Taraflar arasında düzenlenen satım sözleşmesi ile 2008 model 4 dingilli beton pompalı araç davacı tarafından 01.03.2017 tarihli noterden düzenlenen satım sözleşmesi ile satın alınmıştır. Düzenlenen satım faturasında kamyon ve beton pompasının üst yapı modifikasyonu ayrı ayrı gösterilmiştir. Davalı tarafından aracın üçüncü kişiye satışı sırasında düzenlenen 18.05.2017 tarihli satım faturasında ise KDV dahil satım bedeli 212.500 TL olarak gösterilmiştir. Taraflar arasında satım sözleşmesi dışında ayrı bir garanti sözleşmesi imzalanmamıştır. Davalı tarafından arıza üzerine ayıp ihbarında bulunulmuş ve bir kısım arızalar davalı tarafından giderilmiştir. Arızaların giderilmesi ve davalının geniş bir teknik servis ile uzman kadrosuna sahip olması, bu satım yönünden davalıya garanti verildiği anlamına gelmemektedir. Davacı tarafından, ... Şirketine verilen hizmetlere ilişkin faturalar mahkemece getirtilmiş ve 2017 yılı Mart Mayıs aylarında 28 adet hizmet faturası düzenlendiği anlaşılmıştır....
Mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin 16.12.2019 tarih, 2018/6249 Esas ve 2019/12021 Karar sayılı ilamında özetle; dava dosyası kapsamındaki delil ve belgeler, galericilik yapan dava dışı 3. kişilere davalı tarafından araç satışı için kazadan önce verilen özel vekaletnamenin kapsamı, galericilerin tanık sıfatıyla verdikleri beyanlar ve zarar gören çocuğun ailesinin ceza soruşturması kapsamındaki beyanları da dikkate alınarak davalının araç işleteni sıfatının bulunduğu zamanda davaya konu kazanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi; ... İl Emniyet Müdürlüğü'nün iki ayrı tarihte verdiği cevaplar arasındaki çelişki giderilerek, aracın kazadan önce hurdaya ayrılmış araç olup olmadığı ve trafik sigortası yaptırma zorunluluğu kapsamındaki araç olup olmadığı üzerinde de durulmak suretiyle, davacının rücu hakkının değerlendirilmesi gereğine değinilmiştir....
araç satışı yapılabileceği,. bu sayıyı aşan satış söz konusu olduğunda vergi mükellefiyeti söz konusu olduğu, davalı da araç alım satım işi yaptığından dava konusu araç başlangıçta muameleci olan dava dışı Muhammed'in kardeşi davacı T1 devredildiği, Ancak bu devir işlemi nedeniyle davacı tarafından araç bedeli ödendiğine ilişkin bir delil ibraz edilmediği, aracın satışı tarihinden önce yani davacı adına araç tescil edilmeden önce davacı tarafından aracın 3.kişilere satışı hususunda vekaletname düzenlendiği, bu vekaletnameye dayanılarak da söz konusu araç 26/06/2015 tarihinde davalının eşi adına tescil edildiği, Davacı tarafından açılan bu davanın tarihi ise 15/03/2016 tarihi olduğu, kaldı ki, Akbank Genel Müdürlüğü'nden verilen cevapta, davalının dava dışı Demir Elektronik Turizm Tekstil San....
ya bedel karşılığında devredilmediğini, aralarında gerçek bir satım sözleşmesinin bulunmadığını, 2011 yılında diğer davalı ...'dan aldığı borç nedeni ile 464, 465 ve dava konusu 468 parsel sayılı taşınmazları borcuna güvence oluşturmak için teminat amacıyla ...'ya devrettiğini, karşılığında hiçbir bedel almadığını, 2017 yılının Eylül ayı içerisinde borcunu ödeyince ...'...
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen "oto şartnamesi" adlı satışın resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunun mahkeme kararı ile sübut bulduğunu, sözleşmede yer alan 7.000,00 TL'nin davacıya ödendiği halde davalı tarafından müvekkilinden icraen geri alındığını, bu durumda herkesin aldığını geri vermesi gerektiğini belirterek, sözleşmeye konu araç davalıya teslim edilmiş olduğundan davacıya aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bedeli olan 7.000,00 TL'nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve teslim edilen aracın kazanç kaybından dolayı şimdilik 1.000,00 TL olan zararın yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki satım akdine konu aracın davacıya iade edildiğini, satım akdinin geçersizliğine davacının neden olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, Bucak 2....
