Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ : Tapu İptal Tescil Veya Katılma Alacağı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, dava ve birleşen dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle alacağın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1....

    Davacı karşı davalı erkek, dava açmakta haklı olup, TMK.166/1 maddesi koşulları davacı karşı davalı erkek lehine oluştuğundan, asıl davada erkek tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı karşı davacı kadından alınarak, davacı karşı davalı erkeğe verilmesine, yine asıl davada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı karşı davalı erkek lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, davalı karşı davacı kadının, erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesiyle; kusur tespitini kabul etmediklerini, asıl davanın reddi gerektiğini, karşı dava yönünden takdir edilen tazminat ve iştirak nafakası miktarı yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE : Asıl dava; TMK'nun 166/son maddesi uyarınca boşanma talebine ilişkin, karşı dava ise; zina veya evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma (TMK madde 166/1) ve fer'ilerine ilişkindir....

    Mahallesi, 1878 ada, 119 parsel, 6.kat, 15 nolu bağımsız bölüme ilişkin müvekkiline isabet eden katılma ve katkı payı alacağının karşı dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, Adana 1....

    a ait olduğuna ve tüm mirasçılar tereke temsilcisi tarafından temsil edildiğine göre, taraf koşulu yönünden bir eksiklik bulunmadığı, davanın TMK' nın 713/1 ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 maddesine göre açılan tescil davası olduğu, davacıların 1997 yılından kadastro tespitinin yapıldığı 2005 yılına kadar taşınmazı kullanmamalarının iradi terk olarak kabulünün mümkün bulunmadığı belirtilerek, dava konusu taşınmaz ortak muristen kaldığına ve tespit dışı bırakılan yer olduğuna göre TMK' nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca araştırma yapılması gereğine ve 165 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise mahkeme hükmü ile kesinleşen bir taşınmaz söz konusu olduğundan bu taşınmaza ilişkin mahkemece yeniden hüküm kurulmasının isabetsizliğine" değinilmiştir....

      İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı/ karşı davacı erkek vekili; kusur belirlenmesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi ile aleyhine hükmedilen fer'i talepler yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı/ karşı davalı kadın; reddedilen yoksulluk nafakası talebinin kabulü gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ karşı davalı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma, fer'ilerine ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. Karşı dava; davalı/ karşı davacı erkek tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

      SAVUNMA: Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Davacı-karşı davalının açtığı boşanma davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların TMK 166/4 maddesi gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00'er TL maddi ve manevi tazminat takdiri ile Göksun Asliye Hukuk Mahkemesi'nin dava dosyası ile müvekkili lehine hükmedilen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının 750,00 TL'ye çıkartılmasına, yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesine dava ve talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; asıl dava yönünden, davacının açmış olduğu boşanma davasının reddine, karşı dava yönünden, davacının davasının kabulü ile, tarafların TMK'nın 166 son maddesi hükmü gereği boşanmalarına, davacının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine karar verildiği görülmüştür....

      Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece “Asıl davada davacı-karşı davalı kocanın TMK 166/1. madde gereğince ağır kusurlu olduğunun tespitine, karşı davada davacı-karşı dacalı kadının TMK 166/1. madde gereğince az kusurlu olduğunun tespitine” şeklinde hüküm kurulmuştur. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi gereğince sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ölen eşin kusuruna ilişkin tespit yapılması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.07.2021 (Pzt.)...

        Davalı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın evliliklerinin başından itibaren müvekkiline kötü davrandığını, müvekkiline ve kızına sürekli fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, davalının, aile efradına karşı kasten yaralama eyleminden, kızına karşı alışkanlık haline gelmiş şiddet eylemlerinden ceza hükmü aldığını, karşı tarafın muhtemel akıl hastalığı sebebiyle, tarafların öncelikle TMK 165, olmadığı takdirde TMK 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, küçük Selim Ömer'in velayetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine 750 TL tedbir/ iştirak nafakasına, müvekkili lehine 750 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 150.000 TL maddi, 150.000 TL manevi tazminat karar verilmesini talep etmiştir....

        a edinilmiş mal niteliğinde olan taşınmazı devretmesi, TMK m. 229/2 uyarınca artık değere katılma alacağı hesabında eklenecek değer niteliğindedir. Aynı maddenin son fıkrasında ( TMK m. 229/2-son) ise; bu gibi kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararının, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebileceği öngörülmüştür. Bu tasarruflardan kaynaklanan katılma alacağından öncelikle, davalı eş .... sorumludur. Bu aşamada diğer davalı ile birlikte müteselsil sorumluluğu oluşmamıştır. Diğer yandan, bu gibi kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı dava açılabilmesinin koşulları da, TMK 241. maddesinde düzenlenmiştir....

          UYAP Entegrasyonu