Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, ayıplı hizmet nedeniyle sözleşmenin feshi ve tazminat istemlerine ilişkindir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi sıfır aracın trafiğe çıktıktan 11 gün sonra ses şikayeti ile servise gittiği, aracın trafiğe çıkışından sonra sürekli olarak arızalar meydana geldiği, bu arızaların, araçtan ve özellikle araç motorundan ses gelmesi ve zaman zaman aracın kendiliğinden durmasının, motorlu araç kullanıcısı yönünden kabul ve tolere edilerek aracın kullanmasında önemli bir rahatsızlık olarak düşünülmeyecek arızalardan olmadığı, hiçbir kullanıcı benzer şartlarda araç kullanmaya zorlanmayacağından davacının satım sözleşmesini fesihte haklı olduğu, aracın gizli ayıplı olduğu, davacının arızaya ilişkin süresinde yapmış olduğu başvurular gözönünde bulundurulduğunda ayıp ihbarının süresinde yapıldığı belirtilerek, 818 sayılı BK'nun 204/1 maddesine göre davanın kabulü ile satılan malın ayıplı olması nedeniyle sözleşmenin feshine, satıma konu ... plakalı aracın davalıya iadesine, satım bedeli olan 50.864,84-TL' nin aracın davalıya iade edildiği...

      - K A R A R - Davacı vekili, davacının, davalıdan 22.09.2014 tarihinde noter aracığıyla araç satın ve teslim aldığını, alınan araç üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nca tedbir kararı konulduğunu ve ... 1.Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın derdest olduğunu, tedbir kararının öğrenilmesi ile davalıdan ihtarname ile sözleşmeden dönüldüğünü ve araç bedeli olan 180.000 TL'nin iadesinin talep edildiğini, ihtiyati tedbir kararı satış sözleşmesinden sonra öğrenilmiş olduğundan bu haliyle gizli ayıp niteliğinde olan bu durumun aracın değerini ve ondan beklenen yararı etkilediğini, ihtiyati tedbir sonucunda davacının araç üzerindeki tasarruf hakkının da sınırlandığını belirterek, aracın ayıplı olduğunun tespiti ile satışın iptali ve araç bedeli olan 180.000 TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle iadesini talep ve dava etmiştir....

        Bilindiği üzere taraflar bir sözleşmenin gerçekleşeceği inancıyla yapmış olduğu ödeme ve masrafları sözleşmenin kurulmaması sebebiyle sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda talep edebilir. Davalı kaparoyu aldığını kabul etmiş ancak satım sözleşmesinin ifası için masraflar yaptığını iddia etmiştir. Bu iddia bağlantılı bileşik ikrar niteliğindedir. Bu ikrar türünde ikrar eden taraf ikrarına eklediği vakıayı ispatla mükelleftir. Bu kapsamda araca bu satım sözleşmesi gereğince masraf yapıldığını ispat külfeti davalıda olup bu yönde herhangi bir delil sunulmadığından bu iddia ispat edilememiştir. Kaparonun verildiği ve satım sözleşmesinin de kurulmadığı uyuşmazlık dışı olduğundan alınan paranın iadesi noktasında davacının iddiasının yerinde olduğu, paranın miktarının taraflar arasında uyuşmazlık dışı olmakla alacağın likit ve belirli olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan zararın tespiti ve tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında 2017 ve 2018 tarihlerinde sözleşme yapıldığı ihtilafsız olup sözleşmenin Kadıköy ......

            Şti. arasında 30.04.2008 tarihli 962.000 euro bedelli inşaat makinaları ve araç alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra Yetmak Nakliyat Tic. ve San. Ltd. Şti.'nin davalı ... Ltd. Şti. tarafından devralındığını, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, buna göre tarafların da kabulunde olduğu gibi davacı tarafından davalıya sözleşme uyarınca yapılan ödeme tutarının 962.500 euro olduğu, Yetmak... Ltd. Şti.'...

              DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dava, araç satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin satışın gerçekleşmemesi nedeniyle iadesi talepli başlatılan takibe vaki itirazın iptal iistemine ilişkindir. Dosya kapsamından; dava dışı alıcı Tolunay Bektaş ile davalı satıcı T3 arasında araç alım-satım sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin konusunun 34 XX 894 plakalı ve 387 şasi numaralı araç olduğu, satış bedelinin 9.500,00 TL olduğu, 6.000,00 TL nin peşin olarak ödeneceği anlaşılmaktadır. Takibe dayanak 18/10/2018 tarihli belge incelendiğinde ise, aracın Tolunay Bektaş tarafından T3'den satın alındığının belirtilerek satın alan Tolunay Bektaş'ın cezaevinde olması nedeniyle davacı tarafça aracın teslim edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, davacının satış sözleşmesinin tarafı olmadığı, satışa konu aracı elinde bulundurmasının davacıyı sözleşmenin tarafı haline getirmeyeceği açıktır....

              Noterde yapılan araç satış sözleşmeleri tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup, satan kişi aracın mülkiyetini satın alan kişiye nakletmeyi, buna mukabil satın alan kişi de satım parasını vermeyi üstlenmiştir. O halde her iki taraf da sözleşme gereğince yükümlendikleri edimleri yerine getirmek mecburiyetleri bulunmaktadır. Somut olayda İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 31.03.2017 tarihli yazısından da anlaşılacağı üzere satış tarihinden önce araç kaydında iki adet haciz bulunduğu ve davacı bu nedenle aracın trafik kaydını üzerine alamadığını bildirmiş olmakla; araç satış sözleşmesi gereğince satım parası davacı tarafından karşı tarafa ödendiği halde, karşı taraf sözleşme ile üstlendiği takyidatsız şekilde mülkiyeti nakletme yükümlülüğünü yerine getirmediği, halen aracın davalı şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır....

              Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nin davacı şirkete devrine ilişkin 02.04.2010 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşme gereğince şirketin davacı şirkete devrinin yapıldığı, davacı vekilinin beyanından ... plakalı aracın davacı şirketin uhdesinde olduğu, dosya kapsamından taraflar arasında imzalanan sözleşme sonrası aracın davacı şirkete teslim edildiği ve aracın bir süre davacı şirketçe kullanıldığı, araç üzerinde haciz şerhlerinin bulunması nedeni ile aracın noterden devrinin yapılmadığı, aracın trafik tescil kaydının incelenmesinde sözleşmenin yapıldığı 02.04.2010 tarihinde de araç üzerinde rehin ve haciz şerhinin bulunduğu, davacı şirketin bu durumu bilerek aracın devrini talep ettiği, araç üzerinde rehin ya da haciz şerhinin bulunmasının aracın devrine hukuken engel olmadığı, araç hakkında yakalama şerhinin bulunduğu ve bu şerhin aracın kullanımına mani olduğu iddiasını ispatlayacak herhangi bir delil dosyaya ibraz edilmediği, davacı şirketin aracın hacizli olduğunu bilerek sözleşmeyi...

                de olduğu söylenmeksizin davacıyı kandırmak suretiyle hile yaparak satış akdini yaptırmış olduğu ve davalının bu hilesi nedeniyle alım satım akdinin geçersiz olduğu, davacının bu alım satım akdi nedeniyle almış olduğu ayıplı malı iade ederek mal bedelini istemekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 18.250,00.-TL araç satış bedeli, 255,27.-TL satış giderleri olmak üzere toplam 18.505,27....

                  UYAP Entegrasyonu