Mahkemece davaya konu edilen taşınmazların dava tarihi olan 2013 yılındaki değeri belirlenerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğine göre, davaya konu taşınmazlara el atılma tarihi ile 2013 yılı arasında geçen sürede oluşan ürün kaybı zararının belirlenerek buna hükmedilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden karar verilmiş olması nedeni ile kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda; davaya konu edilen taşınmazların sürüm rayiç değerlerinin belirlenmesinde mahalli bilirkişilerin, alım satımcıların ve bitişik parseldeki taşınmaz sahiplerinin beyanlarından faydalanıldığı belirtilerek taşınmazın m² birim değerinin 8,00 TL olarak alındığı ve buna göre taşınmazın kıymetinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Benimsenen bu yöntem davaya konu taşınmazların değerinin belirlenmesi yönünden uygun değildir....
Mahkemece davaya konu edilen taşınmazların dava tarihi olan 2013 yılındaki değeri belirlenerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğine göre, davaya konu taşınmazlara el atılma tarihi ile 2013 yılı arasında geçen sürede oluşan ürün kaybı zararının belirlenerek buna hükmedilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden karar verilmiş olması nedeni ile kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda; davaya konu edilen taşınmazların sürüm rayiç değerlerinin belirlenmesinde mahalli bilirkişilerin, alım satımcıların ve bitişik parseldeki taşınmaz sahiplerinin beyanlarından faydalanıldığı belirtilerek taşınmazın m² birim değerinin 12,00 TL olarak alındığı ve buna göre taşınmazın kıymetinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Benimsenen bu yöntem davaya konu taşınmazların değerinin belirlenmesi yönünden uygun değildir....
Mahkemece davaya konu edilen taşınmazların dava tarihi olan 2013 yılındaki değerinin belirlendiği ve taşınmazın yer bedelinin eski hale getirme masraflarından fazla olması nedeni ile eski hale getirme bedelinin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşıldığına göre, davaya konu taşınmazlara el atılma tarihi ile 2013 yılı arasında geçen sürede oluşan ürün kaybı zararının belirlenerek buna hükmedilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden karar verilmiş olması nedeni ile kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda; davaya konu edilen taşınmazların sürüm rayiç değerlerinin belirlenmesinde mahalli bilirkişilerin, alım satımcıların ve bitişik parseldeki taşınmaz sahiplerinin beyanlarından faydalanıldığı belirtilerek taşınmazın m² birim değerinin 12.00 TL olarak alındığı ve buna göre taşınmazın kıymetinin belirlendiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece davaya konu edilen taşınmazların dava tarihi olan 2013 yılındaki değeri belirlenerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğine göre, davaya konu taşınmazlara el atılma tarihi ile 2013 yılı arasında geçen sürede oluşan ürün kaybı zararının belirlenerek buna hükmedilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden karar verilmiş olması nedeni ile kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda; davaya konu edilen taşınmazların sürüm rayiç değerlerinin belirlenmesinde mahalli bilirkişilerin, alım satımcıların ve bitişik parseldeki taşınmaz sahiplerinin beyanlarından faydalanıldığı belirtilerek taşınmazın m² birim değerinin 15,00 TL olarak alındığı ve buna göre taşınmazın kıymetinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Benimsenen bu yöntem davaya konu taşınmazların değerinin belirlenmesi yönünden uygun değildir....
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin psikolojik baskılar, ağır çalışma saatleri ve fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi üzerine haklı sebeple iş sözleşmesini feshettiğini, makam şoförü olarak çalışmakta iken seçimlerden sonra bu görevinden alınarak kaldırım, asfalt işçisi ve en son olarak da park görevlisi olarak çalıştırıldığını, asgari ücretle işe başlayıp en son maaşının 1.200,00 TL olduğunu, yerel seçimlerden sonra verilen görevlerde işten atılma tehdidi ile maaşının düşürülüp istifaya zorlandığını ileri sürerek, kıdem tazminatı, ücret, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın bir kısmına yol ve kaldırım olarak el atılma söz konusuysa da, fen bilirkişinin krokisinde (A1 ve A2) harfiyle gösterilen kısımlara fiili bir el atma bulunmadığı gibi 1/1000 ölçekli imar planında A1 in park, A2 nin ise yol olarak ayrılmasına karşılık krokide B1, B2 ve C harfleriyle gösterilen kısımlara yönelik yol ve kaldırım şeklindeki el atmanın devamı niteliğinde olmadığı halde bunların da bedeline hükmedildiği anlaşılmaktadır....
Adli Tıp İhtisas Kurulunun 30.10.2020 tarihli raporuna göre, maktulün, yüksek bir yerden atılma veya hızlıca başın sert bir zemine çarptırılması veya sert ve künt bir cismin kafaya direkt havalesi neticesinde öldüğünün tespit edildiği, bu şekilde, mağdurun, ilk anlatımları ile Adli Tıp İhtisas Kurulunca hazırlanan rapordaki ölüm şeklinin uyumlu olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan hüküm kurulması yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek adlî tıp raporu ile uyumlu olmayan mağdurun son beyanları esas alınarak kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan hüküm kurulması suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur. III. KARAR Gerekçe bölümünde ikinci paragrafta açıklanan nedenle ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.06.2021 tarihli ve 2020/.. Esas, 2021/......
Davalı vekilinin ilk derece mahkemesine sunduğu davaya cevap dilekçesinde özetle; Gaziantep Vilayet-i idare heyeti tarafından 29/12/1955 tarih ve 4545 sayıl menafi-i umumiye kararı alınarak taşınmaza el atıldığını, 221 sayılı kanuna göre davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın değerinin kendi heyetlerince belirlendiğini ayrıca taşınmazın değeri ile ilgili olarak el atılma tarihi itibariyle bakılması gerektiğini ve dosyanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Asgari Geçim İndirimi alacağı ödendiğine dair ispat külfeti davalı işverende olup davacıya çalıştığı süre boyunca asgari geçim indirimi alacağının ödendiğine dair dosyaya ibraz edilen ve karşılığı banka kanalı ile ödenen bir takım imzalı bordrolara göre hesaplama yapılmadığı görülmekle dairemizce karşılığı banka kanalı ile tam olarak ödenen bordrolara göre ödenen miktarlar mahsup edilmek suretiyle yeniden hesaplama yapılarak hüküm kurulmuş olup davalının buna yönelen istinaf sebepleri kısmen yerindedir. 03.11.2016- 17.10.2019 tarihleri arası toplam AGİ alacağı 5.370,78TL Davalı tarafça sunulan imzalı ve karşılığı banka kanalı ile ödenen bordrolara göre ödenen toplam asgari geçim indirimi 3.157,70TL 5.370,78TL-3.157,70TL=2.213,08- TL net BAKİYE AGİ alacağı Açıklanan nedenlerle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355....
Mahkememizce dosya kapsamına alınan gerekçeli ve denetime elverişli 01/07/2021 tarihli bilirkişi hesap raporu doğrultusunda davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, fazla mesai, UBGT ücreti alacağı, hafta tatili alacağı, SGK kayıtları ve tanık beyanları doğrultusunda hesaplanmış, hakkaniyet indirimi nedeniyle reddedilen tutarlar yönünden davalı lehine vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmeyerek davanın kısmen kabulü yönünde aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir. " gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....