Maddelerindeki şartların sağlanamamış olduğu anlaşıldığından asıl ve birleşen dosyalarda yer alan davaların reddine karar verildiğini, her ne kadar Mahkemenin birleşen 2021/124 Esas sayılı dosyası için ayrıca keşif yapılmamış ise de Mahkemenin birleşen 2021/124 Esas sayılı dosyasındaki dava konusu bölüm ile Mahkemenin 2020/50 Esas sayılı asıl dosyasındaki dava konusu bölümün aynı olduğu, bu bölümle alakalı Mahkemenin 2020/50 Esas sayılı asıl dosyasında keşif yapılarak mahalli ve tespit bilirkişilerin dinlendiği, aynı yerle alakalı fen ve harita mühendisi bilirkişilerin raporlarının dosya arasına katıldığı anlaşıldığından usul ekonomisi ve yeni yapılacak keşfin dosyaya herhangi bir yarar sağlamayacağı " gerekçesiyle; asıl ve birleşen dosyalardaki davaların reddine karar verilmiştir....
Hükmü, asıl dava davacısı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre hükmü temyiz eden asıl dava davacısı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Gerçekten birleşen davada davacının ecrimisil ile ilgili talebini atiye terk ettiği, mahkemece de bu nedenle atiye terk edilen isteğin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edildiği, ne var ki atiye terk edilen bu bölüm sebebiyle davalı-davacı yararına avukatlık ücreti takdir edilmediği görülmektedir. Burada davasını kısmen geri alan davalı-davacı, o bölümle ilgili davayı atiye terk etmiş olduğundan HUMK’nun 425. maddesi gereğince avukatlık ücretinden sorumlu olmalıdır. Ancak, davanın geri alınması ile dava hiç açılmamış sayılır. Bu nedenle de dava açılmasıyla ortaya çıkan sonuçlar geçmişe de etkili olarak hiç doğmamış sayılır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kusur değerlendirilmesini, asıl davanın kabulünü, birleşen davanın reddini, müşterek çocuk Mustafa'nın velayetinin tarafına verilmemesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan asıl ve birleşen dava TMK 166/1. Ve 161. Maddesi uyarınca boşanma ve ferileri isteminden ibarettir. Dosya kapsamı ile müşterek çocuk Mustafa'nın dava açıldıktan sonra bir süre sonra baba yanında yaşamaya başladığı, akabinde anne yanına tekrar döndüğü, alınan sosyal inceleme raporunun yetersiz olduğu anlaşılmaktadır Kabule göre; davalı erkeğin birleşen davada TMK'nun 161 ve 166/1 ve 164. Maddeleri uyarınca boşanmayı talep etmesine rağmen mahkemece TMK'nın 161. Maddesine göre açılan davanın reddine karar verildiği, ancak TMK'nun 166/1 ve 164. Maddeleri uyarınca açılan davalar hakkında hüküm verilmediği sabittir....
nin açtığı birleşen 2005/164 sayılı davada; davalı kiraya verenler tarafından aleyhlerine başlatılan icra takibinden dolayı borçlarının bulunmadığının tesbitini istemişlerdir. Davalı kiraya verenler ... ..., ... ve ...; asıl ve birleşen davanın reddini dilemişler açtıkları birleşen 2006/183 sayılı davada; kira alacakları olan 70.000 TL kira bedellerinin muaccel olduğu tarihten itibaren bankalarca uygulanan işletme kredisi faizi oranında davalılardan tahsilini istemişlerdir. Mahkemece; asıl davanın reddine, birleşen 2005/164 Esas sayılı davada, davacıların 35.572,57 TL asıl alacak ve 31.244,77 TL işlemiş faizinden sorumlu olmadıklarının tesbitine; birleşen 2006/183 Esas sayılı davada 31.468 TL kira alacağı ile 10.418 TL faizin davalılardan ...’in sorumluluğu 12.382 TL asıl alacak, 5843 TL işlemiş faiz yönünden sınırlı olmak üzere birleşen davada davalılarından tahsiline dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13....
GEREKÇE : Dava TMKnun 166/1 maddesi uyarınca boşanma talebine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın reddine dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf isteminin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Gebze 2....
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davanın kısmen kabulüne, davacının davalı şirkette 100 payı olduğunun tespitine, davalı şirketin 04/05/2009 ve 03/05/2010 tarihli genel kurul toplantılarının yoklukla malul olduklarının tespitine, sair taleplerin reddine, birleşen davanın kabulüne, dava konusu 100 payın davalılar üzerinden terkini ile davacının davalı şirkette 100 payı olduğunun tespiti ile, söz konusu payların davacı adına tesciline karar verilmiştir. Kararı asıl ve birleşen davada davalılar vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek Türk Medeni Kanununun 164. maddesi uyarınca terk hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açmış, davalı-davacı kadın da birleşen dava ile Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma isteğinde bulunmuştur. Erkeğin terk sebebine dayalı boşanma davasında Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde öngörülen şartların varlığının tespiti durumunda kadının eve dönmemekte haklı olmadığı sabit olacağından ihtar sonrasında boşanma sebebi oluşturacak bir vakıa da kanıtlanmadığı takdirde kadının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı boşanma davasının da reddine karar verilmesi gerekecektir. Davacı-davalı erkeğin, 21.02.2013 tarihinde terk sebebiyle boşanma davası açması üzerine, davalı-davacı kadın da 13.05.2013 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açmıştır....
Türk Medeni Kanunu terk eden eşi; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk etmek veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmemek şeklinde tanımlamıştır (TMK.m.164/1). Türk Medeni Kanununun 164/1. maddesi "eşini terke zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş terk etmiş sayılır" düzenlemesini içermektedir. Şiddet gören, hakarete uğrayan eş evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla ortak konutu terk etmiş değildir. Davalı eş terk eden eş olarak kabul edilemez. Davalıyı terke zorlayan kocanın terk nedeniyle dava açma hakkı bulunmamaktadır. Açıkladığım nedenlerden dolayı yerel mahkemenin ret gerekçesinin yerinde olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/ davalı erkek vekili hükmün; kusur belirlemesi, asıl davanın reddi ve karşı davanın kabulü olmak üzere hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı/ davacı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ davalı erkek tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Birleşen dava; davalı/ davacı erkek tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. 1- Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; erkeğin davasının reddine karar verilmiş ise de; Toplanana tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında geçen 16/12/2018 tarihli olay nedeni ile her iki taraf hakkında Antalya 22. Asliye Ceza MAhkemesinin 2019/106 esas 2020/49 karar sayılı ilamı ile her iki tarafın basit yaralamadan dolayı yargılandığı ve ceza aldıkları verilen kararın kesinleştiği görülmüştür....
; 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 164 f. I hükmüne göre eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; “terk edilen eş”, boşanma davası açabilir. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 130) Örnek verelim; “...Dava, terk sebebine dayanmaktadır.( TMK. md. 164) Olayda, davacı koca, 18.10.2002 tarihinde mahkemeye başvurarak, eşinin Osmaniye’deki tuttuğu eve gelmesi için ihtar edilmesini istemiştir. İhtar kararı davalıya 1.11.2002 tarihinde tebliğ edilmiş, dava ise 17.02.2003 tarihinde açılmıştır.Türk Medeni Kanunun 164. maddesi gereğince, terk edilen eş boşanma davası açabilir. Terk eden eşin, bu sebebe dayanarak boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır....