in aracı şahsi işinde kullanırken kaza yaptığını, işten atılma korkusu ile aracın çalındığına yönelik beyanda bulunduğunu bildirmiştir. Sigortalının, aracın çalındığına ilişkin davalı ... şirketine bir ihbarı olmamıştır. Ayrıca davalı ... şirketi, davalı ...'in aracı alkollü şekilde kullanırken kaza yapmış olabileceğini iddia etmişse de buna ilişkin somut bir delil dosyaya sunmamıştır. O halde mahkemece, davalı ... şirketinin hasarın teminat dışında olduğu iddiasını somut delillerle ispat edemediği gözetilerek hasarın teminat kapsamında olduğunun kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/12/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirket bünyesinde 23.07.2015- 25.02.2019 tarihleri arasında preshane bölümünde çalıştığını, 06.02.2019 tarihinde vardiya amirinin mesai bitimine yakın bir zamanda yanına gelerek 15 gün ücretsiz izne ayrılman gerek, dilekçeyi hazırladım imzala dediğini, müvekkilinin bu isteğe rızası olmasa da işten atılma korkusuyla imzaladığını, 18.02.2019 tarihinde ücretsiz izinden dönen müvekkilinin 25.02.2019 tarihine kadar çalıştığını ve bu tarihte işletme müdürü hiçbir gerekçe göstermeden artık işe gelmemesini istediğini, müvekkilinin iş akdinin haksız bir şekilde feshedildiğini beyanla ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.500,00 TL kıdem tazminatı ve 2.500,00 TL ihbar tazminatı olmak üzere toplam 5.000,00 TL'nin faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak; 1)Dava konusu taşınmazın bir kısmına yol olarak el atılma söz konusuysa da, fen bilirkişinin krokisinde (C, D, E, F, J) harfiyle gösterilen kısmına fiili bir el atma bulunmadığı gibi 1/1000 ölçekli imar planında da kamusal alan olarak ayrıldığı anlaşılmaktadır. Uygulama ve öğretide kamu idarelerinin, kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında tek yanlı irade açıklamalarıyla kamu hukuku esaslarına dayanarak ilgililerin hukuki durumlarını etkileyecek şekilde yaptıkları işlemlerin, idari işlem, görev ve yetki alanlarına giren konularda hukuka uygun olarak yaptığı fiiller ile bu görevleriyle ilgili hareketsiz kalmaları idari eylem olarak tanımlanmaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2011/4484 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalı şirkete söz konusu takipteki miktardan 120.227,00-TL asıl alacak, 22.000-TL takip tarihine kadar işleyen faiz olmak üzere toplam 142.227,00-TL lik borcunun olmadığını, söz konusu bononun dayanağı olan müvekkille davalı alacaklı şirket arasında düzenlenen 03/02/2007 tarihli sözleşmeye göre müvekkilinin bu senedi başka kişi ve şirketlerin kefili olarak verdiğini, müvekkilinin davalı şirkette İstasyon Müdürü görevi ile işçi olarak çalışmakta sözleşmede isimleri yazılı olan kişi ve şirketlere verilen akaryakıt bedelinin tahsil edilememesi üzerine tahsil edilemeyen toplam 215.440,38-TL için müvekkilinin, bu borçlulardan tahsil edilemezse kendisinin ödeyeceğini taahhüt ettiğini, bu sözleşmeyi müvekkilinin işten atılma tehdidi altında imzaladığını ve buna rağmen işten atıldığını, sözleşmede belirtilen borcun bir kısmının çeşitli borçlular tarafından ödendiğini, ödenmeyen bir kısım borç için müvekkilce...
in daha sonra olayın şoku ve yeni başladığı işten atılma korkusuyla sürücünün kendisinin olmadığını söylediğini, saklamak istediği bir husus olmayan kişinin böyle davranmayacağını, alkollü olduğunu gizlemek amacıyla bu şekilde davranılacağını ispat yükünün davacıya geçtiğini, ambulans görevlilerinden sürücünün ... olup olmadığının ve alkollü olup olmadığının sorulması ve kaza mahallindeki kamera kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, doğru ihbar yükümlülüğüne uyulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Belediye Başkanlığının 09.08.2016 tarih ve 5496 yazı cevabına göre dava konusu taşınmazın enerji nakil hattı yapılmak suretiyle el atılan bölümlerine yapılaşma yönünden kısıtlama getirilmediği anlaşıldığından; dava konusu taşınmazın enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle el atılan kısımların hesabının 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/son maddesi uyarınca yapılarak, dava konusu taşınmazın irtifak hakkı kurulmasından önceki tüm değerinin tespit edilmesi ve bundan sonra enerji nakil hattı nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer düşüklüğü oranının belirlenmesi ve bu oranla taşınmazın tüm değerinin çarpılması sonucu irtifak hakkı karşılığının hesaplanması suretiyle irtifak bedeline, pilon dikmek suretiyle el atılan bölümlerinin ise zemin bedeline hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde taşınmazın tamamının zemin bedeline hükmedilmesi, 4)Dava konusu taşınmazın enerji nakil hattı tesis etmek suretiyle el atılan kısımlarında, mülkiyet hakkına el atılma söz konusu...
