Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; davalı yanın savunmasına konu iade edilen malların 4.511,38 TL değerinde olduğu ancak davalının iade hususunu usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı, bunun dışında kalan 1.813,74 TL alacağın davalı ayıplı malın sökülüp toplanması ve davacıya iadesi için harcanan tutar olduğunu beyan etmiş ise de, bu konunun da davacı temsilcisi tarafından eda edilen yeminle sabit olmadığının anlaşıldığı, davacının toplam 6.325,12 TL alacağının bulunduğu gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, bu miktar üzerinden takibin devamına, hükmolunan miktarın %40'ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, ayıplı borcun satışından kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE : Davacı, davalıdan satın aldığı ürünlerin imalattan kaynaklı ayıplı olduğu iddiası ile bedel iadesi talebinde bulunmuştur. Yerel mahkemece, davacı tarafından sunulan tahsilat makbuzunun aradaki sözleşmenin varlığına delalet etmediği ve başkaca delil ile de sözleşmenin varlığı ispatlanamadığı cihetle davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı tarafından dosyaya sunulan "tahsilat makbuzu" başlıklı belgenin üzerinde el yazısı ile "yatakodası mobilya bedelidir" ibaresinin bulunduğu ve makbuzda yazılı bedelin davacının ürünler için ödediğini beyan ettiği miktar ile aynı olduğu görülmekle söz konusu belgenin hukuki niteliğinin tartışılarak, belgenin delil başlangıcı olarak kabulü halinde davacı tarafın tanık deliline de dayandığı anlaşılmakla sözleşmenin varlığı konusunda tanıkla ispatın mümkün olduğu dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır....
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu oturma grubunun ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın gizli ayıp olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı, davacının mobilyanın ayıpsız benzeri değiştirilmesi ve terditli olarak bedel iadesi talebinin haklı olup olmadığı noktasındadır. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı ayıp iddiasına dayalı bedelin iadesi istemine ilişkin tazminat davasıdır. Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 227. maddesindeki; "Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme....
Davacı yan davalının, tutanakla bağımsız bölümleri ayıplı olarak teslimini gerçekleştirdiği tarihte, taşınmazlara yönelik KDV oranı %18 olarak belirlendiğini, oysa ifanın ayıplı olduğunun anlaşılarak iade faturası düzenlendiği tarihten sonra idarece, KDV oranı %8 olarak revize edildiğini, davalının, ayıplı ifasına rağmen iade faturayı teslim alarak ayıpları giderdikten sonra, yeniden fatura tanzim etmesi sözleşmesel ve kanuni sorumluluğu olup davalının bu yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bu nedenle, iş bu faturalardan kaynaklı ödemek zorunda kaldığı ilave %10 oranındaki KDV bedelinin davalı tarafça tazmin edilmesi gerektiğini, beyan etmektedir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, araç satışından kaynaklanmakta olup dava ayıplı araç nedeniyle alacağın tahsiline ilişkindir. Davacı, davasını akdi ilişki nedeniyle satın aldığı şirket ile ithalatçı firmaya yöneltmiştir. Bir başka deyişle husumet doğru tarafa yöneltilmiştir. O halde Mahkemece tarafların karşı delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın husumetten reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
F1 tipi tohumunun ayıplı olduğuna dair bir belirleme yapılmayıp, davacı şirketin ayıplı fide satışından sorumluluğunun tespit edilmiş olduğu, davacının davalıların kusurunu ispatlaması gerekirken ispatlayamadığı belirtilerek, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 02.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/04/2019 NUMARASI : 2017/437 ESAS, 2019/153 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı KARAR : Taraflar arasında görülen malın ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, tacirler arasındaki ayıplı mal satışından kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, yetkili servis hizmetinin ayıplı ifa edilmesinden kaynaklı ayıpsız misli ile değişim, olmadığı taktirde bedel iadesi, olmadığı taktirde değer kaybı istemlidir....