WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü dava dilekçesinde, ..... ve Kanuni Haklarını Koruma Derneği Anadolu Yakası Şubesinin 28.05.2013 tarihinde kurulmasına rağmen bu tarihten itibaren ilk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmadığından ve zorunlu organlarını oluşturmadığından 4721 sayılı TMKnun 87/2 maddesi gereğince derneğin kendiliğinde sona erdiğinin tesbitine karar verilmesini istemiş; mahkemece, ihbar olunan derneğin 28/05/2013 tarihinde kuruluşu yapılmasına rağmen, ilk genel kurul toplantısının altı ay içerisinde yasaya ve usule uygun şekilde yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Sulh Hukuk Mahkemesi 2012/1044 E. ve 2013/132 K. sayılı kararı ile kısıtlanarak vesayet altına alındığı, kadın eşten bu şekilde rahatsız olan ve kısıtlanan bir kişi ile birlikte yaşamasını beklemenin yasal mevzuata, hakkaniyete ve evlilik kurumunun yapısına uygun olmayacağı, TMK’nın 164. maddesine göre terk eden eşi terke zorlayan tarafın da terk etmiş sayılacağı, dosya kapsamına göre çektiği sıkıntılar nedeniyle henüz hamile iken evden ayrılmak zorunda kalan kadın eşi terke zorlayan tarafın erkek eş olduğu ve davalı-birleşen davalı kadın eşinde artık boşanmak istediğini belirtmesi nedeniyle yeniden kurulma imkânı kalmayan mevcut evliliğin resmi olarak sonlandırılması gerektiği gerekçesiyle boşanma ve birleşen nafaka davalarının kabulüne, tarafların TMK'nın 164. maddesine göre boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, birleşen nafaka dosyasında dava tarihinden başlamak üzere, kadın eş yararına 250,00TL tedbir-yoksulluk, çocuk yararına ise 250,00TL tedbir-iştirak nafakası ödenmesine,...

      GEREKÇE : Asıl dava boşanma, birleşen dava ise zina ve terk sebebi ile boşanma talebini içermektedir. Davalı-b.davacı kadın istinafında, kocanın zina nedeni ile evi terk ettiği sabit olup, zina ve terk nedeni ile açılan boşanma davasında terkin ayrıca değerlendirilerek terk yönünden davanın reddine karar verilmesinin ve aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, manevi tazminatın az hükmedildiğini, mahkemece çocuklar lehine hükmedilen nafakanın da yıllık TÜFE oranında arttırılmasını talep etmiştir. Davacı-b.davalı erkek, istinafında, asıl davanın kabulünü, birleşen davanın reddini, tazminatların kaldırılmasını istemiş, kusuru kabul etmediğini, nafakanın kaldırılmasını, aksi takdirde indirilmesini talep etmiştir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/03/2023 NUMARASI : 2021/462 ESAS, 2023/213 KARAR DAVA KONUSU : Asıl dava TMK 197 maddesine dayalı Tedbir Nafakası, KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı - birleşen dosya davalı karşı davacısı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalının 1984 yılında evlenmiş, bu evlilikten dört reşit müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalının üç yıl önce evi terk ettiğini, müvekkilinin iki oğluyla birlikte yaşamını sürdürdüğünü ve hiçbir gelirinin bulunmadığını, davalının ise emekli olduğunu ve halen inşaatlarda bekçi olarak çalıştığını, dava tarihinden itibaren dava sonunda devam etmek ve her sene ÜFE oranında artırılmak kaydıyla müvekkil lehine aylık 1.000...

