DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin -----yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile satın aldığını, araç müvekkili şirketçe satın alındıktan sonra aracın airbaglerinin daha önce açılmış olduğu, orijinal olmayan airbagler ile değiştirilmiş olduğunu, bu hususlar nedeniyle kaza anında airbaglerin açılmayacağının tespit edildiğini, araçta mevcut olan bu ayıba satış ilanında ve ihale açıklamasında yer verilmediğini, müvekkili şirketin hiçbir şekilde ayıptan haberdar edilmediğini, ayıbın ekspertiz raporunda da tespit edilemediğini, bu hususun gizli ayıp niteliği taşıdığını, araçtaki ayıbın müvekkili şirket tarafından tespit edildikten sonra ---- tarihli ihtarnamesi ile davalı şirkete ayıp ihbarında bulunduklarını, ihtarnamede '' ayıp oranında bedelde indirim'' haklarını kullandıklarını bildirdiklerini ve ödeme yapılmasını talep ettiklerini, fakat davalı şirketin ödeme yapmadığını, araçtaki ayıbın niteliği ve ayıp nedeniyle indirilecek bedelin tespiti talebiyle yaptıkları...
seçimlik hakkının bedelde indirim talebi olarak kabulü ile, 10.000- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" karar vermiştir....
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle aracın misli ile değişimi olmadığı takdirde bedelde indirim talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı husus olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece; aracın ayıplı olduğu kabul edilerek misli ile değişim talebinin hakkaniyete uygun düşmediği gerekçesiyle bedelde indirime hükmedilmiş, hükme karşı davacı vekili doğrudan, davalı Honda vekili ise katılma yoluyla istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermek için yeterli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; -Ayıplı aracın satışı nedeniyle yapılan masrafların ödenmesinin ve bedelde indirim talepli olarak açmış oldukları dava ile ilgili olarak mahkemece davanın reddine karar verildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı bir karar olduğunu, -Dosya ile ilgili olarak keşif yapıldığını ve araçta inceleme yapan bilirkişi raporunu verdiğini, bilirkişi yaptığı incelemeler sonucunda müvekkil tarafından yapılan tamiratların belirtilen arızalarla uyumlu olduğunu, bahse konu arızaların kaza sebepli olmadığını, araçtaki bulgulara göre muhtemel motor veya elektrik tesisatı yangının olduğunu, söz konusu olan arızaların davalı tarafından davacıya bildirilmediği sabit olursa aracın ayıplı mal olacağının belirtildiğini, -Dosya içeriği incelendiğinde davalının araçta tespit edilen hususların ve sorgulama esnasında çıkan kaza kayıtları ile ilgili olarak herhangi bir bilgi vermediğini ve açıklama yapmadığının anlaşıldığını...
Dava, davacı tarafça davalıdan ikinci el olarak satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, davacının seçimlik hakkını bedelde indirim yönünde kullanmasına ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporuna göre; davaya konu edilen .... plaklı araçta gizli ayıbın bulunduğu, 21/05/2023 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu ve davacının 106.734,32 TL gizli ayıp nedeniyle bedelde indirim hakkı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Tüketicinin sözleşmeyi sona erdirmesi, durumun gereği olarak haklı görülemiyorsa, bedelden indirim ile yetinilir. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 4 üncü maddede belirtilen şartlar çerçevesinde tazminat da isteyebilir. Sağlayıcı, tüketicinin seçtiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Sağlayıcı, bayi, acente ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz." Hükümleri yer almaktadır. Somut olayda, her ne kadar mahkemece davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, dava konusu olan internet hizmetini ... A.Ş. ile ... A.Ş'nin birbirlerine bağlı olarak sunuyor olmaları, ... A.Ş.'...
Somut olayda, eldeki uyuşmazlığa konu malın ayıplı olmasından kaynaklanan ayıp sebebiyle bedelde indirim ve tazminat talepli davaların ise 6502 sayılı Yasa'nın 73/A maddesinde sayılan arabuluculuğa başvurmaktan muaf tutulan istisnalar kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır....
GEREKÇE: Dava, davalı şirket tarafından davacıya satışı vaadi sözleşmesi ile satılan taşınmazın sözleşmede kararlaştırılan sürede tamamlanmaması nedeniyle bedelde indirim hakkının kullanılması suretiyle eksik işler bedeli talebine ilişkin olup mahkemece taşınmazın fiili teslimi yapılmadan eksik işler bedelinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı, davalı bankadan aldığı kredi ile diğer davalı firmadan satın aldığı taşınmazın sözleşmede taahhüt edilen süresinde teslim edilmemesi nedeniyle bedelde indirim hakkını kullandığını belirterek eksik işler bedeli istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Ayıplı hizmet ise 6502 sayılı yasanın 13.ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup,buna göre 13.maddesinde;"(1) Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir. (2) Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır." denmektedir....