Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili, davacının oto kiralama işi yaptığını, kendi adına kayıtlı aracını, dava dışı ... isimli kişiye kiraladığını, süre sonunda aracın teslim edilmediğini, emniyete yapılan şikayet sonucunda aracın davacı adına sahte olarak düzenlenen satış vekaletnamesi ile davalıya satıldığını öğrendiğini, davacının, davalı ile noterde herhangi bir sözleşme yapmadığını, bu satışın gerçek satış olmadığını, aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti ve adına tescili ile satış sözleşmesinin iptalini istemiştir. Davalı vekili, müvekkiline dava konusu aracın satışını yapan kişinin, dava dışı üçüncü kişi olan ... olduğunu, satış bedeli olarak bu kişiye 20.600,00 TL ödendiğini, satışın sahte kimlikle yapılmasından ötürü satış sözleşmesinin mutlak butlanla geçersiz olduğunu, çalıntı olduğu gerekçesiyle araca el konulduğunu, asıl mağdur olanın müvekkili olduğunu belirterek davanın gerektiğini savunmuştur....

    Buna göre, kaza tarihinin protokol tarihinden önce olduğu, davacının geçersiz sözleşme ile aldığı araç ile kendi kusuru ile yaptığı kaza arasında davalının fiili arasında illiyet olmadığı, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....

    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle tescilli araçların noter dışı satış ve devirleri Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olup geçersiz satışlarda herkesin verdiğini geri alacağının anlaşılmasına göre, davalı ...'in yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının, satış sözleşmesinde kendisinin aracı vazifesi gördüğünü ve taraflardan aldığı komisyon karşılığında araç satışını sağladığını, aracın borçları nedeniyle davalı adına devrinin yapılamadığını ve icra yoluyla satıldığını, kendisinin komisyondan başka hiçbir menfaat sağlamadığını beyan ederek hakkında yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının oto alım satımıyla uğraşan bir kişi olduğu, araç satımı nedeniyle taraflardan komisyon aldığı, sözkonusu aracın satışından sonra eski malik olan ruhsat sahibinin borçları nedeniyle aracın satımından dolayı davalının uğramış olduğu zararların sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir zarar olduğu, tanık beyanlarından araç bedelinin ruhsat sahibine ödendiğinin anlaşıldığı, araç nedeniyle davacının davalı aleyhine sebepsiz zenginleşmediği gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, davacının ......

        Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın borçlu tarafından 204.900.00-YTL bedelle devredildiği, borçlunun dava dışı 17 arkadaşına borcu bulunduğu ve borçların diğer davalı tarafından üstlenilmesi karşılığında devir işleminin yapıldığı savunmasının kanıtlanamadığı, esasen bu şekilde bir temlikin İİK. 279/2 madde karşısında geçersiz olduğu netice itibariyle davalı ...'nın diğer davalı ...'un başkalarına olan borçlarından ve icra takibinden bilgisi olduğu, iyiniyetinden sözedilemiyeceği, temlikin alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı ve muvazaaya dayalı olması nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu Bursa ili, Nilüfer ilçesi, Beşevler Mahallesi, 799 Ada, 12 parsel sayılı taşınmazın, davalı ... tarafından diğer davalıya 09.10.2007 tarihinde satışına ilişkin tasarrufun Bursa 10....

          - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında araç satış sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin 5.000 TL kapora verdiğini, satışın noterde gerçekleştirilmesi için davalıya ihtarname gönderildiğini, verilen süre içerisinde satış gerçekleşmediğinden sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen cezai şartın ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, cezai şart ve ödenen kaparo toplamı 35.000 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, araç satış sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılması nedeniyle geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında birleştirilerek görülen “haciz ihbarnamesi tebligatlarının usulsüz ve geçersiz olduğunun tespiti ile tebliğ tarihlerinin öğrenme tarihi olarak tespiti, icra müdürünün işleminin iptali ve hacizlerin kaldırılması, hesaplara konulan blokenin kaldırılması ve bu mümkün olmaz ise icra dosyalarına gönderilen paranın alacaklıya ödenmemesi” istemlerine dayalı şikâyetlerinden dolayı yapılan yargılama sonunda Konya 2....

              Dava icra takibine konu bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. Taraflar arasında davaya konu bononun araç satış işlemi için verildiği hususunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Söz konusu araç ile ilgili satış işlemlerinin Karayolları Trafik Kanunu 20/d maddesi uyarınca noter huzurunda yapılması gerekli olup, resmi şekilde yapılmayan satış işlemleri geçersizdir. Geçersiz satış işleminden dolayı herkes aldığını sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iade etmek durumundadır. Bu nedenle mahkemece yasa hükümleri değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl aleyhine 03/10/2011 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan ..., ..., ... vekili ile ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan davalı ... Arı'nın temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davalılar ..., ... ve ...'ın temyizlerinden 03/01/2014 tarihli dilekçe ile feragat ettiklerinden temyiz dilekçelerinin reddine karar verilmiştir 2-Davalı ...'nın temyizine gelince; dava, araç mülkiyetinin tespiti ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aracını davalı ...'...

                  Asliye Hukuk Mahkemesinde ...Esas sayılı dosyası ile görülen denkleştirme ve tenkis talepli dava ikame edildiğini, ancak bu tarihten sonra davalılar arasında da hisselerin inançlı işlemle devrine yönelik dava ikame edildiğini ve bu davada davalılar tarafından sunulan deliller incelendiğinde muris tarafından davalılara yapılan hisse devir işleminin geçersiz olduğunun görüldüğünü, işbu nedenle huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu, dava konusu hisselerin devrine ilişkin muris ile davalılar arasında düzenlenen 29.03.1989 tarihli hisse devir sözleşmesi, satış sözleşmesinin kurucu unsurlarını içermediğinden geçersiz olduğu için hisse devir işleminin geçersizliğinin tespitini, bir an için sözleşmenin kurucu unsurları yönünden geçerli olduğu varsayılsa dahi söz konusu satış işlemi muvazaalı olması nedeniyle, murisin asıl gayesi olan bağışlama işlemi de şekil şartı eksikliği nedeniyle geçersiz olduğundan hisse devirlerinin iptali ve hisselerin müvekkiller adına yasal miras payları oranında şirket...

                    UYAP Entegrasyonu