Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA : Davalı vekili Mahkemeye sunduğu -----havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davacı ---- tarihlerini kapsayan -----akdedildiğini, poliçedeki araç kullanım amacı özel şartlarında: ---------araç olarak kullanılmasının tespiti durumunda, poliçe kalan teminat süresi için gün esaslı olarak ispat edileceği, söz konusu durum bir hasar vukuunda tespit edilmesi durumunda ödenmesi gereken tazminat tutarından hasar bedelinin % 80’i oranında tenzili muafiyet düşülmek suretiyle kalan tutarın sigortalıya ödeneceği ve poliçe kalan teminat süresi için gün esaslı olarak iptal edileceği düzenlenmiştir.” şeklinde izahta bulunulduğunu, davacı tarafın aracını kiralamış olduğunu, bu hususun -------kayıtlarından da açıkça görüldüğünü, davacı tarafın araç kiralama işi ile iştigal ettiğini, davacı tarafın gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle talebinin teminat kapsamında olduğun ilişkin ispat yükünün kendisinde olduğunun belirtildiği, Hasar yönünden davacı tarafından sunulan...

    Satış A.Ş.’den satın aldığını, dava konusu aracın 3 yıllık garantili olarak satıldığını, ancak dava konusu araç satın alındıktan sonra sürekli olağan dışı yağ yakmaya devam ettiğini, aracın imalat kusurunu anlamayan müvekkilinin defalarca ilgili servise tamir için götürmüş, servisin tüm operasyonlarına rağmen düzelme olmadığını, 04.07.2020; 23.07.2020 ve 03.11.2020 tarihlerinde aşırı yağ eksilme sebebiyle servise götürüldüğünü, yapılan tüm müdahalelere rağmen araç yağ eksiltmeye devam ettiğini, aracın bu kusuru imalat hatasından kaynaklandığını, bu kusura karşı davalıların sorumlu olduklarını, satın alan müvekkilinin bu gizli imalat hatasını anlamadığını, bu ayıbı eksper ve bilirkişilerin anlaşacağını, tamirat ve tadilatla araçtaki ayıp eksper ve bilirkişilerin anlayacağını, tamirat ve tadilatla araçtaki ayıbın giderilemeyeceğini, bu imalat hatası yüzünden ve 3 yıllık garanti sözleşmesi gereğince aracın yeni bir araç ile değiştirilmesi, bu mümkün değilse aracın devamlı devamlı arızası...

      un, katılanın iş yerinden iki adet araç satın aldığı, aldığı araçlara karşılık borcunun bir kısmını ödemek maksadıyla dosya kapsamında yer alan çekleri katılana verdiği, çeklerin katılan tarafından alacağı tahsil etmek maksadıyla cirolandığı ve günü geldiğinde bankaya ibraz edildiği, çeklerin karşılığının bulunmadığı anlaşılınca durumun katılan tarafından sanık ...'a iletildiği, bunun üzerine sanığın geri kalan borcunu ödeyerek çekleri geri aldığı, ancak çeklerin sanığa teslimi sırasında şirkete ait cironun iptal edilmesinin unutulduğu, sanık ...'un suça konu 12.500 TL bedelli çeki aralarında ticari ilişki olan diğer sanık ...'a borcuna karşılık verdiği, sanık ...'ın bu çek ile hem ...'a hem de katılan şirkete icra takibi başlattığı, ancak sanık ...'un borcunu ödemesi üzerine icra takibini iptal ettiği olayda; sanık ...'un çeki borcuna karşılık teminat amaçlı sanık ...'a verdiği, diğer sanık ...'...

        07/01/2020 tarihinde Çanakkale İli, Gelibolu İlçesi, Gelibolu-İstanbul Karayolu Bolayır kavşağı Shell istasyonu mevkiinde taşıma işini yapan 34 XX 685 plakalı kamyon ve kamyona bağlı 34 XX 916 plakalı Römork (Dorse) de meydana gelen araç yangını üzerine müvekkile ait ürünlerin zayi olduğunu, yangının araç motorunda çıktığının kanıtlandığını, araç motorunda çıkan yangının büyümesinde şoförün asli kusurlu olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde icranın geri bırakılmasını ve Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür....

        Sigorta firması da müştereken ve müteselsilen sorumlu durumda olduğundan işbu davanın Sigorta firmasına da yöneltilmiş durumda olduğunu, teslim alınan ürünler ile gerçekleştirilen nakliye işlemi sırasında 07/01/2020 tarihinde Çanakkale İli, Gelibolu İlçesi, Gelibolu-İstanbul Karayolu Bolayır kavşağı ... istasyonu mevkiinde taşıma işini yapan ... plakalı kamyon ve kamyona bağlı ...plakalı Römork (Dorse) de meydana gelen araç yangını üzerine müvekkile ait ürünlerin zayi olduğunu, yangının araç motorunda çıktığının kanıtlandığını, araç motorunda çıkan yangının büyümesinde şoförün asli kusurlu olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde icranın geri bırakılmasını ve Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür. GEREKÇE: Dava, yurtiçi karayolu taşımasına konu yükün taşıma sırasında tamamen zayi olması nedeniyle taşıtanın uğradığı zararın akdi taşıyan ve onun sorumluluk sigortasını üstlenen sigortacısından tahsili istemine ilişkindir....

