Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/438 KARAR NO : 2021/1292 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BULANCAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/06/2019 NUMARASI : 2017/205 ESAS - 2019/480 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükme yönelik; Davalı SGK vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; hizmet tespiti talebine ilişkindir. Davalı T8 'ne gerekçeli kararın Bulancak/GİRESUN adresine tebliğe çıkarıldığı, adres yetersizliğinden iade edildiği, bu kez aynı adrese tebligat kanunu 35. Maddesine göre tebligat yapıldığı görülmekle söz konusu tebliğ işlemi usulüne uygun yapılmadığı görülmektedir....

Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri Kuruma karşı geçersizdir.” hükmü düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun, işyerinin devrinin niteliğini tüm unsurlarıyla ayrıntılı olarak tanımlamamış; ancak sosyal güvenlik alacakları yönünden devrin sonuçlarını ele almıştır. Sosyal Güvenlik Hukuku anlamında bir işyerinin devrinden bahsedebilmek için; o işyerinin sigortalıları ile yeni bir işverenin emrine geçmiş bulunması şartı aranır. Zira Sosyal Güvenlik Hukuku yönünden bir işyerinden söz edilebilmesi için, o işyerinde bir çalışanın bulunması gereklidir. Çalışan sigortalıları ile birlikte ve faal bir şekilde olmaksızın bir işyerinin tesisat, makine, bina gibi unsurlarının devredilmesi, ya da daha sarih bir ifadeyle, satılması, işyeri devri olarak değerlendirilemez . İşyerinin devrinde ve intikalinde, gerçekte işyeri değil; yalnızca o işyerinin işvereni değişmektedir....

    Buna göre tespit hükmü davacının içinde bulunduğu hukuki belirsizliği gidermek için bir fayda sağlamadığında ve istenen hukuki koruma için diğer dava türlerinden birinin açılması gerekli olduğunda hukuki yarar şartının yerine getirildiği söylenemez. 18. Gelinen noktada sosyal güvenlik destek primi ve yaşlılık aylığı ile ilgili yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar bulunmaktadır. 19. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan düzenleme gözetildiğinde 01.10.2008 tarihinden önceki döneme ilişkin hizmet tespiti uyuşmazlıklarında mülga 506 sayılı Kanun; bu tarihten sonraki dönem bakımından ise 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 20....

      Nedeni çok açık olup, bu konuda yetişmiş ihtisas mahkemelerinin yorumu ve ilgili sosyal güvenlik yasalarının doğru yorumlanabilme yetisi öne çıkmaktadır.Bir eylemin haksız fiil olması sosyal güvenlik açısından çok önemli değildir.Ceza hukukunda ücretlerin çifte bordro ile bildirilmesi, prim kaybına sebebiyet verilmesi, hizmetlerin hiç bildirilmemesi farklı kimlikle işe girilmesi esasen ceza hukukunda evrakta sahtecilik ve yalan beyanda bulunma suçlarını oluşturulabileceğine rağmen, sosyal güvenlik hukukunu bu yönüyle etkilemez. Esasen bu hukuki ilişkilerin hepsi birer haksız fiildir ve İş Mahkemelerinde davalarının görülmesine engel teşkil etmemektedir. Sosyal devlet anlayışında sosyal güvenlik hakkından vazgeçilemez. Ancak fiili çalışma olgusuna önem verilir. Aynı gerekçe ile yukarda sayılan eylemlerin haksız fiil olması nedeniyle yüksek daire çoğunluk görüşüne göre bu konulu davaların genel mahkemelerde görülmesi gerekecektir....

        İş ve sosyal güvenlik mevzuatına göre, alt işveren olarak hizmet veren firmaların hem çalışanlara olan borçlarından (ücret, tazminat vb.) hem de Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) olan borçlarından (sosyal sigorta primi, idari para cezaları, vb.), asıl borçlu (alt işveren) ile birlikte asıl işveren de sorumlu tutulmuştur. Bir başka ifade ile asıl işverenler alt işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumu'na olan ve asıl işveren hizmet verdiği çalışanlara olan borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumludur. Sosyal güvenlik inşaat işyerlerinde ihale konusu işlerden dolayı eski dönemde var olan “ölçümleme” işleminin uygulamadan kaldırılmasına bağlı olarak Kuruma yeterli prim ödenmemesi sebebiyle 1994 yılından başlayarak 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu çerçevesinde söz konusu işler için asgari işçilik ve ilişiksizlik belgesi verme uygulaması başlatılmıştır....

