WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davaya konu ihtilafın, davalı OSB'nin 14/01/2021 tarihli ve 01 sayılı arsa tahsisinin iptali kararının iptali istemini içerdiği, somut olayda davacıya yasal mevzuat gereği uyulması gereken sürelerden çok daha fazla süre tanındığı, bundan böyle OSB Müdürlüğü tarafından uzatım yapılması mümkün olamayacağı, yetkisi dahilinde olmayan bir sürenin tanınmasının imkansız olduğu gözetilerek, bakanlık tarafından uzatılması mümkün bir sürenin olup olamayacağı hususunda, katılımcının süre uzatım talep dilekçesi de eklenerek görüş istenilmiş, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 22.12.2020 tarihli ve E57604388-453.99-2162376 sayılı yazısıyla OSB Müdürlüğünün süre uzatım verme yetkisinin bulunmadığı, arsa tahsisinin iptal edilmesi gerektiği bildirilmiş, bunun üzerine ......

    Dava, arsa tahsis sözleşmesinin feshinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. Davacı, dar gelirli aileleri konut edindirme projesinden yararlanmak için davalı belediyeye yaptığı başvurunun kabul edildiğini ve yapılan noter çekilişi ile arsa tahsisinin yapıldığını, ancak satış bedelinin taksitler halinde ödenmesine rağmen, davalı belediyenin arsa tahsislerini iptal ettiğini, akabinde ise bölgenin imar planının değiştirildiğini, bu nedenlerle arsanın devrinin talep edilmesinin imkânsız hale geldiğini ileri sürerek arsanın dava tarihindeki rayiç değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 02.11.2017 tarihinde, 775 Sayılı Kanuna, 20.08.2016 tarihli 6745 sayılı kanunun 12.maddesi ile eklenen geçici 10. maddesi gereğince açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı iki tarafta istinaf yoluna başvurmuştur....

      Bir tanımlama yapmak gerekirse, alacağın temliki; alacaklı (yüklenici) ile onu devralan üçüncü kişi (davacı) arasında borçlunun (arsa sahiplerinin) rızasını gerektirmeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliği taşıyan şekle bağlı bir akittir. Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması temlik işleminin konusu olan alacağın gerçek bir alacak olmasına bağlıdır. Alacağın temlik edildiği üçüncü kişi ancak bu gibi durumlarda temlik işleminden yararlanarak bu hakkını arsa sahibine karşı da ileri sürebilir hale gelir. Zira, alacağı devralan kişi, evvelki alacaklının yerine geçer ve borçludan ifayı istemek gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak artık onun hakkı olur....

        Temlik işleminin, alacağını devreden (eski alacaklı) ile devralan (yeni alacaklı) arasında yapılan sözleşme olduğunda duraksama yoktur. Temlik işleminin konusunu ise, eski alacaklının bir borç ilişkisi sebebiyle doğmuş olan borçluda mevcut bir hak veya alacağı oluşturur. Dolayısıyla, temlik sözleşmesi ile mevcut bir alacak hakkı nakledilir. Borçlar Kanununun 163. maddesi uyarınca da temlik işleminin yazılı yapılması zorunludur. Davacı, tescilini dava konusu yaptığı ve sözleşmeyle yükleniciye bırakılan 15 numaralı bağımsız bölümü, 01.05.2007 tarihli satış sözleşmesi ile yükleniciden şahsi hakkını temlik aldığını ileri sürmüştür. Gerçekten, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki edimlerin yerine getirilmesi halinde yüklenici, sözleşmeyle devri kararlaştırılan bağımsız bölüm tapularının verilmesini doğrudan arsa sahibinden isteyebileceği gibi, bu hakkını Borçlar Kanunu’nun 162. maddesinden yararlanarak ve yazılı olması koşuluyla üçüncü kişilere de devredebilir....

          Davalı vekili; Mahkemece bozma ilamına uyulmadığını, davanın tümden reddi gerektiğini, belirsiz alacak davasının şartlarının oluşmamasına rağmen belirsiz alacak davası şeklinde açıldığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı vekilinin 12.04.2021 tarihli beyan dilekçesi ile 10.000,00 TL üzerinden açtığı belirsiz alacak davasının değerini 80.500,00 TL'ye yükselttiğini, vekalet ücretinin bu miktara göre hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan arsa tahsis sözleşmesi ve sonrasında belediye meclisinin arsa tahsislerinin iptaline ilişkin kararı ile ifanın imkansız hale gelmesinden kaynaklı rayiç değerin tahsili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 131 inci maddesinin birinci fıkrasında (818 sayılı Borçlar Kanunu 113....

            İş Mahkemesi Dava, Kurum işleminin iptali ile tahsis tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Eldeki davada, davacının yaş tahsisinin yapıldığı Büyükçekmece 2....

              İş Mahkemesi No : 2017/312-2018/459 Dava, emeklilik aylığını kesen Kurum işleminin iptali ile emeklilik tahsisinin 15/07/2012 tarihinden geçerli sayılmasının tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

                Belediyesi tarafından yapılan itirazın il mera komisyonu kararı ile reddedildiğini dava konusu parselin de aralarında bulunduğu 4 adet mera parselinin 26.02.2003 tarih ve 123 sayılı il mera komisyonu kararı gereğince tahsisinin yapılarak mera vasfıyla Kamu Ortak malları Siciline kayıt edildiklerini; 1626 parsel sayılı mera vasıflı taşınmazın ... Belediyesinin 28.07.1998 tarih ve 29/213 sayılı Belediye Meclis Kararına istinaden 05.10.2000 tarihinde tarla vasfı ile ... Belediyesi adına tescil edildiğini, 10.07.2009 tarih ve 10336 yevmiye nolu işlem ile tüzel kişiliklerin ünvan değişikliği kapsamında davalı ... Belediyesi adına tarla vasfı ile tescil edildiğini, yeni mera Kanununun yayın tarihinden sonra cins değişikliği yapılarak arsa vasfı ile tapuya tescil işleminin 4342 sayılı mera Kanununa aykırı olduğunu belirterek, taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına mera vasfı olarak tesciline karar verilmesini istemiştir....

                  Temlikin konusu, yüklenicinin arsa payı karşılığı arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden hak kazanmadığını üçüncü kişiye temlik etmesi arsa sahibi bakımından önemsizdir. Ayrıca, yüklenici arsa sahibine karşı öncelikli edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye temlik etmişse, üçüncü kişi Borçlar Kanununun 81.maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz. Bu bakımdan, arsa sahibiyle yüklenici arasında cereyan eden Antalya Asliye Ticaret Mahkemesinin 2001/226 esasında kayıtlı arsa sahibinin kira ve eksik işlerden doğan alacak davası hükmünün de bu davaya etkisi bulunmaktadır. Kuşkusuz, bütün bunların mahkemece taraf teşkili tamamlandıktan sonra değerlendirilmesi gerekecektir. Yanılgılı nitelendirme ve eksik inceleme ve araştırmaya dayalı kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki mera tahsisinin iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... Yönetimi 01.12.2009 günlü dilekçesinde, ... Köyünde 4342 sayılı yasa gereğince mera tespit ve tahdit çalışmaları yapılarak 23.11.2009 tarihinde ilan edildiğini, çalışmalarda 379 sayılı parselin mera olarak tahsis edildiğini, bu parselin orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek mera tahsislerinin iptaliyle orman niteliği ile tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mera tahsisinin iptali ve tescil istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu