Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı ayıp oranında indirim bedeli taleplidir. Davacı vekili; davacının, davalıdan 14/11/2017 tarihinde 48.000,00 TL bedel mukabilinde araç satın aldığını, sonradan aracın kmsiyle oynandığını öğrendiğini ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL ayıp oranında indirim bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davasını ıslah ederek dava değerini 8.000,00 TL olarak belirlemiştir. Davalı; aracın km'siyle oynamadığını, bu yüzden ayıptan sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir....

Dava, teslim edilen taşınmazın yüz ölçümünün sözleşmede satışı vadedilen miktardan eksik olduğu iddiasına dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşme tarihi 25.10.2013 olup 6502 Sayılı Kanun 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6502 sayılı yasanın geçici 1/2 maddesi'nde ''Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerine, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümleri uygulanır.'' hükmü gereği mahkemece sözleşme tarihi itibariyle 4077 sayılı yasanın uygulanması usul ve yasaya uygundur. İlk Derece Mahkemesince; taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, tapu kayıtları, mimari proje, ödeme belgeleri, Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesinin 2015/22 D. İş sayılı tespit dosyası fotokopisi ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosya arasına alınarak incelenmiş, keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....

    Davaya konu uyuşmazlıkta, mahkemece taşınmazdaki açık ve gizli ayıpların taşınmaz teslimi sırasında düzenlenen tespit föyünde davacı tarafından açıkça belirlenerek ve ihtirazi kayıt konularak teslim alındığı, teslimattan sonrada başka ayıpların da çıktığı, tüm bu ayıplar yönünden taşınmazda oluşan değer kaybının hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporundaki hesaplamaya dayalı olarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından taşınmazın teslimi sırasında düzenlenen tespit föyünde belirlediği ayıplı imalatlar dışında sonradan ortaya çıkan ayıplı imalatların açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı olduğuna dair herhangi bir tespite yer verilmemiştir. O halde, mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli değildir....

      Dava, teslim edilen taşınmazın yüz ölçümünün sözleşmede satışı vaad edilen miktardan eksik olduğu iddiasına dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “ayıp nedeniyle taşınmaz satış sözleşmesinin feshi, maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesince (kapatılan Üsküdar 2. Asliye Hukuk Mahkemesince) davanın reddine dair verilen 20.09.2012 gün ve 2011/110 E., 2012/365 K. sayılı karar davacı vekillerinin temyizi üzerine, Yargıtay 13....

          Davalı vekili; yasal süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığını ve davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; dava konusu istif makinesinin davacıya 13.09.2008 tarihinde teslim edildiği,davacı teslim aldıktan sonra TTK.nun 25/3.maddesi gereğince 8 günlük süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı ve 6 aylık süre içerisinde dava açmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu olan makinedeki ayıbın gizli ayıp olup olmadığı konusunda uzman bilirkişi raporu alınması, BK. 207/son maddesi uyarınca somut olayda iğfal olup olmadığı ve böylece zamanaşımının uygulanıp uygulanamayacağı yönünde araştırma yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            Tüketici Mahkemesi'nin 2020/268 Esas, 2021/236 Karar sayılı ve 01/06/2021 tarihli kararı ile; " davaya konu taşınmaz satış sözleşmesi incelendiğinde 31.10.2018 tarihli resmi satış senedindeki satıcıların iştirak halinde malik olan üç kişi olduğu bu kişilere vekaleten işlem gerçekleştiren kişinin Mehmet Tongal olduğu, bu kişinin aynı zamanda ilgili taşınmazın yüklenici firmasının tek yetkilisi olmakla birlikte arsa sahipleri ile yapmış olduğu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde ayrıntısı bildirilen borçlanılan edimleri arsa sahiplerine karşı borçlandığı davacı ile arasında bir sözleşme bulunmadığı ve bu sözleşmedeki taahhütlerin davacıyla yapılan bireysel satış işleminde yer almadığı, yine arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ekleri incelendiğinde dava konusu eksik ve ayıplı ifa edildiği iddia olunan taşınmazın arsa sahibine isabet edecek taşınmazlardan olduğu, davacı her ne kadar taşınmazı Mehmet Tongal'dan aldığını ve kendisinin taşınmazın niteliğine ilişkin uyuşmazlık konusu...

            arasında bağlı kredi ilişkisi bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı T7 Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmediğini...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, davacıların murisi tarafından verilen vekalete istinaden davalılar tarafından imza altına alınan taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı olarak satış vaadi sözleşmelerinin iptali istemine ilişkin olup, BK'nın 18. (TBK'nın 19.) maddesinde düzenlenen muvazaa iddiasına dayalı açılan davada, hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 17. Hukuk Dairesinindir. Her ne kadar, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’nun 20.12.2016 tarih, 2016/48123 esas, 2016/47921 karar sayılı ilamı ile dosya Dairemize gönderilmiş ise de, maddi hatanın giderilerek görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Hükümlerine göre çözülmesi gerektiği de belirlenerek,davacının dava konusu taşınmazı 3 kişiye tapudaki satış bedeli,taşınmazın ayıpsız olması halinde olabilecek satış bedeli,varsa taşınmazın ayıplı satış bedeli uzman bilirkişi refakatiyle taşınmaz başında keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak belirlenmesi,dolayısıyla davacının dava konusu talebinin ve hukuki yararının bu rapor kapsamına göre değerlendirilmesi, ayrıca gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri uyarınca her iki yasada farklı hükümler içeren açık ayıp,gizli ayıp,gizlenmiş ayıp ve eksik ifa hususları ile ayıp ihbarı süresi,ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı hususları da belirlenerek tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre esasa ilişkin hüküm kurulması gerekir. Bu nedenlerle, dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Davacı istinaf talebinde haklıdır....

              UYAP Entegrasyonu