Yerel mahkemece; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosya münderecatı deliller, tanık beyanları, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve ekleri ile yukarıda yapılan açıklamalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığı ve gabin iddiasının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, Türk Borçlar Kanunu 28. ve 39.maddeleri gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve eklerinde herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalini gerektiren bir usulsüzlüğün bulunduğunun tespit edilemediği, bu hali ile usulüne uygun olarak kabul edilmesi gereken ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir....
Yerel mahkemece; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosya münderecatı deliller, tanık beyanları, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve ekleri ile yukarıda yapılan açıklamalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığı ve gabin iddiasının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, Türk Borçlar Kanunu 28. ve 39.maddeleri gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve eklerinde herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalini gerektiren bir usulsüzlüğün bulunduğunun tespit edilemediği, bu hali ile usulüne uygun olarak kabul edilmesi gereken ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir....
Yerel mahkemece; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosya münderecatı deliller, tanık beyanları, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve ekleri ile yukarıda yapılan açıklamalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığı ve gabin iddiasının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, Türk Borçlar Kanunu 28. ve 39.maddeleri gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve eklerinde herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalini gerektiren bir usulsüzlüğün bulunduğunun tespit edilemediği, bu hali ile usulüne uygun olarak kabul edilmesi gereken ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir....
Yerel mahkemece; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosya münderecatı deliller, tanık beyanları, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve ekleri ile yukarıda yapılan açıklamalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığı ve gabin iddiasının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, Türk Borçlar Kanunu 28. ve 39.maddeleri gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve eklerinde herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalini gerektiren bir usulsüzlüğün bulunduğunun tespit edilemediği, bu hali ile usulüne uygun olarak kabul edilmesi gereken ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir....
Yerel mahkemece; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosya münderecatı deliller, tanık beyanları, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve ekleri ile yukarıda yapılan açıklamalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığı ve gabin iddiasının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, Türk Borçlar Kanunu 28. ve 39.maddeleri gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve eklerinde herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalini gerektiren bir usulsüzlüğün bulunduğunun tespit edilemediği, bu hali ile usulüne uygun olarak kabul edilmesi gereken ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir....
Yerel mahkemece; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosya münderecatı deliller, tanık beyanları, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve ekleri ile yukarıda yapılan açıklamalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığı ve gabin iddiasının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, Türk Borçlar Kanunu 28. ve 39.maddeleri gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve eklerinde herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalini gerektiren bir usulsüzlüğün bulunduğunun tespit edilemediği, bu hali ile usulüne uygun olarak kabul edilmesi gereken ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir....
vazgeçerek 22.000,00 TL alacağı kabul etmesinin arabuluculuk sürecinde müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığının delili niteliğinde olduğunu, tutanağın görünüşte şeklî bütün usuli şartlara uygun olarak düzenlendiğini, gerçekte ise müvekkilinin bilgilendirilmediğini, ileri sürdükleri deliller yeteri kadar incelenmeden sadece şekli ve yüzeysel inceleme yapıldığını, nitelik olarak bir sözleşme sayılan arabuluculuk tutanağının değerlendirmesinde, 6098 ......
Bu sebeple davacı öncelikle ihtiyari arabuluculuk son tutanağının iptali yönünde bir dava ikame edip bunun sonucuna göre diğer davaları ikame etmek durumundadır. İhtiyari arabuluculukta anlaşılan hususlar dava konusu yapılamaz. 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu'nun 18/5 maddesi 'Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.' şeklindedir. Taraflar 2019/63723 numaralı ihtiyari arabuluculuk dosyası ile işe iade hususunda da anlaşmaya varmışlardır. Bu nedenle işbu davanın bu yönüyle reddi gerekmektedir. Davacının da kabul ettiği üzere müvekkil şirket yetkilileri davacıyla görüşerek işe akdinin feshedileceği ve kabul etmesi halinde bu sürecin arabuluculuk ile sonuçlandırılacağı şeklinde görüşme gerçekleştirmişler ve davacının kabulü üzerine arabuluculuk sürecine başlanılmıştır. Bu sebeple davacının bu iddiası soyut niteliktedir....
Eldeki davada,; davacının arabuluculuk son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış suretinin mahkememize sunulmadığı tespit edilmekle; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A/2 maddesi gereği arabuluculuk son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış suretinin mahkememize sunulması için davacı vekiline 1 haftalık kanuni kesin süre verilmesine, iş bu kesin süre içerisinde ilgili tutanak aslı veya onaylı sureti mahkememize sunulmadığı taktirde Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verileceğinin davacıya ihtarına karar verilerek iş bu tensip zaptı ihtarat mahiyetliyle davacı vekiline tebliğ edilmiştir. Dava; ticari satımdan kaynaklı alacak davası olup, 01.01.2019 tarihinden sonra açılmış olmakla, ticari bir dava olarak zorunlu arabuluculuğa tabidir....
Mahkemece; "..Davacının dava dilekçesi ekinde arabuluculuk tutanağının suretini sunduğu tespit edilmiştir. 7036 sayılı Kanun'un 3/2 maddesi uyarınca davacı tarafa 23/11/2020 tarihli tensip zaptıyla 1 hafta mehil verilmiş, ancak davacı arabuluculuk tutanağının ıslak imzalı aslını ve arabulucu onaylı suretini sunmadığı gibi ıslak imza ile aynı nitelikte olan elektronik imzalı aslını uyap üzerinden sunmamıştır. 06/07/2021 tarihli ön inceleme oturumunda bu durumun tespit edilmesi üzerine HMK'nın 94. Maddesi uyarınca davacı vekiline kesin mehil verilmiş ve gerekli ihtaratlar yapılmıştır, davacı vekili kesin mehil içerisinde arabuluculuk tutanağının ıslak imzalı aslını ve arabulucu onaylı suretini fiziken veya ıslak imza ile aynı nitelikte olan elektronik imzalı aslını uyap üzerinden sunmadığı gibi, 12/08/2021 tarihli duruşmaya kadar da sunmadığı anlaşılmıştır. 7036 sayılı Kanunu'un 3/2....