Dava tarafları arasında uyuşmazlık öncesinde de süre gelen araç alım satım ilişkisinin olduğu, bu ilişkinin başta davalı ... .... ile başladığı, sonrasında ise dava konusu uyuşmazlıkta olduğu gibi araç satım ilişkisinin davacılar ve davalı şirket arasında devam ettiği, devir bedelinin davacılar tarafından davalı ... .... hesabına gönderildiği dosyaya sunulan önceki araç satış sözleşmelerinden ve banka hesap dökümlerinden anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı şirket tarafından borcun muaccel olmadığına yönelik itirazda bulunulmuş ise de, taraflar arasındaki süre gelen ilişkide devir bedelinin gönderilmesine müteakip en geç bir ay içerisinde araç devirlerinin yapıldığı, araç satış sözleşmelerinde yazan araçların plakaları belirtilmek suretiyle banka havalesinin yapıldığı görüldüğünden muacceliyet itirazları yerinde görülmemiştir....
E sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin araç satış bedelini davacıya ödemiş olması nedeniyle araç satışı ve ilgili faturadan kaynaklı olarak davacıya borcu olmadığının Noterlikçe düzenlenen Satış Sözleşmesinden de anlaşıldığını, bu durumun cevabi ihtarname ile davacıya bildirildiğini, Noter Sözleşmesindeki araç satış bedelinin davacıya ödendiğine ilişkin kayıtların müvekkilinin davacıya borcu olmadığına ilişkin iddialarını kesin olarak ispat ettiğini, HMK 204/1 maddesi uyarınca düzenleme şeklindeki noter senetlerinin sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayıldığını belirterek davanın reddi ile tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Dava, araç satış bedelinin ödenmediği iddiasına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup yasal sürede açılmıştır....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda taraflar arasında 2918 sayılı Kanunun 20/d maddesinde belirtilen resmi şekilde yapılmış araç alım-satım sözleşmesinin olduğunun kanıtlanamadığı, sözleşme geçersiz olduğundan tarafların aldıklarını haksız iktisap gereğince iade yükümlülüğünün olduğunu, davacının araç bedelini davalıya ödediğini HUMK.nun 288.maddesi gereğince ispat edemediği, yemin teklifinin de davalı şirket yetkilisi tarafından yerine getirilmiş olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
teslim aldıktan sonra başkasına harici olarak satarak aracı sakladığını, her ne kadar gerekçeli kararda davalı tarafça 34 XX 880 plakalı aracın dava konusu araç ile takas edildiği değerlendirilmiş ise de adı geçen 34 XX 880 plakalı araç başka bir satım sözleşmesinin konusu olup 13.05.2014 tarihli oto satım sözleşmesi ile bir ilgisi bulunmadığını, aracın satış bedelinin davalı tarafça 20.000,00- TL olarak belirlendiğini, satış parasının 15.000,00- TL'si peşin olarak ödenmiş olup 5.000,00- TL'si kaldığını, bu 5.000,00- TL'nin de aylık 1.000,00- TL olarak ödenecek şekilde vadeye bağlandığını, davalı tarafın edim yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi hak iddiasında bulunduğunu, müvekkilinin bir alacak iddiası olmayıp aracının teslimini talep ettiğini, dosya kapsamında dinlenen tanıkların 34 XX 741 plakalı aracın, davalıya teslim edildiğini beyan ettiğini, bu haliyle aracın müvekkilinden alındığı hususu ispat edilmişken yerel mahkemenin iddianın ispat edilemediğine dair gerekçesinin soyut kaldığını...
Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 189. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı mesul ve zamin olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, (BK.189-193 mad.) bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. Borçlar Kanununun 192. maddesinde, satılanın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Bu hükümlere göre, satılanın tamamen zaptı halinde alıcı, satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereler düşülmek suretiyle, ödemiş olduğu semenin faizi ile birlikte iadesini isteyebilir. Satım bozulduğuna göre, satıcının 2013/4679-11871 mal varlığında satım bedeli nedensiz kalır....