Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, aracın iadesi sırasında bu değer kaybını davalı tarafa iade etmek zorundadır. Mahkemece bu husus kullanımından kaynaklı değer kaybı olarak değerlendirilmiş ise de doğru olmamıştır. Mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 5236 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    F1 tipi tohumunun ayıplı olduğuna dair bir belirleme yapılmayıp, davacı şirketin ayıplı fide satışından sorumluluğunun tespit edilmiş olduğu, davacının davalıların kusurunu ispatlaması gerekirken ispatlayamadığı belirtilerek, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 02.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Taraflar arasındaki uyuşmazlık, araç satışından kaynaklanmakta olup dava ayıplı araç nedeniyle alacağın tahsiline ilişkindir. Davacı, davasını akdi ilişki nedeniyle satın aldığı şirket ile ithalatçı firmaya yöneltmiştir. Bir başka deyişle husumet doğru tarafa yöneltilmiştir. O halde Mahkemece tarafların karşı delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın husumetten reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, yetkili servis hizmetinin ayıplı ifa edilmesinden kaynaklı ayıpsız misli ile değişim, olmadığı taktirde bedel iadesi, olmadığı taktirde değer kaybı istemlidir....

        Davacı yan davalının, tutanakla bağımsız bölümleri ayıplı olarak teslimini gerçekleştirdiği tarihte, taşınmazlara yönelik KDV oranı %18 olarak belirlendiğini, oysa ifanın ayıplı olduğunun anlaşılarak iade faturası düzenlendiği tarihten sonra idarece, KDV oranı %8 olarak revize edildiğini, davalının, ayıplı ifasına rağmen iade faturayı teslim alarak ayıpları giderdikten sonra, yeniden fatura tanzim etmesi sözleşmesel ve kanuni sorumluluğu olup davalının bu yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bu nedenle, iş bu faturalardan kaynaklı ödemek zorunda kaldığı ilave %10 oranındaki KDV bedelinin davalı tarafça tazmin edilmesi gerektiğini, beyan etmektedir....

          dikkate alındığında bu hasarın kullanım kaynaklı olduğunu, iki yan tarafında oluşan izler yine kullanımdan kaynaklı leke ve kirlenmeye bağlı olarak oluştuğunu, ürünün ayıplı olmadığını bildirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, ayıplı mal satışından kaynaklanan alacağa ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 28.09.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, taşınmazın ayıplı satışından doğan zararın tazminine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/11/2019 tarih ve 2016/1088 Esas - 2019/1308 Karar sayılı kararı ile; "Dava hukuki niteliği itibariyle ayıplı malın iadesi ile oluşan zararın tazminine ilişkindir......

                  KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı mobilya takımının ayıplı çıkması üzerine tüketici hakem heyetine başvurduğunu, lehine çıkan bedel iadesi yönündeki karar sonrasında icra takibi başlattığını ancak takibe haksız şekilde itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı, tüketici hakem heyetinin görev sınırını aşarak karar verdiğini, ayıpla ilgili isnatların da haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça başlatılan Kulu İcra Müdürlüğünün 2010/92 esas sayılı takibinde 6.240,00 TL asıl alacak ve 204,64 TL işlemiş faizin takipten itibaren işleyecek faizi ile tahsili istenmiştir. Ne var ki eldeki itirazın iptali davasında dava değeri 6.240,00 TL olarak gösterilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu