Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş makinelerinin satış ve devirleri ise araç üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak noterler tarafından yapılır. Satışa veya devir işlemine ilişkin belgenin bir sureti üç iş günü içerisinde tescilini yapan ilgili kuruluşa gönderilir. Noterlerce yapılacak satış veya devir işlemi sırasında, araca ait tescil belgesi veya tescile ilişkin geçici belge üzerindeki bilgiler ile aracın bilgisayar kayıtlarındaki bilgileri arasında farklılık olduğunun anlaşılması durumunda, bilgisayar kayıtları esas alınır. Emniyet Genel Müdürlüğünce belirlenecek araç bilgilerinde eksiklik veya yanlışlık olduğunun anlaşılması halinde, trafik tescil kuruluşlarınca düzeltme yapıldıktan sonra satış veya devir işlemi yapılır. Satış veya devir işlemi, siciline işlenmek üzere elektronik sistemle ilgili trafik tescil kuruluşu ile vergi dairesine bildirilir....

Satış tarihinde fiili veya trafik sicilinde kaydi haciz veya tedbir bulunmayan aracı satın alan davacı iyiniyetli olup, araç mülkiyetini kazanmıştır. Noter satışından sonra aracın davacı adına trafikte tescil edilmemesi, satışı geçersiz kılmaz. Çünkü satışın trafik siciline işlenmesi idari bir işlemdir. O halde, bu maddi ve hukuki olgular karşısında, araç maliki bulunan davacının açtığı davanın kabulü gerekirken, dosya içeriğine uygun düşmeyen ve kanıtlanmayan muvazaa gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı (3.kişi) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3. kişiye geri verilmesine 09.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Satış tarihinde fiili veya trafik sicilinde kaydi haciz veya tedbir bulunmayan aracı satın alan davacı iyiniyetli olup, araç mülkiyetini kazanmıştır. Noter satışından sonra aracın davacı adına trafikte tescil edilmemesi, satışı geçersiz kılmaz. Çünkü satışın trafik siciline işlenmesi idari bir işlemdir. O halde, bu maddi ve hukuki olgular karşısında, araç maliki bulunan davacının açtığı davanın kabulü gerekirken, dosya içeriğine uygun düşmeyen ve kanıtlanmayan muvazaa gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı (3.kişi) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 9.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Satış tarihinde fiili veya trafik sicilinde kaydi haciz veya tedbir bulunmayan aracı satın alan davacı iyiniyetli olup, araç mülkiyetini kazanmıştır. Noter satışından sonra aracın davacı adına trafikte tescil edilmemesi, satışı geçersiz kılmaz. Çünkü satışın trafik siciline işlenmesi idari bir işlemdir. O halde, bu maddi ve hukuki olgular karşısında, araç maliki bulunan davacının açtığı davanın kabulü gerekirken, dosya içeriğine uygun düşmeyen ve kanıtlanmayan muvazaa gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı (3.kişi) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3. kişiye geri verilmesine 16.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...

        Somut olayda; davacı şirketin araç alım-satım faaliyeti yürüttüğü, davacı şirkete ait 34 XX 630 plakalı 2011 Model Renalt Marka Master araçı satmak için "sahibinden.com "isimli siteye ilan verildiği, telefonda kendisini Soner olarak tanıtan kişi ile yapılan görüşme sonrasında davalılardan Fatih Kılıç ile yapılan anlaşma sonucunda araç bedelinin 45.000,00 TL bedelli çekin davalı Fatih tarafından cirolanarak davacı şirket yetkilisine verildiği, bunun üzerine davacı şirket tarafından davalılardan Fatih'e diğer şirket aracın satışı için vekalet verildiği, daha sonra araç davalılardan Fatih tarafından davalılardan T5'a satıldığı, davalı T5'ın da aracı diğer dahili davalı T3 satarak devrettiği, araç bedeli olarak verilen çekin sahte olduğunun anlaşılması üzerine araç satış sözleşmesinin hile sebebiyle iptali ile mülkiyetinin davacı adına tescili istemli eldeki davanın açıldığı, aracın tescil bilgilerinde kullanım şeklinin okul servisi olarak belirtildiği, davacı tarafça davalıların mesleki amaçla...

