takipten söz edebilmek için aynı zaman ve dönemde tahakkuk eden alacağın iki ayrı icra takibine konu edilmesi gerektiğini, takiplerin her ikisinin de Manyas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/36.E. Ve 2006/7:K. Tarihli kararında kararlaştırılmış nafaka hakkında olduğunu, 2005 yılından itibaren işlemiş nafakaların ödenmediğini, bu sebeple, 16 yıllık nafaka alacağı bulunduğunu ve ilamda zamanaşımına uğramış 6 yıllık nafaka ilamlı takip yapılamayacağından ilamsız takip ile tahsil yoluna gidildiği, son 10 yıllık nafaka alacağının da ilamla takip ile takibe konulduğunu, özünde ilamlı takip zaten ilk açılan takip olup, kabul anlamına gelmemekle birlikte mükerrer takipten söz edilse dahi mükerrer olan takip işbu davaya konu olan Bandırma 3....
Aile Mahkemesinin 20.06.2014 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıklarını, boşanma sürecinde davacının herhangi bir nafaka talebi olmadığını, bakma yükümlülüğünün ortadan kalktığını, boşanma tarihinden itibaren kendisinden bir şey isteme hakkı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; tarafların Zonguldak 2. Aile Mahkemesinin 20.05.2014 tarihli kararı ile boşandıkları, kararın 20.06.2014 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme ile Zonguldak 1....
erkeğin tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir....
Davalı; davacı ile anlaşarak boşandıklarını, karşılıklı olarak nafaka alacaklarından feragat ettiklerini, ziynet ve nafaka alacakları için 1 yıllık zamanaşımının dolduğunu, iddia edildiği gibi ziynet eşyalarının müvekkilinde değil ...'dan ...'e gelen davacıda olduğunu, sağlık sorunları nedeniyle çalışamadığını, tedavisinin devam ettiğini, ziynet alacağı talebi ile yoksulluk nafakası talebinin reddini dilemiştir....