Buna göre mahkemece, ilk önce kayyım atanması için ihbarda bulunandan kayyım atanması isteminin Türk Medeni Kanununun 426.maddesi kapsamında temsil kayyımı mı yoksa 427. maddesi kapsamında yönetim kayyımı mı atanması istenildiği açıklattırılmalı, bundan sonra temsil veya yönetim kayyımlığı şartlarının oluşup oluşmadığı kanun maddelerinde sayılan sebepler kapsamında değerlendirilmelidir. Kaldı ki eğer yönetim kayyımı atanması istenmiş ise, bu durumda 3561 sayılı Kanun hükümleri ile Kanunun amacı gözönünde bulundurularak mahkemece; dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının ilk tesisinden itibaren bütün tedavül ile dayanakları belgeler tapu müdürlüğünden, vergi kaydıyla ilgili bilgi ve belgelerin belediye başkanlığından ve vergi dairesi müdürlüğünden getirtilip kayıt ve belgelerde kimlik bilgilerinin bulunması halinde nüfus müdürlüğünden ilgililerin nüfus aile kayıtları getirtilmesi tapu maliki ile irtibatının araştırılması, varsa mirasçılara ilişkin mirasçılık belgelerinin istenip ...'...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1612 KARAR NO : 2022/1320 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞEFAATLİ SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2018 NUMARASI : 2018/1 ESAS - 2018/5 KARAR DAVA KONUSU : Tereke (Resmen Yönetilme Ve Tasfiye İstemli) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Şefaatli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/25 Esas ve 2016/27 Esas sayılı dosyalarının ara kararı gereğince ve tarafına verilen yetki belgesi uyarınca terekeye temsili atanması gerektiğini belirterek terekeye temsilci olarak mirasçılardan T3 atanmasını talep etmiştir. Davacı vekili; 28/02/2018 tarihli dilekçesi ile de ; Şefaatli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2016/25 ve 2016/27 Esas sayılı dava dosyalarında terekeye temsilci olarak Av. T15 temsilci olarak atanmasını talep etmiştir. Davalılar tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır....
Somut olayda; ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin talebi uyarınca mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davacı vekilinin davalı şirket yönetimine kayyım atanması talebinin reddine, 08/12/2021 tarihli 2021/05 ve 16/12/2021 tarih 2021/06 nolu yönetim kurulu kararları yönünden ihtiyati tedbir talebinin kabulüne verilmiş olup, aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalılar tarafından bu karara karşı itiraz edilmiş ve istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Ne var ki yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince verilen ve istinaf istemine konu edilen ara karar HMK'nın 394. maddesi uyarınca itiraza tabi olup, bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamaz....
ın müdürlüğe seçilmesiyle Şirketin kâra geçtiğini, Şirketin zarara uğratıldığı ve kötü yönetildiği iddiasının asılsız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, müdürlükten azil ve kayyım atanması talebinin reddini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı ... Şirketinin 28/12/2023 tarihinde yapmış olduğu olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararlarının iptali ile şirket müdürü davalı ...'ın şirket müdürlüğünden azli ile şirkete yönetim/temsil kayyımı atanması istemine ilişkindir. Yargılama devam ederken davaya konu genel kurul kararının Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescili talebi reddedildiği anlaşılmıştır. Bu durumda davaya konu kararın uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Dolayısıyla dava konusuz kalmıştır....
No:10 İçkapı No:2 Bahçelievler/İSTANBUL" olarak göründüğü, miras ortaklığına temsilci atanması davalarında yetkinin miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğunu düzenleyen TMK'nun 640. maddesindeki ve HMK'nın 11. maddesindeki yetki kuralının, kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olduğu ve mahkemece re'sen göz önünde bulundurulacağı hususu dikkate alınarak; miras bırakanın yerleşim yerinin "Şirinevler mah. Kazım Karabekir 3.sk. No:10 İçkapı No:2 Bahçelievler/İSTANBUL" olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı T3 vekili; Mahkemece verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur....
Açıklanan bu gerekçelerle, davacının tedbiren kayyım atanması istemi yönünden deliller değerlendirilmeksizin ve bu talep yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi karar da verilmediği anlaşılmakla, HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir....
Mahkeme kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 19.09.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü. I....
a yasal danışman atanması davasına dair ....Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 03.03.2015 günlü ve .... sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 01.03.2016 günlü ve....sayılı ilama karşı davacı ... ve birleşen dosya davacısı ... tafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Hüküm, yasal danışman atanması istemine ilişkin olup, sulh mahkemesince verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 431. maddesi uyarınca, vasinin atanması usulüne ilişkin kurallar, yasal danışman atanmasında da uygulanır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/III-1 ve 2. maddeleri gereğince, aynı yasanın 8. maddesinde gösterilen davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin kararlara karşı, karar düzeltme yoluna gidilemez. Dava, 440/III-2. maddede ayrık tutulan davalardan da değildir....
Sulh Hukuk ve Bursa Tereke Hakimliklerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, miras ortaklığına temsilci atanması istemine ilişkindir. Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesince, işbölümü gereğince tereke hakimliğinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Bursa Tereke Hakimliği ise, miras ortaklığına temsilci atanması davalarının sulh hukuk mahkemelerinin görevi dahilinde kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Dava, mirasçılar adına açılan tapu iptal ve tescil davasında mahkemece verilen süre gereğince, miras ortaklığına temsilci atanması talebine ilişkindir. Bu durumda açıkça tereke hukukundan kaynaklanan uyuşmazlığın Tereke Hakimliğince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vasi Atanması KARAR Hükümlü ...'a vasi atanması davasında, mahkemece ...'ın vasi olarak atanması üzerine, hüküm vasi adayı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz, atanan vasinin kaçınma sebeplerine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince vasinin şahsına-sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi, öncelikle vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamına aittir. Türk Medeni Kanunu'nun 397. maddesinde de denetim makamı görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu hükme bağlanmıştır....