Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TBK'nun 291. maddesinde; satıcının, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu vazedilmiş, ayrıca satıcının nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olduğu belirtilmiştir. Ayıba karşı tekeffül hükümlerinden doğan seçimlik hakların kullanılabilmesinin ilk şartı, ayıb'ın varlığıdır. Genel olarak ifade edilecek olursa; malın teslimi sırasında ilk bakışta kolaylıkla görülebilecek nitelikteki ayıplar aşikar ayıp, teslim sırasında açıkça belli olmayan ancak adi bir muayene ile ortaya çıkacak ayıplar açık ayıp ve malın tesliminden sonra veya kullanılması ile birlikte ortaya çıkan ayıplar da gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir....

    Mahkemece, davacıya ait aracın 15.09.2005 tarihinde imzası davalı yanca ikrar edilen sözleşmeyle davalıya kiralandığı, araç davalının elindeyken yapılan kaza sonucu 06.10.2005 tarihinde hurdaya ayrıldığı, davacının aracı kullanamamaktan kaynaklanan 32 günlük kira bedelinin karşılığı olan 3.625.00.-YTL.yi talep ettiği, ancak aracın davalıda 22 gün kaldığı, buna göre 1 günlük kullanım bedelinin 113.28.-YTL.olduğu, davacının 3 günlük kullanım bedelini tahsil ettiğini beyan etmesine göre, mahsuptan sonra davacının alacağının 19 günlük kullanım bedeli olan 2.152.00.-YTL.olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının icra dosyasında 2.152.00....

      nin ithalatçısı olduğu, 2012 model ... elektrikli araç ve ev tipi şarj kablosunun davacıya 24.12.2012 tarihinde satıldığı, aracın kullanım sırasında ortaya çıkan arızaların giderilmesi amacıyla aracın servise götürüldüğü, bu arızaların üretim hatasından kaynaklandığı, yetkili servisce giderilmesinin mümkün olmadığı ve gizli ayıp niteliğinde olduğu, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, 6098 sayılı T.B.K.'nun 227. maddesine göre, seçimlik hakkı bulunan davacı alıcının seçim hakkını araç bedelinin iadesi yönünde kullandığı, aracın kullanımı sırasında 22.04.2013 tarihinde karıştığı kaza sonucu değerinde 2.565.-TL azalma olduğundan davacının araç bedeli olarak 42.342,15-TL'yi talep edebileceği, celp edilen trafik kayıtları ve müzekkere cevaplarından araç üzerinde herhangi bir haciz bulunmadığının anlaşıldığı, satış bedeline aracın teslim tarihinden itibaren hak kazanılabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, aracın iade edilmesi koşulu ile davalı borçluların ... 24....

        SAVUNMA Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava zamanaşımı süresinden sonra açılmış olduğu davanın usulden reddi gerektiği, ayıplı mal teslimi iddiasından kaynaklı uyuşmazlıklarında zamanaşımı süresi; ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tesliminden itibaren---- olduğu, dava konusu araç ---- yılında satın alındığı işbu dava ise --- tarihinde, aracın davacı tarafa tesliminden ---- yıl geçtikten sonra ikame edildiği, zamanaşımı itirazlarının göz önünde bulundurularak işbu haksız davanın reddi gerektiği, dava konusu araçta herhangi bir ayıp söz konusu olmadığı, dava konusu araçta ise Mevzuatta tanımlanan anlamda bir ayıp bulunmadığı, araç niteliksel ve niceliksel vasıflarında maddi, hukuki veya ekonomik bir eksiklik taşımadığı, dava konusu araç üstün teknoloji ürünü olarak üretildiği ve birbirinden farklı teknik sistemlerin bir araya getirilmesi ile oluştuğu, söz konusu araçlar üretim esnasında ve yetkili servis bakım/onarım aşamasında birçok kontrolden...

          davanın araç ile ilgili bütün maddi taleplerinin reddinin gerektiğini beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            Taraflar arasındaki uyuşmazlığın marka kullanım hakkı sözleşmesinin iptaline karar verilmesine ilişkin olduğunun tespit edildiği, ilgili BAM bozma ilamında belirtildiği üzere görevli mahkemenin '' Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin'' olduğu hususu göz önünde bulundurularak davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğuna, 2-HMK'nın 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa 3....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl davada kira sözleşmesinin feshi ve araç teslimi, birleşen dosyada itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, asıl davada; mülkiyeti taraflarına ait iki aracın 14/09/2012 tarihli araç kiralama sözleşmeleri ile davalıya kiralandığını, kira bedellerinin ödenmemesi üzerine 04/03/2014 tarihinde çekilen ihtarname ile kira sözleşmesinin 11 maddesinin 4 bendi gereğince feshedildiğini, şu ana kadar kira bedelleri ödenmediği gibi araçlar da taraflarına teslim edilmediğini, bu nedenlerle taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmelerinin haklı olarak taraflarınca feshedilmesi sebebiyle araçların taraflarına...

                Dava tüketim ödüncü (karz) sözleşmesi nedeniyle davacının faiz alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir. Davacı kendi ortağı olduğu şirkete verdiği ödünç paranın faizini talep etmektedir. Bu noktada , öncelikle davacının vermiş olduğu paranın ticari tüketim ödüncüne istinaden mi verildiği yoksa adi bir tüketim ödüncü sözleşmesi mi olduğu hususunun tartışılması gerekir. Kanunda ticari tüketim ödüncünün tanımı yapılmamıştır. Doktrinde de ticari tüketim ödüncünün oluşabilmesi için ya karz akdinde ödünç veren tarafın ticari amaçlarla hareket etmesi gerektiği ya da ödünç verilen kişinin bu parayı ticari maksatlarla kullanması gerektiği yönünde görüşler ileri sürülmüştür. Davalının sermaye şirketi olduğu ve adi alanı bulunmadığı gözetildiğinde aldığı bu ödünç parayı ticari maksat dışında kullanamayacağı anlaşıldığından davamıza konu olayda ticari tüketim ödüncü bulunduğundan bahsedilebilecektir. Türk Borçlar Kanunu 386/2....

                  Davalı vekili, kaza tarihinde müvekkiline ait araç üzerinde satışa engel durumun söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından 22.03.2010 tarihli vekaletname ile davacıya araç satış yetkisi verildiğini, davacının aracı kazadan sonra teslim aldığını ve uzun bir süre sonra satışa çıkardığını, araç üzerine konan hacizlerin kaldırıldığını, davacı şirketin aracı satmadığını veya müvekkiline teslim etmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur....

                    Mahkemece her ne kadar gerekçeli kararda davacının taleplerinin değer kaybı ve araç mahrumiyet bedeline yönelik olduğu belirtilmiş ise de dava dilekçesindeki anlatım ve açıklamalara göre davacı değer kaybını değil aracının gereği gibi tamir edilmemesi sebebiyle oluşan zararını ve araç mahrumiyet bedelini talep etmektedir. Davaya konu kaza nedeniyle davacının aracında oluşan hasarın onarımı için gerekli makul sürede, davacının ikame araç temin etmek suretiyle masraf yapmak zorunda kalacağı, bu zararının da tazmininin gerektiği açık olmakla birlikte; bu zararın, kazadan kaynaklanan dolaylı zarar mahiyetinde olması ve davalı trafik sigortacısının sadece doğrudan zararlardan sorumlu olması, bu zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamında bulunmaması nedeniyle mahkemece anılan araç mahrumiyetine yönelik davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu