Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

faydalanarak araç satın aldığını, bu araç için yaptığı ödemelerin dilekçe ekinde olduğunu, bu hususlar dikkate alınarak bilirkişi tarafından hesaplama yapılmasını istediğini bildirmiştir....

aleyhine 10/12/2012 gününde verilen dilekçe ile muvazaa iddiasına dayalı işlemin iptali ve kullanım bedeli istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/03/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, muvazaalı işlemin tespiti, miras payına karşılık gelen satış ve araç kullanım bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

    Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'nın 114- (2) maddesindeki; "Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır." şeklindeki düzenleme ile HMK dışındaki kanunlar ile de dava şartları getirilebileceği kabul edilmiş olup nitekim bazı kanunlarda da HMK'da sayılmayan dava şartlarının getirildiği görülmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 392. maddesinde;" Ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir. " hükmü yer almakta olup,tüketim ödüncü iddiasına dayalı olarak açılan alacak davalarında ön dava şartı niteliğindedir. Bir davada usulden red nedenleri varsa, öncelikle usulden red kararı verilmesi gerekmektedir. Tüketim ödüncü sözleşmesinde ödüncü geri isteme hususunda kanunda açıkça yazılı şekil şartı aranmasa da davacının bu geri istemeyi ispatlaması gerekmektedir....

    bilirkişi raporu doğrultusunda teyit edilmiş olması sebebiyle usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir....

    vaziyette tamamlanmaması sebebiyle müvekkiline ait bağımsız bölümlerdeki kira mahrumiyeti için 1.000,00 TL, sözleşmeye göre inşaatın süresi içinde anahtar teslimi-iskan alınmış bir vaziyette tamamlanmaması nedeniyle ifaya ekli cezai şart için 1.000,00 TL olmak üzere şimdilik 3.000,00 TL nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    -K A R A R- Davacı vekili, davalı şirketten 27.10.2011 tarihinde satın alınan 2012 model aracın 19.09.2012 tarihinde seyir halinde iken arızalandığını, çekici yardımıyla servise götürülen, 30 iş günü içerisinde tamiri yapılarak teslimi gereken aracın teslim edilmediğini, araçta gizli ayıp olduğunu, sözleşmeden dönme hakkı kullanılarak araç bedelinin ödenmesi için davalıya gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, müvekkilinin alacağını tahsil için giriştiği icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir....

      Ayrıca, davacının davalı şirkete "araç ekranında motor ısı arızası var, ekranda park yardım arızası var" şikayetiyle başvurduğu son tarih olan 18.07.2014 tarihinde yapılan inceleme sonucu aracın cihaza bağlandığı, park sensörü ve ısı arızası ile ilgili problem görülmediğinin belirtildiği de dosya arasında bulunan belgelerden anlaşılmaktadır. Mahkemece, araç üzerinde keşif yapılarak araçtaki ayıbın kullanım hatası mı yoksa imalat hatası mı olduğu hususu araştırılması gerekirken, dosya üzerinden yapılan yetersiz bilirkişi incelemesi sonucu karar verilmesi doğru değildir....

        Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ortak tarafından davalı şirkete 29/09/2009 tarihinde kredi olarak 160.000 Euro, 16/11/2009 tarihinde kredi olarak 20.000 Euro havale edildiği, yine 17/12/2007 tarihinde ödünç olarak 10.000 Euro ve 28/01/2008 tarihinde 10.000 Euro havale edildiği, toplam tutarın 201.000 Euro olduğu, tarafların durumu, ticari defter ve kayıtlar ve diğer ödemeler dikkate alındığında davacı tarafından davalı şirkete ödenen 201.000 Euro'nun tüketimi ödüncü niteliğinde olduğu, taraflar arasında şirket ortaklık ilişkisi dışında tüketim ödüncü niteliğinde bir sözleşmenin bulunduğu, davalının yaptığı tüketim ödüncü konusu ödemelere karşılık davalı şirket tarafından davacıya 20.000+3.000+10.000+10.000=43.000 Euro ödeme yapıldığı, davalı şirketin davacıya yaptığı diğer ödemelerin ortaklık ilişkisinden kaynaklandığı, bununla birlikte davalı şirketin davacıda 31/12/2012 tarihi itibariyle muaccel hale gelen 102.000,00 TL sermaye artışından kaynaklanan alacağının...

          Maddesi gereğince kullanım bedelinin hakkaniyet gereği araç bedelinden mahsubunun gerektiğini, yine kabul anlamına gelmemek kaydıyla araçta varsa gerçek değer kaybı miktarının tespit edilmesinin gerektiğini, davanın öncelikli usulden reddine, aksi halde haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 3....

          Aracın ilk muayenesi --- tarihinde yapıldığı, kullanım amacı yolcu nakli ve tescil şeklinin hususi statüde araç sahibinin ---- olduğu raporda görülmüştür. ---- arabanın hususi araç statüsünde olmasından ötürü; Hususi araçlarda ilk --- sonrasında --- yılda bir muayene olması gerektiğidir. Sıfır araç olması sebebiyle ----dolmadan aracın muayenesi yapılmıştır. ----- ömür belirlenmiş ve --- istenmiştir. Dava konusu ----- -----dosyada görülmüş olup üretim yılından satışından sonra ve hasarın geliş yılına bakıldığında ---yıllık ---- süresini aşmadığı tespit edilmiştir. -Aracın ilk muayene sonucunda koltuk sayısının ---- ağır kusurlu olduğu belirtilmiştir. ----- olarak yazılmış ve ---- dışardan kusurlu olup olmadığı hakkında bir şey yazılmadığı görülmüştür. Araç muayene raporundaki ---seri numarası yazılmadığı için dava konusu -----olup olmadığı görülememiştir....

            UYAP Entegrasyonu