Davacının mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece davanın bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, Dairenin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun istikrarlı içtihatlarında evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi halinde Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri uyarınca uygulanacak zamanaşımı süresi TMK'nun 5. maddesi yoluyla 6098 sayılı TBK'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıl (mülga BK.m.125.) olarak kabul edilmiştir....
T.M.Y.’nın 227. maddesinde “eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık olmaksızın katkıda bulunmuşsa tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiyesi sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıcındaki değeri esas alınır.” Türk Medeni Yasasının yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 Sayılı Yasanın 10. maddesinde “T.M.Y.’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder....
T.M.Y.’nın 227. maddesinde “eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık olmaksızın katkıda bulunmuşsa tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiyesi sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıcındaki değeri esas alınır.” Türk Medeni Yasasının yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 Sayılı Yasanın 10. maddesinde “T.M.Y.’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak hukukuna ilişkin davada ... 3. Asliye Hukuk ile 1. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 28.07.2004 günlü dilekçesinde evlilik birliği içinde edilen mallar için katkı payı nedeniyle 1/2 hisse talep etmektedir. T.M.Y.’nın 226. maddesinde “her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır.” T.M.Y.’nın 227. maddesinde “eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık olmaksızın katkıda bulunmuşsa tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiyesi sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıcındaki değeri esas alınır.”...
T.M.Y.’nın 227. maddesinde “eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık olmaksızın katkıda bulunmuşsa tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiyesi sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıcındaki değeri esas alınır.” Türk Medeni Yasasının yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 Sayılı Yasanın 10. maddesinde “T.M.Y.’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkide davalının borcunu ödememesi nedeniyle icra takibine başlandığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazdan sonra 2.000.00 YTL ödendiğini, bu ödemenin mahsubundan sonra bakiye alacak olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %40’ dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şikayete konu takip dosyasında, Borçlu Belediye Başkanlığına mal beyanında bulunması için, yukarıdaki madde uyarınca muhtıra gönderilmiş, Belediye tarafından 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesine istinaden 06.04.2019 tarihinde mal beyanı bildiriminde bulunulmuştur. "5393 Sayılı Kanun'un 15/son maddesinin, haciz işleminin sadece gösterilen mal üzerine uygulanacağına dair kısmının Anayasa Mahkemesinin 2014/194 Esas 2015/55 Karar sayılı 17.06.2015 tarihli kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle, belediye mallarının haczi mümkündür. Alacaklının sadece mal beyanında gösterilen mallar üzerine haciz uygulaması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Belediye Kanunu'nun 15/5 ve 15/son maddesi gereğince alacak miktarını aşmayacak şekilde haciz yapılabilir. İcra müdürlüğü, borçlunun gösterdiği malların dışında kalan alacaklının talep ettiği diğer mallar üzerine de haciz uygulamak zorundadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, satım sözleşmesinden kaynaklanan hasarlı mal nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Hüküm Sulh Hukuk Mahkemesinden verilmiştir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkilinden satın aldığı faturalı mal bedellerini ödemediği gibi tahsil ettiği 1.500.000.000 TL nakit parayı da iade etmediğini ileri sürmüş ve toplam 18.731.376.388 TL asıl alacak ile ihtarname tebliğ tarihinden dava tarihine kadar işlemiş olan 1.560.950.000 TL yasal faizin, asıl alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....