Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, evlilik birliği içinde satın alınan ve muvazaa yolu ile satılan taşınmazın satış iyleminin iptali istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, evlilik sırasında alınan taşınmazın, evlilik hukukuna dayalı haklar kapsamında satışının iptalinin istendiği ve davaya bakma görevinin ... mahkemesine ait olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Mahkemesi tarafından ise, davanın, muvâzaa nedeni ile tapu iptali ve tescil davası olduğu ve davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL VEYA TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan ...’ın mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 1496 ve 5396 parsel sayılı taşınmazları gelini davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, satışların gerçek olmadığını ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı taktirde tenkisine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmazların satışının muvazaalı bulunmadığını, satış bedelinin murise ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu, murisin kendisine bakan ve ilgilenen gelinine minnet duygusu ile devri yaptığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi'nin "araç satış sözleşmesinde takibe konu bonoya atıf bulunmaması sebebiyle" yerel mahkemenin hükmünü bozduğunu, bu şekilde haklılıklarının ispatlandığını, davacının müvekkiline olan borcunu zamanında ödememesi sebebiyle senedin işleme konulduğunu, senedin satış sözleşmesi ile bir alakasının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davaya konu senedin araç satımıyla ilgili olmadığı, araç satımı karşılığında senet alınmadığı iddia edilmiş ise de davalının ceza soruşturması sırasında verdiği 22/05/2009 tarihindeki ifadesinde aracın satımı esnasında 13.000 TL tutarında senet aldığını açıkça beyan ettiği, takibe dayanak senedin düzenlenme tarihinin oto satış mukavelesi ile aynı tarih olduğu ve senet miktarının oto satış mukavelesindeki miktarla aynı bedeli içerdiği, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muvazaa Sebebiyle Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemenin ve tarafların kabulünde olduğu üzere dava muvazaa sebebiyle iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Bu sebeple Borçlar Kanunu hükümlerine dayalı dava aile mahkemelerinin görevi kapsamı dışındadır. Görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.05.2015 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil Talep, davacının dava dilekçesi ve davacının harçlandırdığı 08.03.2010 tarihli ıslah dilekçesinde BK 19. madde uyarınca genel muvazaa sebebiyle tapu iptal ve tescil olarak bildirilmiş; davanın ilk olarak açıldığı Aile Mahkemesi'nce de bu nedenle görevsizlik kararı verilmiştir. Davacının tasfiye alacağı sebebiyle dava açmadığı, hukuki sebebini muvazaa hukuki sebebine dayandırdığı anlaşılmaktadır. Hüküm, asliye hukuk mahkemesince verilmiştir. Bu durumda, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 06.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, dava BK'nun 19.maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacının bu davadaki amacı, yaptığı icra takibi nedeniyle alacağını tahsil edebilmek için yapılan taşınmaz satışının kendisi yönünden geçersizliğini sağlamak olduğu, davacının bu hakkının ayni değil şahsi sonuç doğurduğu, davada muvazaanın ispatı halinde tapunun iptaline değil (olayda kıyasen uygulanması gereken İİK'nun 283/1. maddesi uyarınca) iptal ve tescil olmaksızın, taşınmazın haciz ve satışına karar verilmesi gerekir....
Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabileceği, böyle bir iddia karşısında aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçların saptanması olduğu, davacının tazminat davası ile edebileceği alacağının tahsilini sağlamak amacıyla eldeki davayı açtığı, taşınmaz satışının iptali ile alacağını temin etme imkanı olacağından davacının böyle bir davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; "........Somut olayda muvazaa iddiasının yani davalıya yapılan araç satışı işlemindeki gerçek iradenin satış olmadığının ispatı davacı taraftadır. Davacı tanıkları yapılan satışın gerçek bir satış olmadığına ilişkin bir beyanda bulunmamışlardır, davalı tanıkları ise yapılan işlemin gerçek bir satış olduğunu satış bedelinin T4 davacı şirketten alacaklarına karşılık sayıldığını beyan etmişlerdir. Şu halde davalı ile dava dışı Haldun DELİKTAŞ baba-oğul olsalar da tanık anlatımları karşısında bu durum tek başına muvazaa iddiasını ispata yeterli değildir. Davacılar muvazaa iddiasını ispata yarar başkaca delil de sunmadıklarından muvazaa iddiası ispat edilememiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakan ...’ın mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 628 (yeni 106 ada 298) parsel sayılı taşınmazı satış suretiyle üvey oğlu davalıya temlik ettiğini, satışın gerçek olmadığını, davalının o tarihte yaşı küçük olup, alım gücünün bulunmadığını ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, dava konusu taşınmazın satışının 1962 yılında yapılmış olup, dava zaman aşımının dolduğunu, çekişmeli yeri bedelini ödeyerek satın aldığını, muvazaa iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1997/102 Esas sayılı dosyasında verilen kararın hukuka aykırı olduğundan bahisle dava konusu taşınmazda tapunun iptali ve tescil talebinde bulunmuş ise de, 1997/102 Esas sayılı tasarrufun iptaline ilişkin dosyasında alacaklı ...'ın davacı, ... ve ...'in davalı olduğu, bu davada davanın kabulüne ve ... adına kayıtlı taşınmaz üzerinde alacaklının alacağıyla sınırlı olmak üzere davacıya cebri icra yoluyla hakkını alma yetkisinin tanınmasına karar verildiği, kararda herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, kaldı ki bu kararın onanarak kesinleştiği, davacı vekilinin muvazaa iddiasına dayanmadığı, talep, muvazaa iddiası olarak kabul edilse dahi taraf muvazaasının ancak yazılı delille ispat edilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....