Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Başkanlığına toplam 1.974.000.000 TL ödeme yaptıklarını, arsa tahsisi amacı ile avans niteliğinde yatırdığı 500.000.000 TL'nin hiç dikkate alınmadığını ileri sürerek; ödeme tarihlerindeki rayiç bedelleri (m2 satış değeri) üzerinden arsa tahsis edilmesine, arsa tahsisinin mümkün olmaması durumunda, ödendiği tarihte tahsis edilmesi gereken rayiç bedelleri üzerinden günümüz şartlarıyla rayiç bedellerine uyarlanarak reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile 1.300.915,70 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükmün Dairemizin 04.06.2020 tarih 2020/26 E. 2020/2679 K. sayılı kararıyla bozulması üzerine davacı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş; 24.02.2021 tarihli 2020/9681 E. 2021/1872 K. sayılı karar düzeltme ilamı ile bozma kararının kaldırılmasına ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir....

    Dava konusu taşınmazda 1966 yılında kat irtifakının kurulduğu dikkate alındığında, aradan geçen süre zarfında taşınmazda arsa paylarına herhangi bir itiraz olmamış, bağımsız bölümlerin kat irtifakının kurulduğu tarihteki değerlerinin yukarıda açıklanan unsurları ve bu belirlemeye göre tapu sicilinde kayıtlı arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu bilirkişi kurulunca açıkça saptanmamış, ayrıca her bir bağımsız bölümün kat irtifakı kurulduğu tarihteki değerlerine etkili olabilecek diğer unsurlar tek tek yazılıp açıklanmamış ve bu bağımsız bölümlerin değerleri ayrı ayrı hesaplanmamış, soyut bir biçimde değerlendirme yapılarak arsa payları yeniden belirlenmiştir....

      Kaldı ki, ticari bir risk alarak ve yükleniciye güvenerek arsanın mülkiyetini intikal ettiren, yüklenici seçiminde gerekli özeni göstermeyen, peşin ifa yükümlülüğü olmamasına rağmen arsa tapusunu teminat almadan yükleniciye devreden arsa sahibinin, tapuya güvenmiş olan üçüncü kişiler karşısında korunmaya değer bir yanı da bulunmamaktadır. Keza, arsa sahibinin tapuyu yükleniciye devretmesinin “avans” niteliğinde olduğu, mülkiyetin ancak yüklenicinin tüm borcunu ifa ettikten sonra geçeceğinin kabul edilmesi de hukuki dayanağı olan bir kabul değildir. Zira hukukumuzda “yolsuz tescil” terimi mevcut olmasına rağmen “avans tapu” terimi mevcut değildir. Somut olayda, davacılar ile dava dışı yüklenici şirket arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış ve bu sözleşme gereğince arsa sahibi tapuda taşınmazları tapuda devretmiştir....

        Davacının yeni yapılan binada da 123,00 m2 arsa payına sahip olup arsa payı hakkı aynen korunmuş olmasına rağmen, yıkılan binada da bu arsa payı oranı karşılığında zemin katta 85,00 m² dükkanı bulunmakta iken, yeni yapılan binada arsa payında herhangi bir değişme olmamasına rağmen, davacıya zemin katta 48,00 m² dükkan verilmiştir. Davacının arsa payında her hangi bir azalma olmamasına rağmen zemin katta kendisine bırakılan dükkanın m²'de azalma olmuştur. Bu azalmaya bağlı olarak da davalının dükkanının m²de yükselme olmuştur. Tüm bu nedenlerle 186 ada, 61 parsel sayılı taşınmazdaki 236/332 arsa paylı kat irtifakının terkin edilmesine, yapılacak bilirkişi incelemesine göre çıkacak sonuca göre yeniden arsa paylı kat irtifakının tesisi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin hükmü temyiz etmesi üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2019/647 Esas - 2019/1016 Karar sayılı ilamı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

          kat mülkiyetine geçilme halinde ise, bu tarihteki değeri ile oranlı olarak tahsis edilen arsa payının ortak mülkiyet esaslarına göre açıkça gösterilmesi suretiyle kurulacağı, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değeri ile oranlı olarak tahsis edilmediği hallerde, her kat maliki veya kat irtifakı sahibinin, arsa payının düzenlenmesi için mahkemeye başvurabileceğini düzenlemiştir....

            Arsa sahibi sözleşme, imar ve projelere aykırılık halinde teslimden sonra bunların giderilmesi için dava açabileceği gibi teslimden önce dahi bu gibi aykırılıkların giderilmesini isteyebilir. Zira tecavüzün daha büyük boyutlara ulaşmasını ve zararın artmasını önlemek için arsa sahibinin teslimden önce dava açma hakkı mevcuttur. Davacının, yüklenici tarafından imal edilip 3. kişiler İlhan ve Nurhan’a satılan ve onların kullanmakta oldukları bağımsız bölümlerin kendi dairesine tecavüzlerinin önlenmesi talebinin içinde, yüklenicinin sözleşmeye aykırı yaptığı imalâtın düzeltilmesi isteminin de bulunduğu ortadadır. Hal böyle olunca davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan, mahkemece taraflara delilleri ibraz ettirilip toplandıktan sonra işin esasının incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

              Mahkemece davanın arsa payının düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; anataşınmazın onaylı mimari projeye aykırı biçimde inşa edildiğini, bir, iki ve üçüncü katlardaki bağımsız bölümlere 1/18 oranında arsa payı verildiği halde dördüncü kattaki 11 ve 12 nolu bağımsız bölümlere 2/18 arsa payı verildiğini bu nedenlerle kat irtifakı tesisinin yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle kat irtifakının iptali ile tapudan terkinine karar verilmesini istemiş, davacı vekili davacıların ortak yerleri işgal ederek bağımsız bölümlerine katmaları üzerine aleyhlerine dava açılması üzerine mevcut davanın kötü niyetle açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece arsa payının düzeltilmesi yolunda hüküm kurulmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kat irtifaklı taşınmazda bağımsız bölümlerin arsa paylarının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Dava konusu taşınmazda kat irtifakına geçiş tarihinde bağımsız bölümlerin değerinde ve dolayısıyla arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan bu nedenle arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmadığı ve kat irtifakının kurulduğu tarihteki değerlerinin yukarıda açıklanan unsurları ve bu belirlemeye göre tapu sicilinde kayıtlı arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu bilirkişi kurulunca açıkça saptanmadığı gibi, kat irtifakının kurulduğu tarihten bu yana geçen uzun süre içerisinde arsa paylarına herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Açıklanan nedenlerle mahkemece herhangi bir değerlendirme ve gerekçe içermeyen soyut ve genel ifadeli bilirkişi raporu esas alınarak yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ...Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 16/02/2021 tarih ve 2018/1816 E.- 2021/383 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, ... 5....

                    Bu durumda mahkemece hükmolunan 9.570,00 TL üzerinden binde 68,31 oranına göre 653,73 TL nispi karar ve ilâm harcı hesaplanarak, bu miktardan peşin alınan 417,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 236,23 TL harcın davalı arsa sahiplerinden tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına, 417,50 TL peşin alınan harcın ise davalı arsa sahiplerinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken, kararda hangi miktara göre hesaplandığı anlaşılmayan 2.367,23 TL noksan harcın davalı arsa sahiplerinden tahsiline, 494,85 TL peşin harcın davalı arsa sahiplerinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu