Davacı tarafından talep edilen kıdem tazminatı,ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınmıştır....
Mahkemece yapılan yargılamada, dinlenen tanıklar, toplanan tüm deliller ve aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda, verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, fazla çalışma ücret alacağı ile hafta tatili ücret alacağı yönünden uygulanan hakkaniyet indirim oranının da davacının çalışma süresi ve hükmolunan alacak miktarı göz önüne alındığında, dosya kapsamına uygun düştüğü anlaşıldığından, bu yönden yapılan istinaf talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davacıya 543,00 TL bedelli ürün satılmış olmasının ve yine kendisine 10.000,00 TL kredi kullandırılmış olmasının eldeki davamızda konu edilen işçilik alacakları yönünden işin esasına etkili olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından, davalı vekilinin bu yönden eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle yaptığı istinaf talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır....
Taraflar arasında husumet, davacının fark ücret alacağı ile buna bağlı olarak fazla çalışma ücreti alacağı talep edip edemeyeceği konularında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 36. maddesinde, “Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hakedişlerinden öderler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre ihale makamı, işçi ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmek durumundadır....
ne taşımadığını,müvekkilinin davacı şirkette çalıştığı sırada işten atılma tehdidiyle davacının sunduğu iş akdini imzalamak zorunda kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Ceza Dairesi’nin 15/09/2020 tarih ve 2020/342 Esas, 2020/759 Karar sayılı kararında bozma sebebi dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin; temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin olunmasının isabetli olmadığına, haksız tahrik nedeniyle daha fazla indirim uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, Ancak; Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanığın olay tarihinden bir hafta kadar önce çalışmakta olduğu iş yerinde ... isimli arkadaşıyla tartıştığı ve mağdurun da, sanık ile ... arasında yaşanan bu kavgaya dahil olduğu, bir müddet sonra sanığın işten çıkartıldığı ve bunun sorumlusu olarak mağduru gördüğü, olay günü autoport adlı iş yerine kiraladığı araçla gelen sanığın, mesai arkadaşı olan tanık ... ile bir süre iş yerinin otopark kısmında araç içerisinde işten atılma meselesini konuştuğu, mağdurun ise iş yerine ait olan servis aracından inip otoparkta bulunan şahsi aracına doğru yürüdüğü esnada, sanığın mağduru görmesi...
yılında Durağan ilçesinde meydana gelen sel felaketi nedeniyle zararının oluştuğunu, davalı idare bir daha sel meydana geldiği takdirde zararı önleyebilmek yada hafifletebilmek adına sel gelen akarsuyun geçtiği Yanalak köyü mevkiine akarsuyun önüne büyük bir bent inşa edildiğini, müvekkillerine ait taşınmaz bent yapıldığından beri dereden su geldiği zaman bendin suyu tutması nedeniyle su altında kalmış su azaldığı yada hiç gelmediği zamanda ise su ile gelen balçığın birikmesi nedeniyle balçığın altında kaldığını ve tümü ile kullanılamaz hale geldiğini, fazlaya dair hakkı mahfuz kalmak kaydıyla 1.000 TL davacı T2 ve 1.000 TL davacı Ramazan Doğan kamulaştırmasız el atılan yer bedelinin dava tarihinden itibaren kararın kesinleşme tarihine kadar yasal faizi ile birlikte kesinleşmeden sonra ise kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranında işleyecek faizi ile tahsilini talep ettiğini, fazlaya dair hakkı mahfuz kalmak kaydıyla zikredilen taşınmazlara haksız el atma bedeli olarak el atılma...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece davalı T3' na karşı açılan davanın kabulü ile; dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atılma sebebiyle belirlenen 525.840,00TL el atma bedelinin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, dava konusu taşınmazın fen bilirikişi rapora ekli krokide b harfi ile gösterilen 76.68m², d harfi ile gösterilen 3.74m², e harfi ile gösterilen 23.92m²'lik kısımlarının tapusunun iptali ile davalı T3 adına tapuya tesciline, c harfi ile gösterilen 145.24m² ve f harfi ile gösterilen 0.82m²'lik kısmının ise tapusunun iptali ile yol olarak terkinine, davalı T5 aleyhine açılan davanın ise husumetten reddine karar verilmiştir....
GEREKÇE 1.Dosya içerisinde yer alan 08.09.2022 tarihli tutanak içeriği, sanık hakkında silah ticareti yapacağı yönünde alınan istihbari bilgiler, sanığın elinde suça konu silahların bulunduğu siyah renkli poşetle iş yerine girerken görülmesi ve bu siyah renkli poşetin aramanın yapıldığı iş yerinin balkon kısmının altında içerisinde 15 adet silah ile birlikte bulunması, sanığın iş yerinin içinde bulunan ve kendisine ait olduğunu beyan ettiği silah ile söz konusu poşet içerisinde yer alan silahların aynı cinsten olması, polis ekipleri tarafından iş yerinin kapısı çalındığında kapının geç açılması ve bu sırada metal cisim atılma sesinin duyulması hususları bir arada değerlendirildiğinde, ele geçen söz konusu silahların sanığa aidiyeti konusunda şüphenin bulunmadığı anlaşılmıştır....
Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında verilen … tarih ve K:… sayılı kararda "tutulan tutanağın içeriğine, tutanağı tutan görevlilerin duruşmada tespit edilen beyanlarındaki atılan malzemenin ele geçen malzeme olduğu konusundaki çelişkili beyanlarına, bu yollu bir malzemenin atıldığı yerdeki diğer malzemelerin tespitine dair kayıt tutanak vs. bulunmamasına, her daim uyuşturucu kullanımı yüksek bir il konumundaki Tekirdağ İlinde cezaevi girişleri sırasında uyuşturucu maddeyi içeriye sokmaya kalkışanların vazgeçerek çöp olduğu belirtilen malzemenin bulunduğu yere bu kabil bir malzemeyi atma ihtimallerinin varlığına ve yüksekliğine, olay yeri inceleme ya da emniyet birimlerine, takibe alınan duyumların herhangi bir biçimde önceden haber verilmemesinin izah edilememesine, jelatine sarılı olduğu belirtilen malzeme üzerinde alel usul elden ele gezdirilerek parmak izi araştırması dahi yapılmayışına, tanıklar ..., ..., ..., ... tarafından atılan cismin ve atılma anının net olarak görülmemesine...
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı taraf istinaf başvurularında özetle davacının göç idaresi bünyesinde güvenlik görevlisi olarak çalışırken, çıkan olaylarda yetersiz kaldığı, müdahale sağlayamadığı, güvenlik görevlisi gibi davranmayıp yabancılara taş attığı, akabinde saklandığı, kaçtığı, taş atılma, firar tarzı olaylarda gerekli müdahalede bulunmadığınını, böylece kamu zararına sebep olduğunu ileri sürmüşlerdir. GEREKÇE: Dava, feshin geçersizliği ile işe iade talebine ilişkindir. Davacının iş yeri özlük dosyası ve SGK sicil dosyası dosyamız arasına alınmıştır. Davacının belirsiz süreli hizmet akdi ile davalı işyerinde 6 aydan fazla çalıştığı, işverene bağlı olarak çalışan kişi sayısının 30'dan fazla olduğu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2 maddesinde açıkça, feshin geçerli/haklı nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene aittir....