      Birleşen Dava; Dava dilekçesi: Davalı birleşen dosya davacısı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 31/08/2016 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden bir müşterek çocuklarının bulunduğunu, davacı birleşen dosya davalısının evliliğin yüklediği görevleri yerine getirmediğini ve evi defalarca terk ettiğini, en son evi terk ederek Konya'da ikamet eden babasının yanına gittiğini, davalı birleşen dosya davacısının dön çağrılarına rağmen dönmediğini ve boşanmak istediğini söylediğini, bu nedenlerle davalarının kabulü ile, terk nedeniyle tarafların boşanmasına karar verilmesine, müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesine, davalı birleşen dosya davacısı lehine 40.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Birleşen Dava; Dava dilekçesi: Davalı birleşen dosya davacısı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 31/08/2016 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden bir müşterek çocuklarının bulunduğunu, davacı birleşen dosya davalısının evliliğin yüklediği görevleri yerine getirmediğini ve evi defalarca terk ettiğini, en son evi terk ederek Konya'da ikamet eden babasının yanına gittiğini, davalı birleşen dosya davacısının dön çağrılarına rağmen dönmediğini ve boşanmak istediğini söylediğini, bu nedenlerle davalarının kabulü ile, terk nedeniyle tarafların boşanmasına karar verilmesine, müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesine, davalı birleşen dosya davacısı lehine 40.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"Asıl davada davacı -birleşen davalarda davalı ... vekili Av. ... ile asıl davada davalı- birleşen davalarda davacı ... vekili Av. ..., birleşen davada davalı ... vekili Av. ... ile birleşen davada davalı ... vekili Av. ... arasında görülen dava hakkında Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 2011/164 esas ve 2011/74 karar sayılı ve 03.11.2011 tarihli hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 2018/1662 esas ve 2019/2134 karar sayılı ve 28.03.2019 tarihli ilamına karşı asıl davada davacı vekili ile asıl davada davalı ve birleşen davalarda davacı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

        (TMK m.164) Toplanan delillerden, davalı-davacı (kadın)'ın 01.05.2012 tarihinde müşterek haneden ayrıldığı, ihtarın ise 12.07.2012 tarihinde, kanunda öngörülen (TMK m.164/1) dört aylık süre dolmadan istenildiği anlaşılmaktadır. Oysa ihtarın geçerli olması için en az dört ay geçmesi zorunludur. Olayda bu şarta uyulmadan ihtar istenmiştir. Bu bakımdan ihtar geçersiz olup, davacı-davalı (koca)'nın terke dayalı boşanma davasının reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün kocanın boşanma davasının reddine yönelik gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/son). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple, davacı-davalı (koca)'nın terk hukuki sebebine davasının reddine yönelik gerekçesinin düzeltilmek suretiyle kadının birleşen davası yönünden ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 1.100,00 TL. vekalet ücretinin Kadir'den alınıp ...'...

          Davacı-davalı kadına ihtar kararı 07.05.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, kadın ihtara cevap vermemiş, ihtardan sonra 26.05.2015 tarihinde evlilik birliğin sarsılması hukuki sebebiyle boşanma davası açmış, erkek de 08.07.2015 tarihinde birleşen terk sebebiyle boşanma davası açmıştır. Mahkemece her iki davanın da reddine karar verilmiştir. Davacı-davalı kadın, erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, erkeğin kendisini evden kovduğunu ve ortak konuta dönmemekte haklı olduğunu ispat edememiştir. Terk sebebi ile usulüne uygun şekilde açılan bir boşanma davasının reddine karar verilebilmesi için, ortak konutu terk etmeye zorlanıldığının veya ortak konuta dönmemekte haklılığın davalı tarafça kanıtlanması gerekir (TMK m. 164/1). Toplanan delillerden usulüne uygun ihtar tebliğine rağmen davacı-davalı kadın haklı bir sebebi olmadığı halde davet edildiği ortak konuta dönmemiş ve davada Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesinde aranan koşullar gerçekleşmiştir....

            Dava; vesayete ilişkin tazminat davasıdır. Bilindiği üzere; TMKnun 469. maddesinin 2. fıkrasına göre, vesayetle ilgili tazminat ve diğer rücu davaları vesayet dairelerinin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde görülür. Somut olayda; vasinin vesayeti altındaki çocuğa ait hesaptan çektiği paraları çocuğa harcamadığı ve bu paraların faiziyle tazmini istendiğine göre, davanın TMKnin 469/2 maddesi kapsamında kaldığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince, dava şartlarından olan görev hususunun mahkeme mevcut olup olmadığını taraf teşkilini sağladıktan sonra davanın her aşamasında kendiliğinden araştırması gerektiğinden, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilip davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu