Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacılar vekili, müvekkili ... ile davalı arasında yapılan harici araç satışı nedeniyle diğer davacı ...’nın keşidecisi olduğu 4.000.-TL.lik bononun bakiye borç nedeniyle ciro yoluyla davalıya devredildiğini, senet bedeli ödendiği halde davalı tarafından haksız olarak müvekkilleri aleyhine takibe geçildiğini ileri sürerek Kütahya 2.İcra Müdürlüğü’nün 2009/2646 sayılı dosyasında takibe konulan senet nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine ve % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, taraflar arasındaki araç satışı nedeniyle 16.000.-TL.ye anlaşma yapıldığını, ancak araç bedeli zamanında ödenmediğinden vade farkı da konularak borcun 20.000.-TL.olduğu yönünde anlaşmaya varıldığını, bakiye 8.000.-TL.borcun 4.000.-TL.si için takibin konusu senedin alındığını, 4.000.-TL.sinin ise noterdeki kesin satış sırasında ödeneceğinin kararlaştırıldığını, noter satışı sırasında 4.000.-TL.nin ödendiğini, ancak diğer 4.000....

    Araç üzerindeki mülkiyet, Karayolları Trafik Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca noterlikçe düzenlenen satış sözleşmesi ve araç üzerindeki zilyetliğin devri ile başkasına geçer. Bu andan itibaren araç sahipliği sıfatı aracı devralan kişiye geçmiş olur. Bu hale göre mahkemece ... plakalı araca ait Beyoğlu 12. 12. noterliğinin 4.6.2004 tarih ve 11564 yevmiye numaralı satış sözleşmesi aslı getirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ... Sigortaya geri verilmesine 9.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      ın da ... ile borç ve rehin sözleşmesi akdettiğini, bu sözleşmeye istinaden araç üzerine rehin konduğunu, müvekkilinin borçlu aleyhine ... .... ... Müdürlüğü dosyasında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ... takibi başlattığını, diğer alacaklının ise ... .... ... Müdürlüğünde taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaptığını, ... .... ... Müdürlüğü dosyasında aracın ihalesinin yapılarak satışının gerçekleştiğini, araç üzerinde aynı tarihli ... rehin şerhi görüldüğünü ancak düzenlenen sıra cetvelinde şikayet olunana ait alacağa öncelik verildiğini öne sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunanlardan ... vekili, rehnin trafik siciline işlenmesinin tamamlayıcı nitelikte olduğunu, müvekkiline ait rehinin ilk sırada yer alması gerektiğini savunarak şikayetin reddini talep etmiştir. Şikayet olunanlardan ... şikayete cevap vermemiştir....

        Davacı, davalıyla boşanma aşamasında olduklarını, mülkiyeti kendisine ait olan ... plakalı 1998 model volkswagen polo marka aracın davalıda kaldığını, davalının aracı teslim etmemek için sakladığını, resmi satışının yapılması hususunda baskı yaptığını, zorla protokol imzalattığını belirterek aracın aynen teslimini, olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı, dava konusu araç ile hiçbir bağlantısının olmadığını, aracın davacı adına kayıtlı olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davaya konu aracın taraflar ayrı yaşamaya başladıktan sonra davalının yedinde kaldığı, davalı tarafından kısa bir süre de olsa kullanılıyor iken ortadan kaybolduğu, davalının başka bir araç kullanmaya devam ettiği hususunda özellikle görgüye dayalı bilgileri olan tanıkların beyanlarına itibar edilerek, davacıya aracın iade olunduğunun davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

