"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 13/03/2009 gününde verilen dilekçe ile araç satışının iptali ile aracın davacıya teslimine veya araç bedelinin tahsilinin istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 22/06/2010 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 21/02/2012 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin ticari araç satışı nedeniyle davalıya bono verdiğini, bono bedelinin ödenmesi üzerine aracın kati satışının yapıldığını, bedelsiz kalan senedin davalı tarafından icra takibine konu edildiğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin kalan alacağını teminen elinde bono bulunması nedeniyle aracın kati satışının yapıldığını, kati satış yapılmasının bononun ödendiği anlamına gelmeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, düzenlenen oto satış protokolü hükümleri gereğince vasıtanın borç bitiminde devrinin yapılacağına ilişkin düzenleme ile Kati Taşıt Satış Sözleşmesi içeriğine göre davalıya borcun tamamının ödendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, % 40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Davacı, dava dilekçesiyle takipten sonra davalının kendisini arayarak durumu düzeltmek amacıyla bahse konu aracı başkasına satmak üzere 26.000,00 TL'ye almayı kendisine ise bir başka aracı satmayı teklif ettiğini ve bu şekilde dava konusu aracı verdiğini ve kendisine fiyat ve ödeme koşullarında anlaştığı bir başka aracın satışının yapıldığını belirtmesine ve sunduğu 06/11/2012 tarihli 2. el araç alış formunda bu bedel (26.000,00TL) karşılığında müşteri bulunması halinde araç ile ilgili herhangi bir hak iddia etmeyeceğini taahhüt ettiğinin ve forma göre komisyon ücreti de belirlenmediğinin anlaşılmasına göre davacının bahse konu araç nedeniyle uğradığı zararla ilgili olarak davalı tarafla anlaştığı ve talep haklarından vazgeçtiği sonucuna varılarak davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekide tazminat hakkının devam ettiği kabulüyle takibin dava konusu edilen kısmı yönünden devamına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma nedenine...
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idarece kullanım alanı kalmayan araç ve ekipmanların satışının yapıldığı, taşıtların eski model olduğu ve ekonomik ömrünü doldurduğu, hurda niteliğinde olan araç ve ekipmanın kendilerine devri gerekirken piyasaya satışının yapılamayacağı, satışa konu araç ve ekipmanın hurda niteliğinde olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yapılmadığı, eksik inceleme yapılarak karar verildiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyize konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek sebepler olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirkette 25/05/2012 tarihinde 3 yıllığına yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, 14/04/2014 tarihinde şirketteki payının tamamını devrettiğini ve aynı toplantıda yeni yönetimin seçilerek müvekkilinin yöneticilik görevinin sona erdiğini, bu tarihten sonra müvekkilinin işçi statüsü ile çalışmaya devam ettiğini, araç satışının 26/05/2014 tarihinde yapıldığını, araç devri sırasında müvekkilinin işçi olduğunu, 15/06/2014 tarihinde işçi, işveren ilişkisinin de sona erdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
ın aracını satılığa çıkaran katılan ile bağlantı kurup aracın peşin olarak satışı konusunda anlaştıkları, bankadan para çekilirken aracın resmi satışının yapılması için katılanı ikna ederek aracın satışının yanında çalışan diğer sanık ... adına yapılmasını sağladığı, resmi satış yapıldıktan sonra mesai saati bitimine kadar katılanı oyaladıktan sonra pazartesi ödemek üzere gönderdikleri ancak belirtikleri tarihte de ödememek suretiyle sanıkların dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia edilen olayda; sanıklar savunması, katılan beyanı, araç satış sözleşmesi uzlaşmanın sağlanamadığına ilişkin rapor ile dosya kapsamından sanıkların üzerine atılı suçu işlediğine yönelik mahkemece verilen mahkumiyet hükmü ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ...'...
Ne var ki; uyuşmazlığa konu olayda araçların satışı için tanınan yasal 6 aylık süre geçmesine rağmen yediemine tevdi edilen aracın satışının davacı tarafından yapılmadığı da dosya kapsamıyla sabittir. Bu durumda yedieminlik işini meslek edinen davalının mevcut mevzuat kapsamında kendisine teslim edilen araçların satışının yapılarak otopark hizmet ücretinin ödenmesi için gerekli girişimlerde bulunması ve çaba sarfetmesi gerekir. Aracın yasada belirtilen 6 aylık süreyi aşacak şekilde uzun süre teslim alınmaması (somut olayda 5 yıldan fazla) sonucu otopark ücretinin aracın değerini aşacak boyutlara kadar ulaşmasında davalının da müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler itibariyle araç otopark ücreti olarak ödenecek bedel, aracın satış bedelinin %25'ini geçemeyecektir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/04/2009 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescili veya alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/02/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, araç satışının iptali ile mülkiyetinin tespiti ve tescili, olmadığı takdirde araç bedelinin tahsili davasıdır. Mahkemece, araç bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 14.12.2006 gün ve 203-483 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki araç satışının iptâli ile aracın kaydına rehin şerhinin tekrar işlenmesi istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 22.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç satışının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 729.00 YTL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 25.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....