Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı-karşı davalı ... vekili, asıl dava dosyasında evlilik birliği içinde satın alınarak davalı adına kaydedilen 240 ada 1 parseldeki 19 nolu bağımsız bölüm, birleşen 2006/983 Esas nolu dosyada plaka numaraları belirtilen 16 adet araç için katılma alacağı, birleşen 2006/961 Esas nolu dosyada ise 67 ada 24 parseldeki 3 nolu bağımsız bölüm için katkı payı alacağı isteğinde bulunmuştur....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş, verilen karar asıl davada davacı birleşen davada davalı yüklenici vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın Hükmün Kapsamı başlıklı 297. maddesinin 2. bendi hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli ve zorunludur. Asıl ve karşı dava birbirinden bağımsız davalar olup, her bir davanın ayrı ayrı değerlendirilmesinin yapılması zorunludur. İki ayrı uyuşmazlığın karşı dava olarak aynı dosya üzerinden çözüme kavuşturulması da, asıl ve karşı davanın bağımsız niteliklerinin ortadan kalkmasına neden olmaz....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; yüklenicinin sözleşme uyarınca 05.05.2007 tarihinde teslim etmesi gereken inşaatı %72 seviyesinde iken terk ettiğniden fesih isteminin yerinde olduğu, dava konusu dairenin yüklenici tarafından 07.09.2007 tarihli adi yazılı sözleşme ile birleşen davadaki davalı ...'e satıldığı ancak dairenin asıl davada davalı olan ... tarafından kullanıldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile dava konusu taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesine ve taşınmazın boş olarak davacılara teslimine, davalı ...'e yönelik birleşen davanın husumet nedeniye reddine, fesih isteminin kubülü ile sözleşmenin iptaline karar verilmiştir....
Ayrımındaki velayete ilişkin hükümlerin uygulanacağı ve davalının veli olduğu dönemdeki kötü niyetli ve tedbirsiz yönetimi ile kısıtlanarak velayeti altına bırakılan oğlunun uğradığı zararların tazmini istemiyle açılan davada Aile mahkemelerinin Kuruluş Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun hükümleri de dikkate alınarak görevli Mahkemenin Aile Mahkemesi olması sebebiyle HMK.nun 114/1-c delaletiyle HMK.nun 115/2.maddesi gereği görev dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; vesayete ilişkin tazminat ve rücu davasıdır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesine göre; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün aile hukukundan doğan dava ve işlerde aile mahkemeleri görevlidir....
Asıl ve birleşen davada mahkemece, davacı tarafça usulsüz ve mevzuata aykırı işlemler nedeniyle verildiği iddia edilen kredilerden kaynaklanan alacakların 20/02/2006 tarihli kredi alacağı temlik sözleşmeleri doğrultusunda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından dava dışı RCT Varlık Yönetimi A.Ş.'...
ın TMKnun 405. maddesi gereği kısıtlanarak kendisine vasi tayini istenilmiş; mahkemece, duruşma yapılmadan dosya üzerinden kısıtlı adayı ...'ın kısıtlanmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Vesayete ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/2b-19. maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu, 385. maddesinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanacağı, 317. maddesinde ise, davalıya tebligat yapılması gerektiği, 320-1 maddesinde de mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği hükme bağlanmış olup mahkemece, 320/1 maddesi gözetilerek, dosya üzerinden karar verilmiş ise de, varılan sonucun maddenin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; takip konusu faturalar nedeniyle asıl dava davacısının davalıdan 21.063,49 TL alacaklı olduğu, davalının defterlerinde bulunan ödemelere ilişkin belgelerinin dosyaya sunulmadığı, birleşen dosya davacısının T.T.K'nın 25/3-4 ve BK'nun 198. maddesinde yer alan muayene ve ihbar keyfiyetine uymadığı gerekçeleriyle asıl davanın kabulü ile takibin devamına, asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan 4.212,70 TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline; birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Davacı birleşen davalısı vekili temyiz dilekçesi sunmuş ise de, sözkonusu dilekçe temyiz defterine kaydedilmemiş olduğu gibi, harcının da yatırılmadığı anlaşıldığından davacı birleşen dosya davalısı vekilinin temyiz isteminin bu nedenle reddi gerekmektedir. 2- Davalı, birleşen dosya davalısı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK.nun 166/1. mad.) davası, birleşen dava ise; terk sebebiyle boşanma (TMK.nun 164. Mad.) davası ile kişisel eşyanın iadesi davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği saptanmıştır. Davacının kusur tespitine ve davaların reddine dair istinaf başvurusu yönünden; TMK.nun 166/1. maddesinde; "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir."...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Türk Medeni Kanununun 164. maddesi uyarınca terk hukuki sebebine dayanılarak açılacak boşanma davasında konutta ödemeli olarak gönderilen yol giderinin miktar itibarıyla davalı ve müşterek çocuğun gidiş-dönüş ve asgari bir gece konaklama giderlerini karşılamalıdır. Boşanma davasında hakim dava şartı olan bu yönleri resen araştırır. Davalıya gönderilen yol gideri yetersiz olduğundan ihtar hukuki sonuç doğurmaz. Yazılı biçimde boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2- Davalı-davacı kadının birleşen nafaka davası hakkında olumlu yada olumsuz karar verilmemesi doğru görülmemiştir....
DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalının eve dönmesi için terk ihtarı yaptığını terk ihtarına rağmen davalının eve dönmediğini belirterek tek nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. SAVUNMA:Birleşen 2019/469 Esas sayılı dava dosyasının dava dilekçesinden özetle; tarafların boşanmalarını, davacı eş için aylık 2.000 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini dava sonuçlandıktan sonra yoksulluk nafakasının tedbir nafakası olarak devam etmesini, davacı eş lehine 100.000,00 TL maddi 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus kayıt tablosu, tanık, zabıta araştırmaları ve dava dosyası....