          Dava, adi yazılı araç satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve cezai şart istemine dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında harici araç satım sözleşmesi düzenlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olduğu anlaşılmakta olup, bu tür geçersiz sözleşmelerde taraflar sözleşme uyarınca birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteme hakkına sahiptirler. Somut olayda da geçersiz sözleşme nedeniyle herkes aldığını iade ile yükümlüdür. Yine geçersiz olan sözleşme nedeniyle cezai şart talebinde bulunulamaz. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            Mahkemece, toplanan delillerin değerlendirilmesinde araç kaydına satış tarihinden 5 gün önce tedbir konulmuş olması nedeniyle davacının araç kaydını üzerine alamadığı bu nedenle mevcut ayıp nedeniyle aracın davalıya iadesine ve araç bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava noterde satışı yapılan aracın trafik kaydında ihtiyati tedbir bulunması nedeniyle devrin alınamadığı ve iadesi ile bedelin tahsili iddiasıyla açılmış alacak istemine ilişkindir. Davaya konu aracın 09.07.2002 tarihinde noter huzurunda davalı tarafından davacıya satışının yapıldığı, davacının 30.07.2002 tarihinde tescil başvurusunda bulunduğu trafik kaydındaki ihtiyati tedbir nedeniyle davacı adına tescilin gerçekleşmediği dosyadaki belgelerden anlaşılmıştır. Dava 19.10.2010 tarihinde açılmış olup, davacı araçta bulunan hukuki ayıbı 30.07.2002 tarihinde tescil başvurusu sırasında öğrenmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili müvekkiline kasko sigortalı aracın trafik kaza sonucu ağır şekilde hasarlanması üzerine davalı sigortalıya 55.000,00 TL tazminatı ödenerek hasarlı aracın fiilen müvekkiline teslim edildiğini, davalı sigortalı tarafından 19.03.2012 tarihinde verilen vekaletname ile sigorta şirketinin araç üzerinde her türlü tasarrufta bulunmaya yetkili kılındığını, ancak sigortalının vergi borçlarından dolayı araç üzerinde haciz olması nedeniyle aracın satışının yapılamadığını belirtip, müvekkil şirketin zarara uğradığı araç sovtaj bedeli olan 37.600,00 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

                Mahkemece, bonoda “bedeli araba ahzolunmuştur” ibaresi nedeniyle davacının davalıdan araba satın almadığını kesin delillerle (yazılı delillerle) ispatlamakla yükümlü olduğu, davacı adına kayıtlı tüm araçların araştırılarak, trafik kayıtlarının getirildiği, davacının davalıdan araç satın almadığı, araç satışının KTK’nun 20/D maddesi uyarınca resmi şekilde yapılabileceği belirtilerek davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespitine, %40 icra tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  - K A R A R - Davacı vekili davalı alacaklının satışa konu araç üzerine 21.11.2008 tarihinde haciz koyduğunu, aracın satışının 23.11.2009 tarihinde istenildiğini, haciz tarihinden itibaren 1 yıl içinde satış istenmediğinden dolayı haczin düştüğünü, buna rağmen düzenlenen sıra cetvelinde davalıya 1.sırada yer verilmesinin yanlış olduğunu belirterek, müvekkilinin 1.sıraya çıkartılmasını talep etmiştir. Davalı vekili haciz tarihinin 24.11.2008 tarihli olması nedeniyle satışın 1 yıl geçtikten sonra istenmesinin söz konusu olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. İcra Mahkemesince Gazi Emir İlçe Emniyet Müdürlüğünün 23.03.2010 tarihli yazısına göre araç üzerine haczin 24.04.2008 tarihinde işlendiği, davalının süresinde satış istemesi nedeniyle sıra cetvelinin tanziminde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı şirkete ait aracın müvekkili şirkete kakso sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın çalınması nedeniyle davalı sigortalıya araç bedelinin ödendiğini, aracın daha sonra hasarlı halde bulunduğunu, araç kaydı üzerinde bulunan hacizler nedeniyle aracın satışının yapılamadığını belirterek 9.100,00 TL.'nin 17.11.2005 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı ... şirketinin müvekkilinden vekaletname aldığını, hacizlerin vekaletnamenin verilmesinden sonra konulduğunu, sigorta şirketinin bu sürede işlem yapmaması nedeniyle sorumlu olduğunu davanın reddini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu