belirtmemesi nedeniyle mal beyanının İİK’nun 74.maddesinde düzenlenen şartları taşır nitelikte olduğunun kabulü mümkün bulunmadığından isnat edilen suçun oluşmadığı gözetilmeksizin sanığın beraati yerine cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsizdir....
İCRA MAHKEMESİ Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...’ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İİK’nun 74.maddesindeki “Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.”şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 31.10.2007 tarihli mal bildiriminin borçlunun yaşam tarzına göre geçim kaynak ve olanaklarını içermemesi nedeniyle İİK’nun 74.maddesinde düzenlenen şartları taşır nitelikte mal beyanı olarak kabulü mümkün bulunmadığından isnat edilen suçun...
ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama istemli tebliğnamesiyle dosya daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREGİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına İcra ve İflas Kanunu'nun "Beyanın muhteviyatı" başlıklı 74.maddesindeki, "Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 16.8.2007 tarihli mal bildiriminde yaşam tarzına göre geçim kaynak ve olanaklarını belirtmemesi nedeniyle mal beyanının, İİK'nun...
"şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 18.12.2007 tarihli mal bildiriminde borcu ne şekilde ödeyeceğini belirtmemesi nedeniyle mal beyanının İİK’nun 74.maddesinde düzenlenen şartları taşır nitelikte olduğunun kabulü mümkün bulunmadığından isnat edilen suçun oluşmadığı gözetilmeksizin sanığın beraati yerine cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün bu yönüyle istem gibi BOZULMASINA, 05.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın 338.maddesi gereğince 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İcra ve İflas Kanunu'nun "Beyanın muhteviyatı" başlıklı 74. maddesindeki, "Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 18.9.2006 tarihli mal bildiriminde borcu ne şekilde ödeyeceğini belirtmemesi nedeniyle mal beyanının, İİK'nun 74.maddesinde düzenlenen şartları taşımadığı gözetilmeksizin sanığın beraati yerine cezalandırılmasına karar...
İcra Mahkemesi Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...’ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden,Yargıtay C.Başsavcılığının onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İcra ve İflas Kanunu'nun "Beyanın Muhteviyatı" başlıklı 74.maddesindeki “Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.”şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, borçlunun 23.1.2007 tarihli mal bildiriminde borcu ne şekilde ödeyeceğini ve yaşam tarzına göre geçim kaynak ve olanaklarını belirtmemesi nedeniyle beyanının İİK’nun 74.maddesinde düzenlenen şartları taşıdığından...
İCRA MAHKEMESİ Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...’in İİK’nun 338.maddesi gereğince 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İİK’nun 74.maddesindeki, “Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 12.07.2007 tarihli mal bildiriminin yaşam tarzına göre geçim kaynak ve olanakları ile, takip konusu borcu ne şekilde ödeyeceğini içermemesi nedeniyle İİK’nun 74.maddesinde...
Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Dosya kapsamından uyuşmazlığın, davacının davalı rent a car firmasından kiraladığı aracın arızalanması nedeniyle iade edildiği, araç kiralandığında yakıt deposunun doldurulduğu halde kullanılamadığını belirterek ödenen kira bedeli, yakıt ücreti ve davalı tarafından davacının kredi kartından haksız olarak çekilen 500 TL.nin davalıdan tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkin olduğu anlaşılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle,Davacının davasını dayandırdığı TMK 217.maddesi mal rejiminin eşler arasındaki borçların muaccel olmasına engel olmayacağı hükmünü düzenlediği, tarafların arasındaki uyuşmazlığın da Aile Hukukuna ilişkin olduğu, söz konusu paranın kişisel mal mı, edinilmiş mal mı olduğunun tespitinin de Aile Hukukunun kapsamına gireceğinden görev itirazında bulunduklarını öncelikle davacının bu talebini "akdi ilişkiye dayalı şahsi alacak" olarak nitelemesi gerektiğini, taraflar arasında evliliğin ve yasal mal rejimi olan, edinilmiş mallara katılma rejimi"nin devam ettiğini, hal böyleyken davacının huzurdaki dava ile müvekkilinden '"akdi ilişkiye davalı şahsi alacak" iddiası ile talepte bulunmasının hukuki dayanağının bulunmadığı, taraflar arasında İstanbul Anadolu 12.Aile Mahkemesinin 2016/665 Esas sayısı ile açılmış boşanma davasının derdest olduğundan, davaya konu alacak, mal rejimi tasfiyesine konu alacak niteliğinde olduğunu, boşanma davasının kabulü halinde...
Taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Davacı vekili, taşıma sözleşmesinin ihlali nedeniyle doğan mal bedeli ile kâr kaybı nedeniyle doğduğunu iddia ettiği toplam 917.000 USD alacağının tahsili amacıyla giriştiği icra takibine davalılarca yapılan itirazın iptali istemiyle işbu davayı açmıştır. Yargılama aşamasında davacı vekilince verilen 24.04.2007 tarihli tavzih dilekçesiyle takibe konu 917.000 USD'lik bölümünün mal bedeline, kalan 274.688,96 USD'lik bölümünün ise dava konusu mal bedelllerinin tahsil edilememesi nedeniyle mahrum kalınan kâr kaybı ve bankalara ödenmek zorunda kalınan kredi faizlerine ilişkin olduğunu belirtmiş, 29.04.2010 tarihli dilekçesinde bu defa 274.688,96 USD alacak bölümüne açıklık getirerek malların hatalı teslimi nedeniyle uğranılan kâr kaybına karşılık 221.403,63 TL ve 159.975,38 TL finansman kaybının hüküm altına alınmasını istemiştir....