Mahkemece davaya konu edilen taşınmazların dava tarihi olan 2013 yılındaki değeri belirlenerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğine göre, davaya konu taşınmazlara el atılma tarihi ile 2013 yılı arasında geçen sürede oluşan ürün kaybı zararının belirlenerek buna hükmedilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden karar verilmiş olması nedeni ile kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda; davaya konu edilen taşınmazların sürüm rayiç değerlerinin belirlenmesinde mahalli bilirkişilerin, alım satımcıların ve bitişik parseldeki taşınmaz sahiplerinin beyanlarından faydalanıldığı belirtilerek taşınmazın m² birim değerinin 8,00 TL olarak alındığı ve buna göre taşınmazın kıymetinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Benimsenen bu yöntem davaya konu taşınmazların değerinin belirlenmesi yönünden uygun değildir....
Mahkemece davaya konu edilen taşınmazların dava tarihi olan 2013 yılındaki değeri belirlenerek hüküm altına alınan miktarın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğine göre, davaya konu taşınmazlara el atılma tarihi ile 2013 yılı arasında geçen sürede oluşan ürün kaybı zararının belirlenerek buna hükmedilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden karar verilmiş olması nedeni ile kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda; davaya konu edilen taşınmazların sürüm rayiç değerlerinin belirlenmesinde mahalli kişilerin, alım satımcıların ve bitişik parseldeki taşınmaz sahiplerinin beyanlarından faydalanıldığı belirtilerek taşınmazın m² birim değerinin 15,00 TL olarak alındığı ve buna göre taşınmazın kıymetinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Benimsenen bu yöntem davaya konu taşınmazların değerinin belirlenmesi yönünden uygun değildir....
Davalı, kendi başından geçen haksız uygulamalara ilişkin olarak röportaj verdiğini, kendi görüş ve fikirleri doğrultusunda sorulan soruları cevapladığını, haberin başlığı olan "başörtülüye rapor işten atılma sebebi" ifadesinin site yetkilileri tarafından konulduğunu, haberin veriliş şekli başlık ve eklenen yorumların internet sitesine ait olduğunu belirterek istemin reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davacının kişilik haklarına saldırı olduğu gerekçesiyle 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ilişkin olarak verilen karar Dairemizin 23/09/2014 gün ve 2013/16229 esas 2014/12139 karar sayılı ilamıyla tazminat miktarı fazla olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir....
KARARI A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili; davacının davalı ... şirketine bağlı olarak diğer davalı ...Ş.' de çalıştığını vardiya amiri olduğunu, davacının 2013 yılı 9 ayında 1080 TL net maaş, mavi kart ve yemek verildiğini, davalılar arasındaki anlaşmaya göre ; yıllık TUİK oranında maaş artışı yapılacağının belirlendiğini, davacının sözleşme gereği maaşlarının artırıldığını ancak bordroda oynama yapılarak 1120 TL brüt (801 TL net), 84 TL prim, 53,04 TL yemek, 155 TL mavi kart, 175 TL sodeksonun bordoda gösterildiği bu şekilde fazla mesai ve sigorta priminin eksik gösterildiği , 2013/11 ayında 1160 TL brüt (829 TL net), 98 TL iş yeri prim, 53,02 TL yemek, 270 TL sodekso 155 TL mavi kart ile çalışırken davacının izni olmaksızın yemek ücretinin kaldırıldığını, davacı aleyhine iş yeri şartlarının değiştirildiğini, davacıya fazla mesailerin eksik yatırıldığı ve yasal çalışma saatleri üzerinde çalıştırıldığı, yıllık izinde olduğu günler işe çağrıldığı işten atılma...