Taraflar arasındaki sözleşmede ayıp nedeniyle bedelde indirim isteyen davacı aracı satmak amacıyla aldığına ve tüketici konumunda olmadığına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığa uygulanacak olan Yasa hükümleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun satım sözleşmesine ilişkin hükümleri olup, davaya bakmakla görevli mahkemede genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Bu itibarla; 6100 sayılı HMK'nın 353/114/1- c ve 115/2. Maddeleri uyarınca, mahkemenin görevli olması dava şartı olduğundan, ilk derece mahkemesince, Asliye Hukuk mahkemesinin görevine giren davada, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 219- 231. Maddeleri kapsamında uyuşmazlığın esasının çözülmesi doğru olmamıştır....
Davalı vekili; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, ayıp sebebiyle uğranılan zarara ilişkin kalemlerin açıklanmadığını, dava konusu taşınmazda ayıp bulunmadığını,kaldıki davacının taşınmazı gezip görerek satın aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
HD 25/02/2020 tarih ve 2019/5723 E 2020/1675 K) Olayımızda; dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararındaki gerekçeye, yasal gerektirici nedenlere göre; Mahkemece hükme esas bilirkişi heyeti kök raporu ve 17/0/2021 tarihli ek raporda; kalorifer sisteminin arızasının gizli ayıp, bina arka cephesinde ısı yalıtımı bulunmamasının açık ayıp, kapıların ayıbının gizli ayıp, çatıdaki su sızıntısına konu ayıbın gizli ayıp ve asansörün ruhsatsız olmasının açık ayıp niteliğinde olduğu, asıl davada kira bedelinden aylık 2.143,19 TL indirim yapılabileceği, birleşen davada açık ayıplar için aylık 625,00 TL, gizli ayıplar için 60,00 TL aylık indirim yapılabileceğinin rapor edilmiş olmasına, makine ve inşaat mühendisi bilirkişiden alınan bu ek raporun hükme ve denetime elverişli bulunmasına ve tespit edilen bu ayıplar nedeniyle asıl davada kira bedelinden aylık 2.143,19 TL, birleşen davada açık ve gizli ayıplar için aylık 685,00 TL indirim yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, kira ilişkisinin...
Davacı bozma sonrası 07.01.2021 tarihli 3. celsede seçimlik hakkına yönelik talebini ayıp oranında bedelde indirim olarak açıklamıştır. Mahkemece davacının bu beyanı ve Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarih ve 2016/17248 Esas ve 2019/9117 Karar sayılı bozma ilamının 1. bendinde yer alan davacının seçimlik hakkı konusunda aldırılan bilirkişi raporu denetime elverişli olmamakla birlikte davalıların itirazlarını da karşılar nitelikte değildir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen bozma ilamında belirtilen hususlar ve özellikle ayıp oranında bedelde indirime yönelik seçimlik hak kullanıldığından nispi metoda göre satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeriyle, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanarak hesaplama yapılması dikkate alınmamıştır....
Davacı bozma sonrası 07.01.2021 tarihli 3. celsede seçimlik hakkına yönelik talebini ayıp oranında bedelde indirim olarak açıklamıştır. Mahkemece davacının bu beyanı ve Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarih ve 2016/17248 Esas ve 2019/9117 Karar sayılı bozma ilamının 1. bendinde yer alan davacının seçimlik hakkı konusunda aldırılan bilirkişi raporu denetime elverişli olmamakla birlikte davalıların itirazlarını da karşılar nitelikte değildir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen bozma ilamında belirtilen hususlar ve özellikle ayıp oranında bedelde indirime yönelik seçimlik hak kullanıldığından nispi metoda göre satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeriyle, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanarak hesaplama yapılması dikkate alınmamıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/294 E., 2019/77 K. sayılı ve 14.03.2019 tarihli kararının bozulması ve kaldırılması ile yukarıda açıklanan istinaf sebeplerine göre istinaf incelemesi sonucunda yeni bir karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Tüketiciyi Koruma Kanunudan Kaynaklanan gizli ayıp iddiasına dayalı olarak aracın ayıpsız misli ile değişimi olmadığı takdirde bedel iadesi, ayıp oranında bedelde indirim talebine yöneliktir. İlk derece mahkemesince, davacı tarafından sözleşmeden dönme hakkı kullanılarak dava konusu aracın iadesi ve ödediği paranın iadesi seçimlik hakkını talep edilmişse de ayıp oranında (5.886,50....
Davalı vekili cevap dilekçesinde, ayıp ihbarı yapılmadığını ileri sürmüş ve ayrıca ayıpların kullanım hatasından kaynaklandığını savunmuştur. Cevap dilekçesinde, davacının ayıpları bildirerek servis hizmeti talep etmesi sebebiyle servis hizmeti yapıldığı beyan edildiği ve dinlenen tanık beyanları da doğruladığından ortaya çıkmasından sonra süresinde ayıp ihbarının yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça tespit raporuna karşı çıkılmasına rağmen mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmamış, davacı iş sahibince söküldüğü ileri sürülen cam balkon malzemelerin mevcut olup olmadığı ve iadesinin mümkün olup olmadığı araştırılmamış, iadeye ya da hurda bedelinin tenziline karar verilmemiştir....
oranından bedelde indirim yani -----bedelinin ve aradaki farkın bilirkişi marifeti ile tespiti edileceği dikkate alınarak ----- tazminat alacağının hüküm altına alınmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Evleri, B blok, 46 nolu daireyi 29.01.2007 tarihli sözleşme ile davalıdan satın aldığını, satış sözleşmesinde, ilanlarda, reklam ve broşürlerde vaat edilmesine rağmen bağımsız bölümde ve ortak alanlarda eksik ve ayıplar bulunduğunu ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla satış bedelinden şimdilik 67.500,00 TL indirim yapılarak bu meblağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 79.625,00 TL'ye yükseltmiştir. Davalı; süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını, hiç bir ihtirazi kayıt olmaksızın taşınmazın teslim alındığını, taşınmazda ayıp ve eksik imalat bulunmadığını, mahal listesine uygun olarak inşaatın tamamlanarak teslim edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
Yine TBK m. 246 uyarınca taşınır satışına ilişkin kurallar, kıyas yoluyla taşınmaz satışında da uygulanacağından davacının ayıp nedeniyle bedel indirim hakkını kullanmasının mümkün olduğu değerlendirilmiştir. 29/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda tarafların dava konusu taşınmaz için 33,40m2 alana karşılık 550.000 TL bedel kararlaştırdığı, dava konusu bağımsız bölümün imara uygun hale getirilmesi sebebiyle 33.40 metre kare olan alanın 24,90 metre kareye düştüğü, bu haliyle dava konusu bağımsız bölümün değerinin 410.028,00 TL olduğu tespit edilmiştir....