Öte yandan, Dairemizin istikrar kazanmış uygulamalarına göre de, TMKnun 713/2 maddesindeki dava sebepleri birbirinden ayrı ispat koşullarına tabi olduğundan birlikte görülmesi ve her dava sebebini ayrı ayrı gerekçelerle reddi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacılara iadesine 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Derneğin Kendiliğinden Sona Erdiğinin Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı derneğin TMKnun 87-5 maddesi gereği kendiliğinden sona erdiğinin tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı-karşı davalı ve birleşen davalarda davalı ... vekilinin asıl dava ve birleşen 2011/548 E. sayılı davadaki tüm, karşı dava ve birleşen 2007-154 E. ile birleşen 2011-164 esas sayılı dava dosyaları yönünden ise, diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle karşı dava ve birleşen 2007-154 esas ile birleşen 2011-164 esas sayılı dava dosyaları yönünden diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ... lehine BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl davada davacı-karşı ve birleşen davada davalı ...'nden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl davada davacı-karşı ve birleşen davada davalı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalı-karşı ve birleşen davada davacı .... alınarak, asıl davada davacı-karşı ve birleşen davada davalı ...'...
KARAR : Bozma sonrası asıl dava ret- birleşen dava kabul Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen bağımsız tedbir nafakası davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece erkeğin boşanma davasının reddine ve kadının tedbir nafakası istemli davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1.Davacı-birleşen davalı erkek vekili 26.04.2010 tarihli dava dilekçesinde; tarafların 01.11.2008 tarihinde evlendiklerini, müşterek bir çocuklarının bulunduğunu, davalının 2009 yılı Mayıs ayında evi terk ettiğini, bunun üzerine Mersin 1....
KARAR Dava dilekçesinde, davalı dernek hakkında TMKnun 87/5. maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesinde, mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği, ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedeceği; 119. maddesinde ise, tahdidi olarak dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılarak ikinci fıkrasında da dava dilekçesinde bulunması gereken bu unsurlardan mahkemenin adı, dava konusu ve değeri, vakıalar, deliller ve hukuki sebepler dışında kalanlardan herhangi birinin eksik bırakılmış, yazılmamış olması durumunda hakimin davacıya eksikliğin tamamlanması için kesin süre vermesi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat, tapu kaydınaki şerhin terkini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın ... yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer davacı ... yönünden esastan reddine, birleşen 2013/164 E. sayılı davanın kabulüne, birleşen 2013/242 E. sayılı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde birleşen dava davalı kooperatif vekilince duruşmalı, asıl ve birleşen davada davacı ... vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmiş ise de, dosya içerisinde tebligat için mürafaa pulu bulunmadığından duruşma istemi reddedildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
KARAR Dava dilekçesinde, davalı derneğin TMKnun 87/2. maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesinde, mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği, ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedeceği; 119. maddesinde ise, tahdidi olarak dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılarak ikinci fıkrasında da dava dilekçesinde bulunması gereken bu unsurlardan mahkemenin adı, dava konusu ve değeri, vakıalar, deliller ve hukuki sebepler dışında kalanlardan herhangi birinin eksik bırakılmış, yazılmamış olması durumunda hakimin davacıya eksikliğin tamamlanması için kesin süre vermesi gerektiği...
K A R A R Davacı dilekçesinde; cinsiyet değişikliğine izin verilmesini ve nüfus kaydındaki cinsiyetinin ve isminin değiştirilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı TMKnun 40. maddesinde "Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak iznin verilebilmesi için, istem sahibinin onsekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması, ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır." hükmü getirilmiştir. 1-Dosyada bulunan Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nce düzenlenen 21/06/2016 tarih ve 684 numaralı raporun, davacı ...'...
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405. ve 406. maddeleri kapsamında kalan, akıl sağlığı, malvarlığını kötü yönetme, savurganlık sebeplerine dayalı kısıtlanma kararı verilmesi istemine ilişkindir. 1- TMKnun 405. maddesi yönünden yapılan inceleme; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan davacının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı dava dilekçesinde kısıtlı adayının, sadece Türk Medeni Kanununun 405. maddesinde düzenlenen akıl hastalığı nedeniyle değil ayrıca 406. maddesinde düzenlenen malvarlığını kötü yönetmesi iddiasında da bulunarak vesayet altına alınmasını istediğinden ve vesayete ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, başta davacı olmak üzere tarafların göstereceği tüm delillerin toplanıp değerlendirilerek ve dava dilekçesinde...
K A R A R Talep eden nüfus müdürlüğü, küçüklere TMKnun 404. maddesi gereği vasi atanmasını istemiş; mahkemece, davanın Hilal ve ... yönünden kabulüne, ... yönünden reddine karar verilmiş, karar ilgili ... (anne) tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 404. maddesi kapsamında vesayet altına alınması istemine ilişkindir. 1.Kısıtlanma talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi: Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; mahkemece TMK 404. maddesindeki 'Velâyet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır.' düzenlemesi gereğince, küçükler hakkında sadece vesayet altına alma kararı verilebilir, kısıtlama kararı verilemez, bu nedenle küçükler hakkında kısıtlama kararı verilmesi doğru değil ise de, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması karar verilmiştir (HUMK m. 438/7, HMK 370/2). 2....