          "İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ Hukuk Dairesi Y A R G I T A Y K A R A R I İncelenmesine gerek görüldüğünden, 1-Uyuşmazlık konusu (1030797) sicil numaralı işyeri ile ilgili, işveren tarafından verilen işyerinin tesciline dair bildirge ile buna ilişkin tüm kayıt ve belgelerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından temini ile dosyaya eklenmesi, 2-Uyuşmazlık konusu (1030797) sicil numaralı işyeri ile ilgili işkolu tespit talebi mevcut olup olmadığı, işkolu tespit talebi var ise buna dair tüm kayıt ve belgelerin, işkolu tespit talebi yok ise buna dair yazı cevabının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından temini ile dosyaya eklenmesi, 3-Uyuşmazlık konusu (1030797) sicil numaralı işyeri ile ilgili 17.05.2016 tarih ve 13147 sayılı olumlu yetki tespitine esas yetki prosedür dosyası ile toplu görüşme sürecine dair tüm kayıt ve belgelerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından temini ile dosyaya eklenmesi, Anılan eksiklikler giderildikten sonra gönderilmesi için dosyanın...

            İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 08/10/2021 NUMARASI : 2019/120- 2021/325 DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : İnegöl 1. İş Mahkemesinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı kararına karşı davalı ve fer'i müdahil Kurum tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan dosya incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, 23.12.2013- 30.12.2016 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde çalıştığını, 2016 yılı Kasım ayında iş kazası geçirdikten sonra davalı tarafından iş kazasının ve çalışmalarının Kuruma bildirilmediğini öğrendiğini, İnegöl İş Mahkemesinin 2018/208 E. sayılı dosyası ile iş kazası nedeniyle davalı aleyhine tazminat davası açtığını ileri sürerek davacının 23.12.2013- 30.12.2016 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

            Önemle vurgulamak gerekir ki, kanunda da menfi tespit davası açılmasını yasaklayan bir hüküm de bulunmamaktadır (Halil Özdemir; Sosyal Güvenlik Kurumunun 6183 Sayılı Yasaya Göre Ödeme Emri Ve İptali Davaları, Sicil İş Hukuku Dergisi, S:31, Yıl:2014, s. 101-102). 6183 sayılı Kanun'da menfi tespit davasına, "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 30.03.2006 tarihli ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi hâlinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda..." olduğuna ilişkin düzenleme ile üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden öngörülmemiştir....

              Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir." Bu yasal çerçevede, görev konusunun, mahkemelerce her aşamada resen gözetilmesi gerekir. İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte, esas olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasından kaynaklanan bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözen özel mahkemeler olup, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular görev alanına girmektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134....

                Bu kapsamda oluşturulan özel güvenlik teşkilatı, bağlı olduğu kuruluşu ve kanun hükümleri dairesinde korumak ve güvenliği sağlamakla görevli ve yetkileri bu kanunla sınırlı özel bir kolluk kuvveti niteliğindedir (8. madde). Çalışmakta olan güvenlik teşkilatı personeli ise, sosyal güvenlik kurumu kapsamında yer almaktadır (15. madde). Açıklanan yasal düzenlemeler ve maddi olgular dikkate alındığında, davacı ile davalı idare arasında hizmet akdinin unsurlarının oluştuğu, 506 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kabulü gerektiğinin anlaşılmasına göre, mahkemenin bu yöndeki kabulünde isabetsizlik görülmemiştir. 2- Dava açılmasının maddi hukuk ve usul hukuku bakımından sonuçları, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 185, 187 ve 202. maddelerinde düzenlenmiş olup, usul hukuku yönünden doğurduğu sonuçlardan biri, Kanunda açıkça belirtilmemekle birlikte, her davanın açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanmasıdır....

                  UYAP Entegrasyonu