        kazaya sebep olan 34 XX 944 plakalı araç olmak üzere davalılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar üzerine dava sonuna kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        yaşamları idame ettirdiklerini, nakit ödemelerde bulunmalarına rağmen sözleşme konusu kamyonu vinci ile birlikte teslim alamadıklarından mağdur olduklarını, öncelikle dava konusu vincin müvekkili firmaya kamyon ile birlikte tedbiren teslimine karar verilmesini yerel mahkemeye dava dilekçesi ile dava konusu araç ve vincin tedbiren teslimini talep etmelerine rağmen, uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiğinden bahisle ihtiyati tedbir taleplerinin reddedildiğini, bu sebeplerle yerel mahkeme ara kararının ortadan kaldırılarak ve tedbiren dava konusu araç ve vincin teslimine karar verilmesini istinaf sebebi yapmıştır....

          Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 23/12/2020 tarihli ara kararı ile; 26/10/2020 tarihli ön inceleme hazırlık tutanağının 10. ara kararında "davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, HMK.nun 389/1. maddesi gereğince, davalı T3 adına kayıtlı 34 XX 919 plakalı araç üzerine 3. şahıslara devrinin, satışının ayni ve şahsi bir hak tesisinin önlenmesi için dava sonuna kadar davanın niteliğinde gözetilerek teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, ilgili araç üzerine tedbir şerhinin işlendiği, davacının mal rejiminin tasfiyesine yönelik dava kapsamında ilgili aracında dava konusu olduğu nazara alınarak davalı vekilinin 34 XX 919 plakalı aracın tedbiren müvekkiline aynen iadesi yönünde tedbir kararı verilmesi talebinin reddine" karar verilmiştir....

          İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararına itiraz dilekçesinde de belirtildiği gibi henüz ortaklığın giderilmesi kararı verilmeden el birliği mülkiyeti bulunan araç ile ilgili tüm ortakların mülkiyet hakkını kısıtlayacak şekilde tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, itiraz dilekçesinin ekinde sunulan BAM kararları ile Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, zira bilindiği gibi el birliği mülkiyetinde her bir ortağın malın tamamı üzerinde malikmiş gibi kabul edildiğini, dolayısı ile her bir ortağın malın tamamı üzerinde malikmiş gibi hareket edebileceğini, bu nedenle mülkiyet hakkından maliklerin tamamının yararlanabileceğini, Mahkemenin ihtiyati tedbir kararının ortakların mülkiyet haklarını ihlal edici mahiyette olup kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, zira taraflarınca davaya konu aracın el birliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi için Ergani Sulh...

          Dava konusu ... plakalı araç, trafikte borçlu ... adına kayıtlı ise de, bu araç hacizden önce 28.08.2007 tarihinde Kazımkarabekir Noterliği’nde düzenleme şeklinde yapılan satış sözleşmesi ile borçlu tarafından davacı üçüncü kişiye satılmıştır. Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 4199 sayılı Yasa ile değişik 20/d maddesi uyarınca, trafikte kayıtlı her türlü aracın satış ve devri tescil belgesi esas alınarak noterlerce ya da trafik şubeleri ve bürolarında yetkili memurlarca yapılacak satış sözleşmesi ile mümkün olduğundan, davacıya yapılan bu satış geçerlidir. Satışın sicile işlenmesi idari bir işlem olduğundan, satıştan sonra davacı adına tescil edilmemesi satışı geçersiz kılmaz. Davacı üçüncü kişi, bu aracı satın alırken trafikte haciz (veya tedbir) kaydı bulunmadığından 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğunu kabulü gerekir....

            UYAP Entegrasyonu