          Davacının araç ile yaptığı kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı bilirkişi raporunda hesap edilmekle misli ile değişim nedeniyle davacının davalılara aracın teslimi anında ödemesi gerektiği kanaatine varılmıştır. 6502 sayılı Kanunu'nun 11. Maddesine göre davalılar satıcı ve sağlayıcı distribütör olmakla davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda davacının davasının kabulüne, dava konusu aracın davalılarca müştereken ve müteselsilen ayıpsız misli ile değiştirilmesine, ayıplı araçta meydana gelen kaza nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin ayıplı aracın davalılara teslimi anında davacı tarafça davalılara ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıda şekilde hüküm kurulmuştur (...)" gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

          tarafından kargir binanın kullanım hakkının (sadece kuran kursu/yatılı kuran kursu olarak kullanım koşuluyla) süreli olarak devredildiğini, müvekkili ile davalı arasında akdi ve sözlü kira ilişkisi bulunduğunu, müvekkili tarafından Gölköy İlçe Müftülüğüne belirli koşullarla devredilen kullanım hakkının tamamen hukuka, kanuna uygun olarak yapıldığını, müvekkiline ait olan bina için 14/08/2013 tarihinde yatılı kuran kursu ve öğrenci yurdu olarak düzenlenmesinde sıhhi yönden sakınca olmadığı hakkında rapor tanzim edildiğini, müvekkiline ait olan bina hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kuran kursu tanıtım formu düzenlendiğini, Gölköy İlçe Müftülüğünün 19/08/2013 tarih ve 57418735- 251.02- 352 sayılı yazısıyla Ordu Valiliği'ne İlgi (c) yönergenin 17. maddesi gereğince istenilen belgelerin sunulmuş olduğunun bildirildiğini, müvekkiline ait olan taşınmaz davalı tarafça kuran kursu/yatılı kuran kursu olarak belli bir süre kullanıldığını ancak bu taşınmaz davalı tarafça terk edilmiş...

          Bilirkişiler ------- tarafından hazırlanan kök raporda özetle: Adliye otoparkında araç üzerinde inceleme yapıldığı, inceleme sonucunda araç motorunun komple değişmiş olduğu ve herhangi bir arızasının mevcut olmadığı, tespit raporunda iki ihtimale yer verildiği, ---- gevşemiş olması hususunun; Bu civatalar -----------civatalar olduğu, gövdelerinin vidasız kısmının daha küçük çapta yapılarak ------ azaltılır ve uzama sonucu yüksek öngerilme sağlandığı, bunların zaman içinde gevşemesinin rastlanan bir durum olmadığı, --- olmamasının ise; bu----- kadar -------sorununun yaşanmaması gerektiği, bu durum------ yaşandığına göre, bu ancak malzemenin hatalı olması ve metal yorulmaı sebebiyle kırılmış olması ile açıklanabileceği, özellikle ----------kırılması sonucunu doğuracak bir kullanım hatası yapmasının mümkün olmadığı, ------ kolu dışında kırılmış bir parça olmadığı, aracın dava konusu arızadan önceki kazaları kaporta düzeltme ve değişimi gerektirebilecek türden olduğu, silindirlerin birinde...

            aracın tescilli kullanım amacına uygun bir şekilde yapılması sebebiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun Ek 2/3. maddesi uyarınca herhangi bir izne tabi olmayacağı anlaşılmakla, muteriz tarafından ileri sürülen durumun sübut bulması durumunda anılan idari yaptırım kararının hukuka uygun olup olmadığı hususunda da kanun yararına bozma yoluna gelinip gelinmeyeceğinin takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              Buna göre yapılan değerlendirmede davacının dava yazısındaki talebinin öncelikle araç mülkiyeti devrine ilişkin olduğu, yargılama sırasında araç bedelini icra yoluyla davalı tarafa ödemiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşme şekil şartı yönünden eksik ise de her iki tarafça sözleşme konusu edimlerin ifa edilmiş olduğu da gözetildiğinde, davalının kabul beyanı çerçevesinde araç mülkiyetini tespit hususunda karar verilmeksizin bedele hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla, davalının istinaf isteminin kabulüyle HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince karar kaldırılarak davalının kabul beyanı çerçevesinde araç mülkiyetini tespit hususunda istinafı kabil ve gerekçeleri belirtilmiş şekilde karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu