Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....
Hukuk Dairesince verilen kararın Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davacıya ait konutun davalı nezdinde konut sigorta poliçesi 22/11/2013 - 22/11/2014 dönemini kapsayacak şekilde sigortalandığını, binada yangın çıkması nedeniyle binanın hasar görerek yıkıldığını, davalı şirketin yetersiz ödemesi 19.305,00 TL’yi ihtırazi kayıtla aldıklarını oysa davacı tarafından sigortalı konutun yeniden yapımı için 86.500,00 TL ödenilmek zorunda kalındığı, alınan tutar mahsup edildikten sonra 67.195,00 TL daha alacağın bulunduğunu ve meydana gelen hasar nedeni ile kira kaybı oluştuğunu belirterek bina yangın tazminat bedelinden şimdilik 9.000,00 TL ile kira kaybı bedeli olarak şimdilik 1.000,00 TL'nin talep tarihi olan 20/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile tahsilini istemiş; ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vdl. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/06/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacı, davalı idare tarafından yaptırılan yol çalışması sırasında yol kenarında bulunan taşınmazına zarar verildiğini belirterek uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı, haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, istemin kabulüne dair verilen karar, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....
Temyize konu edilen olayda davacı, demiryolu yapımı nedeniyle taşınmazlarına toprak dökmek ve inşaat şantiyesi kurmak suretiyle taşınmazının kamulaştırılmayan kısımlarının amacına uygun olarak kullanılmasının engellendiğini iddia ederek tazminat istediğine göre, bu davalı yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddedilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2/a-b ) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle davalı ... Girişi yararına, ( 3 ) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA; davalı ... Girişi’nin öteki temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve bütünleyici parçası (mütemmim cüzü) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanununun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir....
Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Bina Yapımı ve Ana Bina Bağlantılı Katları Tadilat, Onarım, İnşaat işlerinin yapılması ihalesine fesat karıştırdığı kabulüyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 26-) Sanık ... hakkında; a-) 21/08/2006 tarihinde yapılan ... Devlet Hastanesi Ameliyathane Yoğun Bakım ve Klima Havalandırma İşi ihalesine fesat karıştırma suçundan beraat, b-) 29/05/2006 tarihinde yapılan ... Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Bina Yapımı ve Ana Bina Bağlantılı Katları Tadilat, Onarım, İnşaat işlerinin yapılmasında rüşvet aldığı, d-) 29/08/2006 tarihinde yapılan ....Nükleer Tıp Kliniği Yapım İşi ihalesinde rüşvet aldığı, -7-Kabulüyle ayrı ayrı mahkumiyet, c-) 29/05/2006 tarihinde yapılan ... Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Bina Yapımı ve Ana Bina Bağlantılı Katları Tadilat, Onarım, İnşaat işlerinin yapılması ihalesine fesat karıştırdığı, d-) 29/08/2006 tarihinde yapılan ......
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 11/02/1959 tarih, 1958/17 E.- 1959/15 K. sayılı kararında içtihadı birleştirme kapsamında olmadığına yer verilerek vurgulandığı gibi bir kamu kurumunca bir tesisin yaptırılması sırasında devlet malı olmayan yerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak ya da moloz yığılması neticesinde oluşan zararların tazmini davası, başkasının malına kamu kurumunun dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı, ayrıca plan, proje ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağından dolayı, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır. Diğer yandan, işlerin plan ve projelere uygun yapılmaması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir eylem sayılamaz. Bu bakımdan böyle bir iddia ile açılmış olan dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır....
Belediye Başkanlığı tarafından 10/07/1987 tarihli inşaat istikamet rölevesine göre yapı ruhsatı verildiği ve buna göre 6907 parsele taşkınlığının olmadığının belirtildiği, bu nedenlerle bina sahibinin iyi niyetli olduğunun anlaşıldığı, bina sahiplerinin iyi niyetli olmaları nedeni ile bina bedelinin davacı tarafından yatırılması gerektiği ancak davacı vekilinin 25/11/2015 tarihli celsede bedeli yatırmayacaklarını bildirdiğinden açılan davanın reddine dair karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, taşkın yapı nedeniyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde bina sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak bina sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....