Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2. el araç alım satım işi yapan Karaca Otomotiv isimli iş yerinin sahibi olduğunu, müvekkili ile davalı arasında 26/11/2018 tarihinde 2007 model Audi Q7 marka aracın satışı hususunda araç satış sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereğince araç bedelinin 140.000 TL olduğunu, bakiye kalan 40.000 TL'nin 01/01/2019 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını fakat davalı tarafça ödenmemesi üzerinde icra müdürlüğünde takip başlatıldığını, davalının ödeme emrine itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyan ederek haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2020 NUMARASI : 2018/30 E - 2020/386 K DAVA KONUSU : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan taksitli satım sözleşmesi ile araç aldığını, davalının elden aldığı paraları inkar ederek satışın iptali için dava açtığını, İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/215 Esas sayılı dosyasından verilen 04/07/2017 tarihli karar ile satış iptal edildiğini, aracın davalıya iadesine ve müvekkilinin araç için ödediği bedellerin iadesi hususunda dava açmaya muhtariyetine karar verildiğini, karar üzerine davalı tarafça hiç vakit kaybetmeksizin araç teslim alındığını ancak ödenen bedellerin iadesi için başlattığı Bakırköy 6....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ: Dava, hukuki niteliği itibariyle taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan ayıba dayalı alacağa vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır. Dava konusu araç üzerinde 2 otomotiv 1 makine müh bilirkişi eşliğinden uyuşmazlık konusu ayıplar ile ilgili olarak 17/06/2022 saat 14.30 den keşif icrasına karar verilmiştir....

    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre davacı tarafın davaya konu iddiasını ve aracın davalının uhdesinde olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi uyarınca resmi şekil şartına bağlı kalmaksızın yapılan harici oto satım sözleşmeleri geçersiz olduğundan taraflar aldığını iade ile yükümlüdür. Somut olayda dava konusu araç 02/06/2005 tarihli harici satım sözleşmesi ile davalı yanca davacıya satılmıştır. Mahkemece, tescilli araçların noter dışındaki satış ve devirlerinin geçersiz olduğu ve tarafların sözleşme gereğince aldıklarını aynen iade ile yükümlü bulundukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu yönün gözetilmemesi isabetsizdir....

      İtirazın iptali davası, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmalıdır. Tebliğ yapılmadıkça itirazın iptali davası açması için gerekli süre başlamayacaktır. O halde, dava dava süresinde kabul edilmiştir. Ayrıca, satım sözleşmesinden kaynaklı alacak istemi, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Yapılan her icra işlemi, zamanaşımını kesecektir. İcra takipleri, 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan yenilenmiş, istem zamanaşımına uğramadığından esas bakımından dava değerlendirilmiştir. Satım sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcu yükümlendiği akittir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir adet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdür. Satım sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, icap ve kabul iradelerinin birleşmesi yeterlidir. Yazılı yapılması, geçerlilik bakımından önemli değildir....

        SAVUNMA: Davalı T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki ve husumet itirazlarının bulunduğunu, söz konusu borç ilişkisinin araç satım sözleşmesine dayanıp gerçek bir borç olduğunu, davanın açılabilmesi için koşulların oluşmadığını, asıl borçlu şirketin acz içinde olup olmadığına ilişkin davacı tarafça bilgi ve belge sunulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        ---- hesabına -----daha gönderdiğini, davacının davalı ile iletişime geçilerek herhangi bir araç alım-satım işlemi gerçekleşmediğinden gönderilen paranın iadesini talep ettiğini, davalının çeşitli bahanelerle davacıyı sürekli oyaladığını, alacağın icra takibi yoluyla tahsil edilme zorunluluğun hasıl olduğunu, her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak üzere davalının haksız ve itirazın iptali ile borçlunun şimdilik dava konusu ----- borcu avans faiziyle ödemeye ve dava konusu alacağın %20 'sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          -TL.ye karşılık) ... plakalı aracı haricen satım ve teslim aldığını, sözleşmede alıcının en geç 3 ay içinde haricen satın alınan otonun devrini almakla yükümlü olduğunun kararlaştırıldığını, ancak aracın 22.12.2003 tarihli Noter Kati Satış Sözleşmesi ile resmi satışının verilebildiğini, otonun trafiğe tescili için müracaat edildiğinde araç üzerinde harici satım tarihinden kısa bir süre sonra hacizler olduğunun görüldüğünü, araç ruhsatında ve ön satım sözleşmesinde hacizlerin görünmediğini, bu suretle davalıların davacıya ayıplı mal satımının söz konusu olduğunu belirterek davalılara ödenen 9.000.000.000.-TL.nin 15.01.2003 tarihinden işleyecek reeskont faizi ile tahsilline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davacının istemi üzerine kati satışın ertelendiğini, aracın halen davacı elinde bulunduğunu, hacizlerden haberi olduğunu, aracın kati satışının zorlama ile davacıya verildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....

            Tic.A.Ş tarafından davacıya satıldığı, davacı ile davalı arasında yazılı satım sözleşmesi veya davadışı bayinin ayıptan doğan tekeffül borcunun davalı tarafından garanti edilmesi gibi davalı imzalı açıkça kararlaştırılmış yazılı delil tespit edilemediği, dava konusu 3 adet araç hakkında teslimin bayi mi yoksa davalı tarafından mı ve nerede (davacının madenine mi davalının merkezinde mi , davalının bayisinin merkezinden mi yoksa tarafsız bir başka yerde mi) gerçekleştirildiği yazılı delillerden tespit edilemediği,'' belirtilmiştir. "Borçlar Kanunda düzenlenmiş olan ayıba karşı tekeffül sorumluluğu, bir akdi sorumluluk türü olduğundan, sadece satım sözleşmesinin tarafları arasında geçerlidir. Bunun bir sonucu olarak, satıcının ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna bağlı olarak alıcıya tanınan seçimlik haklar da (sözleşmeden dönme, bedel indirimi, değiştirme hakları) alıcı tarafından satıcıya karşı ileri sürülebilecek haklar şeklinde düzenlenmiştir....

              Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; dava dosyası kapsamındaki delil ve belgeler, galericilik yapan dava dışı 3. kişilere davalı tarafından araç satışı için kazadan önce verilen özel vekaletnamenin kapsamı, galericilerin tanık sıfatıyla verdikleri beyanlar ve zarar gören çocuğun ailesinin ceza soruşturması kapsamındaki beyanları da dikkate alınarak davalının araç işleteni sıfatının bulunduğu zamanda davaya konu kazanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi; Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü'nün iki ayrı tarihte verdiği cevaplar arasındaki çelişki giderilerek, aracın kazadan önce hurdaya ayrılmış araç olup olmadığı ve trafik sigortası yaptırma zorunluluğu kapsamındaki araç olup olmadığı üzerinde de durulmak suretiyle davacının rücu hakkının değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu