Somut olayda davacının davasını başvuru ve peşin harç ödemeden açtığı ve dava dilekçesinde her ne kadar arabuluculuk yoluna başvurulduğu açıklansa da son oturum tutanağının mahkememize sunulmadığı görülmüştür. Davalı tarafa tebligat yapılmadan önce davacı tarafa 20/03/2024 tarihinde hazırlanan muhtıra ile başvuru harcı, peşin harç ve gider avansının yatırılması için ve arabuluculuk başvurusuna ilişkin son oturum tutanağının sunulması için kesin süre verilmiş, kesin sürenin sonucu usule uygun bir şekilde ihtar edilmiştir. Ancak verilen kesin süre içinde eksikliklerin giderilmediği anlaşılmıştır. TTK md. 5/A hükmü “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklindedir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece ön inceleme duruşmasında arabuluculuk tutanağı sunulmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verildiğini, itirazın iptali davası taraflarınca UYAP sistemi üzerinden açıldığını, dava açılırken arabuluculuk numarasının yerel mahkemeye bildirildiğini, dava dilekçesinin ekinde arabuluculuk dava şartı anlaşmama son tutanağının sunulduğunu, yerel mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı ve hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK'nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır. İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, kaçak kullanım bedeline dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebepleri özetle; dava dilekçesindeki ilk talepleri hakkında mahkemece karar verilmediğini, öncelikle taraflar arasında imzalanan ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptalinin istendiğini, mahkemece hiç bir delil toplanmadığını, ihtiyari arabuluculuk tutanağının müvekkilinin iradesinin fesada uğratılarak imzalatıldığı iddiasına ilişkin araştırma yapılmadığını, bunun dışında da tutanağın geçersiz olmasını gerektiren sebeplerin bulunduğunu, müvekkili ile birlikte şantiyedeki yüzlerce işçiye çeşitli baskı ve zorlama ile tutanak imzalatıldığını, müvekkilinin işten çıkarıldığı gün arabuluculuk görüşmesinden hemen önce muhasebe bölümüne götürülürken tüm alacaklarının ödeneceği, uçak biletinin alınacağı ileri sürülerek aldatıldığını, müvekkiline arabuluculuk görüşmesi yapılacağına ilişkin bir bilgi verilmediğini, arabuluculuk tutanağının imzalanmaması durumunda ise Türkiye'ye dönmesine hiç bir şekilde izin verilmeyeceği...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebepleri özetle; dava dilekçesindeki ilk talepleri hakkında mahkemece karar verilmediğini, öncelikle taraflar arasında imzalanan ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptalinin istendiğini, mahkemece hiç bir delil toplanmadığını, ihtiyari arabuluculuk tutanağının müvekkilinin iradesinin fesada uğratılarak imzalatıldığı iddiasına ilişkin araştırma yapılmadığını, bunun dışında da tutanağın geçersiz olmasını gerektiren sebeplerin bulunduğunu, müvekkili ile birlikte şantiyedeki yüzlerce işçiye çeşitli baskı ve zorlama ile tutanak imzalatıldığını, müvekkilinin işten çıkarıldığı gün arabuluculuk görüşmesinden hemen önce muhasebe bölümüne götürülürken tüm alacaklarının ödeneceği, uçak biletinin alınacağı ileri sürülerek aldatıldığını, müvekkiline arabuluculuk görüşmesi yapılacağına ilişkin bir bilgi verilmediğini, arabuluculuk tutanağının imzalanmaması durumunda ise Türkiye'ye dönmesine hiç bir şekilde izin verilmeyeceği...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebepleri özetle; dava dilekçesindeki ilk talepleri hakkında mahkemece karar verilmediğini, öncelikle taraflar arasında imzalanan ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptalinin istendiğini, mahkemece hiç bir delil toplanmadığını, ihtiyari arabuluculuk tutanağının müvekkilinin iradesinin fesada uğratılarak imzalatıldığı iddiasına ilişkin araştırma yapılmadığını, bunun dışında da tutanağın geçersiz olmasını gerektiren sebeplerin bulunduğunu, müvekkili ile birlikte şantiyedeki yüzlerce işçiye çeşitli baskı ve zorlama ile tutanak imzalatıldığını, müvekkilinin işten çıkarıldığı gün arabuluculuk görüşmesinden hemen önce muhasebe bölümüne götürülürken tüm alacaklarının ödeneceği, uçak biletinin alınacağı ileri sürülerek aldatıldığını, müvekkiline arabuluculuk görüşmesi yapılacağına ilişkin bir bilgi verilmediğini, arabuluculuk tutanağının imzalanmaması durumunda ise Türkiye'ye dönmesine hiç bir şekilde izin verilmeyeceği...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebepleri özetle; dava dilekçesindeki ilk talepleri hakkında mahkemece karar verilmediğini, öncelikle taraflar arasında imzalanan ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptalinin istendiğini, mahkemece hiç bir delil toplanmadığını, ihtiyari arabuluculuk tutanağının müvekkilinin iradesinin fesada uğratılarak imzalatıldığı iddiasına ilişkin araştırma yapılmadığını, bunun dışında da tutanağın geçersiz olmasını gerektiren sebeplerin bulunduğunu, müvekkili ile birlikte şantiyedeki yüzlerce işçiye çeşitli baskı ve zorlama ile tutanak imzalatıldığını, müvekkilinin işten çıkarıldığı gün arabuluculuk görüşmesinden hemen önce muhasebe bölümüne götürülürken tüm alacaklarının ödeneceği, uçak biletinin alınacağı ileri sürülerek aldatıldığını, müvekkiline arabuluculuk görüşmesi yapılacağına ilişkin bir bilgi verilmediğini, arabuluculuk tutanağının imzalanmaması durumunda ise Türkiye'ye dönmesine hiç bir şekilde izin verilmeyeceği...
Yerel mahkemece; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosya münderecatı deliller, tanık beyanları, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve ekleri ile yukarıda yapılan açıklamalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığı ve gabin iddiasının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, Türk Borçlar Kanunu 28. ve 39.maddeleri gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve eklerinde herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalini gerektiren bir usulsüzlüğün bulunduğunun tespit edilemediği, bu hali ile usulüne uygun olarak kabul edilmesi gereken ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir....
Yerel mahkemece; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosya münderecatı deliller, tanık beyanları, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve ekleri ile yukarıda yapılan açıklamalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığı ve gabin iddiasının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, Türk Borçlar Kanunu 28. ve 39.maddeleri gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve eklerinde herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalini gerektiren bir usulsüzlüğün bulunduğunun tespit edilemediği, bu hali ile usulüne uygun olarak kabul edilmesi gereken ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir....
Yerel mahkemece; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosya münderecatı deliller, tanık beyanları, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve ekleri ile yukarıda yapılan açıklamalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığı ve gabin iddiasının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, Türk Borçlar Kanunu 28. ve 39.maddeleri gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve eklerinde herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalini gerektiren bir usulsüzlüğün bulunduğunun tespit edilemediği, bu hali ile usulüne uygun olarak kabul edilmesi gereken ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir....
Yerel mahkemece; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosya münderecatı deliller, tanık beyanları, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve ekleri ile yukarıda yapılan açıklamalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığı ve gabin iddiasının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, Türk Borçlar Kanunu 28. ve 39.maddeleri gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, ihtiyari arabuluculuk tutanak ve eklerinde herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalini gerektiren bir usulsüzlüğün bulunduğunun tespit edilemediği, bu hali ile usulüne uygun olarak kabul edilmesi gereken ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir....