Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sürücüsü olduğu ve dava dosyasına hasar onarımına ait araç sahibi davadışı ... plaka sayılı, ... marka 2016 model minibüs, ... sasi nolu, beyaz renkli, TİCARİ kullanım amacı, Okul servisi kullanım şekli aracın sahibi: ..., tarafından onarım faturası sunulduğu takdirde değerlendirilebileceği, takdirin Mahkememizde olduğu; ... plaka sayılı ... marka 2016 model minibüs, ... sasi nolu, beyaz renkli, TİCARİ kullanım amacı, Okul servisi kullanım şekli aracın sahibi: ..., olan araçta dava konusu hasar sebebiyle maddi zarar bedeli toplam 2.272,87 TL olarak kadri maruf olduğu, dava konusu kazaya karışan diğer davalı ......

    Davacıya kaskolu araç 2007 model ... otomobil olup, 07.12.2006 tarihinde davalı şirketten satın alınmıştır. Aracı sigortalının ikametinde bulunan kapalı otoparkta park halinde ekin 25.07.2008 tarihinde motor bloğu kısmından başlayan yangın sonucu yanarak kullanılmaz hale gelmiştir. Davacı vekili, araç bedelini sigortalısına ödedikten sonra, tespit raporuna ve internette yayınlanan haberlere dayanarak araçta üretim hatası olduğunu ileri sürerek davalıdan zararın rücuen tazminini istemiştir....

      ödüncü alanın ilk istemden başlayarak 6 hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü olmadığını, davacı veya temlik alan tarafından herhangi bir bildirim yapılmadığını, borcun takipten önce geri istenmediğini, bu nedenle alacağın muaccel olmadığını, mahkemece takas mahsup taleplerinin değerlendirilmediğini beyanla ; hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....

      Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386 ve devamı maddelerine göre tüketim ödüncünden kaynaklı alacak ve m. 586'ya göre müteselsil kefalet için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67'ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386'ya göre; "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir." Taraflar arasında yapılan genel kredi sözleşmesi tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğindedir. Tüketim ödüncü sözleşmeleri karşılıklı edimleri içeren nitelikte sözleşme olup tüketim ödüncünü alan taraf sözleşmede kararlaştırılan tarihte aldığı ödüncü iade etme yükümlülüğü altındadır....

        - K A R A R - Asıl davada davacı vekili, kooperatif genel kurul kararı gereği, ticaret merkezinde ortak kullanım alanlarına ve yasaklanmış yerlere mal koyarak işgal eden davalıya para cezası uygulandığını, davalının hakkında uygulanan para cezalarını ödemediği, bu cezaların tahsili için başlatılan icra takiplerine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, takibe itirazın iptali ile %20 oranında icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini, birleşen davada ise, kooperatif genel kurul kararı gereği, ticaret merkezinde ortak kullanım alanlarına ve yasaklanmış yerlere araç park eden davalıya para cezası uygulandığını, davalının hakkında uygulanan para cezalarını ödemediği, bu cezaların tahsili için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, takibe itirazın iptali ile %20 oranında icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davada davalılar, davanın reddini istemişlerdir....

          Noterliğinin 05/02/2016 tarih ve 01134 yevmiye nolu araç satış sözleşmesine istinaden Has Oto. sahibi davalı T3 davacıya ait sahte kimlikle satıldığını, mesleği galericilik olan davalının esas anahtarı olmaksızın yedek anahtar ile ve rayicinin çok altında bedel ile ve sahte kimlikle araç satın alması sebebiyle doğan zarardan sorumlu olduğunu, noter satış sözleşmesinin iptalini 34 XX 704 plakalı aracın davacıya ait olduğunun tespitini ve adına tescilini aksi halde araç değeri 37.500,00 TL nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....

          Davada harici araç satışı nedeniyle davacı yönünden manevi tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından buna dair mahkemenin kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili yargılama sırasında 16/02/2016 tarihli duruşmada " ödemelerin bir kısmı yapılmış fakat bir kısmı eksik yapıldığı için borç tasfiye edilmiş araç iade edilmiş araç iki yıl kullanılmasından dolayı bu bedeller kullanım bedeli olarak değerlendirilmiştir, bütün anlaşmalar sözlü yapılmıştır, davacının iddialarını kabul etmiyoruz, satış 2008 yılında yapılmıştır, " şeklinde beyanda bulunduğundan,davalı tarafça araç bedelinin bir kısmının alındığı ikrar edilmiş,alınan tutar belirtilmemiştir....

          , 6098 sayılı TBK uyarınca ihlalli geçişe ilişkin alacakların götürülecek borç niteliğinin haiz olup geçiş ücretlerinin süresinde ödenip ödenmediğinden tek başına araç sahibinin sorumlu olduğunu, davalının geçiş yaptığında Otoyol kullanım ücretini ödemediğini bilmekte olup araç sürücüsüne teslim edilen İGB fişi içeriği ile de ödeme kanalları ve yaptırımları ile ilgili de bilgilendirildiğini ve müvekkilin esas alacağı tahsil edebilmek amacıyla üzerine düşen tüm yükümlülüğü fazlasıyla yerine getirmesi sebebiyle itirazın iptalinin gerektiğini, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, delillerin toplanmasını Ankara ...İcra Müdürlüğü'nün ......

            TBK M. 260"Satıcı, alıcının taksitleri ödemede temerrüde düşmesi sebebiyle satılanın alıcıya devrinden sonra sözleşmeden dönerse, her iki taraf aldığını geri vermekle yükümlüdür. Satıcı, ayrıca hakkaniyete uygun bir kullanım bedeli ve satılanın olağandışı kullanılması sebebiyle değerinin azalması hâlinde tazminat da isteyebilir. Ancak satıcı, sözleşme zamanında ifa edilmiş olsaydı elde edecek olduğundan fazlasını isteyemez." hükmünü içermektedir. Eldeki davaya emsal Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin ... E. ... K. Sayılı ilamında " Mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışlarda, mülkiyet henüz alıcıya geçmediği hallerde, taşınırın alıcının alacaklıları tarafından haczedilmesi halinde, satıcı sattığı mala ilişkin taksitlerin ödenmemesi veya başka nedenle sözleşmeden dönebilir. Ne var ki, bu dönemde üçüncü kişilerin hacizyolu ile kazandığı hakkı ihlal edemez....

              Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatların düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminatlara hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. 2-Davacılar vekilince temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş, mahkemece sigorta şirketi dışındaki davalı yönünden yasal faize hükmedilmiştir. Oysa zarara neden olan araç ticari araç olup ticari kullanım sırasında zarara neden olmuştur....

                UYAP Entegrasyonu