WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davalı Carhan Otomotiv İnş.tur.san.ve Tic.ltd.şti vekili 28/02/2022 tarihli istinaf dilekçesinde; bilirkişilerin varsayıma dayalı olarak hesap yaptığını, kasko dosyaları eksper raporu hospital car ekspertiz raporlarının dosya içine alınmadan karar verildiğini, aracın satış tarihinde raporların davacı yanca bilinip bilinmediğinin tespit edilmesinin gerektiğini, bilirkişi hesaplamalarının soyut olduğunu, aracı satın alan davacının iki buçuk ay sonra ayıplı olduğunu öğrendiğini iddia ettiğini, süresi içerisinde ayıp ihbarı yapılmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı ayıp oranında bedel indirimi talepli davadır....

Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı taşınmaz satışı iddiasına dayalı TBK.227 maddesi kapsamındaki seçimlik hakkın kullanılması ile ayıp sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemlidir. Davacı vekili; davalının davacıya 20/09/2013 tarihinde 87.000,00 TL bedel mukabilinde taşınmaz sattığını, ancak davacının sonradan taşınmazın gizli ayıplı olduğunu öğrendiğini, ayıp sebebiyle taşınmazda bulunan eşyaların ve taşınmazdaki boya, parke, fayans gibi kısımların zarar gördüğünü ileri sürerek davalıya ödenen 87.000,00 TL satış bedeli ile ayıp sebebiyle uğranılan zarar kapsamında satış masrafları ve taşınmaz ile dairedeki eşyaların uğradığı zararın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, gizli ayıp sebebiyle davacının yaşadığı sıkıntı ve üzüntüye karşılık 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş,01/03/2018 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek dava değerini 126.325- tl.olarak belirlemiştir....

başına tadilat yapılmasının mümkün olmadığı, Tespit edilen mahal listesine ve vaziyet planına aykırılıkların, Satılan'ın Sözleşme'de kararlaştırılan koşulların hilafına olacak şekilde ayıplı olarak teslim edildiğine işaret ettiği, Huzurdaki uyuşmazlıkta Satılan'ın mülkiyetinin geçişi tapu kayıtlarından tespit edilmekle birlikte, Satılan'ın Davalı Lin Yapı tarafından Davacı Emre Tasarım'a ne zaman teslim edildiğinin tespit edilemediği, bu nedenle Satılan'daki ayıp iddialarına dayalı satış bedelinden indirim ile maddi zararların tazmini yönündeki Davacının talepleri ile satış bedelinden indirim ile maddi zararların tazmini taleplerine bağlı (temerrüd iddiasına dayalı) gecikme (avans) faizi talepleri bakımından Heyetce bir değerlendirme ve buna bağlı olarak hesaplama yapılmasının mümkün olamadığı" rapor edilmiştir. 30/10/2022 tarihli İnşaat Mühendisi Kenan Ergun Şarklıoğlu, Makine Mühendisi Yunus Ayhan Yavuz, Mimar Hasan Kılıç, Hesap Uzmanı Cemal Dursun'dan aldırılan bilirkişi EK raporunda...

    Davalı, tehdit ve hile iddiasına dayalı davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, dava konusu taşınmazın satışının gerçek olduğunu, iddiaların doğru bulunmadığını, davacının muvazaaya dayalı iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, noterde yapılmayan satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının kredi sözleşmesi gereğince ödemesi gereken taksitleri ödemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaz temlikinin hile ve tehdit sonucu olduğu iddiasının ispat edilemediği gibi davanın temlikten itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede de açılmadığı, davacının kredi sözleşmesine dair yükümlülüklerini de yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      Davalı, ayıp iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm,taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıp iddiasına dayalı olarak, satın alınan taşınmaz bedelinin indirilmesi istemine ilişkindir. Davacının, davalıdan bir daire satın aldığı ve dairenin davacıya teslim edildiği uyuşmazlık konusu değildir. 4077 sayılı Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır....

        Başka ifade ile bu hükümlerin geçerli olabilmeleri için; ya 07/01/2016 tarihli satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış olması, yahut bu hükümlerin tapuda yapılmış resmi satış sözleşmesinde yer almaları gerektiği açıktır. İlk sözleşme TBK'nun 237/1,2 fıkraları ve 12/2 maddesi uyarınca geçersiz olduğundan ve geçerli satış sözleşmelerinde de fiili teslim tarihine ve ceza-i şarta ilişkin düzenleme yer almadığından, davacının davalıdan ceza-i şart talep etme hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan tüm bu gerekçelerle davacının ceza-i şartın tahsiline yönelik talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının diğer talebi ise; dava konusu taşınmaz satış sözleşmesinde ayıba dayalı tazminat talebidir. Taşınmaz satışlarına, taşınır satışlarına ilişkin, bu arada satıcının ayıptan sorumluluğuna ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağına dair TBK'nun 246 maddesi uyarınca; eldeki talep yönünden TBK'nun 219 ve devamı hükümleri uygulanmak gerekir....

          KARAR Davacı, davalılardan 1728 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki B blok zemin+çatı bağımsız bölümü satın aldığını, satış bedelini eksiksiz ödemesine rağmen, davalıların taşınmazın eklentilerini tam ve kusursuz şekilde teslim etmediğini, taşınmazın ayıplı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, eksik iş bedeli olarak 1.000,00 TL ve değer fark olarak 100,00 TL'nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, 22.01.2010 tarihinde satın aldığı taşınmazın ayıplı olduğunu ileri sürerek tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....

            KARAR Davacı 3. kişi vekili, dava konusu taşınmazın 11/208 oranındaki hissesini takip dosyasında haciz konulmadan önceki bir tarihte taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle takip borçlusundan satın aldıklarını ve tapuya bu konuda şerh verildiğini, bu tarihten sonra kayıt maliki borçlunun borcundan dolayı konulan haczin yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek taşınmaz hissesine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olduğunu haciz işleminin hukuka uygun olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu edilen taşınmaz payı üzerindeki satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh tarihinin 27/06/2012, takip dosyasında tesis edilen haciz tarihinin daha sonraki bir tarih olan 26/09/2012 tarihi olduğu, bu durumda, satış vaadi şerhinden sonra konulan haczin sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması gerekir.(Yargıtay 13.HD 2016/24321 E.-2019/12195 K) Davacılar eksik ifa ve ayıp iddiasına dayalı tazminat talebinde bulunmaktadırlar....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin olarak yapılan incelemede; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı ayıp oranında satış bedelinden indirim, yoksun kalınan araç kira bedelinin tahsili ve araç üzerindeki mülkiyeti muhafaza kaydının terkini talebine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu