Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA : Davacı, TİS alacağı, yıllık ücretli izin, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücreti alacağı, fazla mesai, ikramiye ve ilave tediye alacağı ile cezai şart alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA : Davacı, TİS alacağı, yıllık ücretli izin, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücreti alacağı, fazla mesai, ikramiye ve ilave tediye alacağı ile cezai şart alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır....

      Davalı vekili istinaf sebepleri olarak; Yerel mahkemece gerekçeli kararda hiçbir somut gerekçe gösterilmemesi ve dayanak sunulmamasının hukuka aykırı olduğunu, davacı alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının haklı neden olmaksızın sözleşmesini feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, davacıya yapılan ücret ödeme tarihlerine bakıldığında da davacının ücretlerinde gecikme yaşanmadığını, mücbir sebepten kaynaklanan gecikmenin de çalışana haklı nedenle fesih hakkı vermediğini, ücret bordroları ile sabit olduğu üzere davacının müvekkili şirketten herhangi ücret alacağı bulunmadığını, bu nedenle asılsız ücret alacağı talebinin de reddi gerektiğini, bordrolar ve banka kayıtları birlikte incelendiğinde davacının ek ödeneğin ödenmediği iddiasının kabul etmediklerini, Yerel mahkeme kararında kıdem alacağı için akdin feshi tarihinden itibaren banka mevduatlarına uygulanan en yüksek faizin işletilmesine karar vermiştir....

      Davalı vekili istinaf sebepleri olarak; Yerel mahkemece gerekçeli kararda hiçbir somut gerekçe gösterilmemesi ve dayanak sunulmamasının hukuka aykırı olduğunu, davacı alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının haklı neden olmaksızın sözleşmesini feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, davacıya yapılan ücret ödeme tarihlerine bakıldığında da davacının ücretlerinde gecikme yaşanmadığını, mücbir sebepten kaynaklanan gecikmenin de çalışana haklı nedenle fesih hakkı vermediğini, ücret bordroları ile sabit olduğu üzere davacının müvekkili şirketten herhangi ücret alacağı bulunmadığını, bu nedenle asılsız ücret alacağı talebinin de reddi gerektiğini, bordrolar ve banka kayıtları birlikte incelendiğinde davacının ek ödeneğin ödenmediği iddiasının kabul etmediklerini, Yerel mahkeme kararında kıdem alacağı için akdin feshi tarihinden itibaren banka mevduatlarına uygulanan en yüksek faizin işletilmesine karar vermiştir....

      - KARAR - Davacı vekili, davalı yüklenici ... ile davacının da hissedarı bulunduğu arsanın konu edildiği 03.07.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı yüklenicinin sözleşme uyarınca üzerine düşen edimleri tam olarak yerine getirmediğini, binada eksik imalatlar bulunduğunu, halen iskan ruhsatının alınmadığını ve bu nedenle hak etmemiş olduğu bağımsız bölümleri diğer davalılara satış yoluyla devrettiğini ileri sürerek, öncelikle davalılar adına kayıtlı bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına hissesi oranında tescilini bunun mümkün olmaması halinde rayiç hisse bedelinin tahsilini, rayicin tespit edilememesi durumunda satış bedelinin sözleşme tarihinden işleyecek faizi ile ve günümüz değerine uyarlanarak tahsilini bunun da mümkün olmaması durumunda eksik bedelinin ve gecikme tazminatının tahsilini, talep ve dava etmiş, bilahare sunduğu ıslah dilekçesiyle ilk terditli talebine sözleşmenin feshi istemini de eklemiş ve eksik bedeli...

        Buna göre; geriye etkili fesih koşullarını aşar şekilde inşaat oranının %90'ın üstünde çıkması halinde ileriye etkili fesih ve tasfiye hususları gündeme gelebileceğinden, yükleniciye düşüp de üçüncü kişilere devredilen taşınmazların tamamının arsa sahibine geri dönmesi söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle inşaatın son tamamlanma durumunun tespiti önem arz etmektedir. Mahkemece "ihtiyati tedbir isteğinin kabulüne" karar verilmiş ise de, tedbir istek tarihinde delil tespiti niteliğinde keşif yapılmak suretiyle inşaat tamamlanma oranının son durumu belirlenerek, olası geriye ve/veya ileriye etkili fesih koşulları da irdelenip, ihtiyati tedbir isteğinin buna göre değerlendirilmesi gerekirken, isteğin doğrudan kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....

        Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmelerin feshi, tapu iptâl tescil, cezai şart ve gecikme tazminatlarının tahsili istemleriyle açılmış, mahkemece kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin geriye etkili olarak feshine, yüklenici şirket adına devredilen tapu paylarının iptâli ile arsa sahipleri adına tesciline, cezai şart ve gecikme tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı yüklenici şirketin tüm, davacı arsa sahiplerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacılar vekili 28.09.2007 günlü oturumda cezai şart ve gecikme tazminatı istemlerini atiye terk ettiklerini açıklamıştır....

          Bozmadan önceki karada davacı arsa sahiplerinin toplam 147.341,00 YTL gecikme tazminatı ve eksik bedeli isteyebilecekleri, ancak davalı yüklenicinin fazla nedeniyle 193.226,40 YTL alacaklı olduğu kabul edilerek takas mahsup nedeniyle dava reddedilmiştir. Davacılar vekilinin temyizi üzerine Daire’mizce sair temyiz itirazları reddedilerek yerel mahkeme kararı gecikme tazminatı (kira alacağı) yönünden eksik inceleme nedeniyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davacıların eksik işler ile gecikme tazminatı nedeniyle toplam 176.436,00 YTL alacaklı oldukları hesaplanmıştır. Davalı yüklenicinin takas mahsubunu istediği fazla bedeli bozmadan önceki kararda 193.226,40 YTL olarak kabul edilmiş ve bu husus bozma dışında kalmıştır. Yerel mahkemece bozmaya uyulmakla bozma kapsamı dışında kalan fazla bedeli ile takas mahsup yapılması hususu davalı lehine usulü müktesep hak teşkil etmiştir....

            Mahkemece Dairemizin 14.01.2004 günlü bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl dava yönünden davanın kabulü ile sözleşmenin ileriye dönük olarak feshine, arsa sahibi tarafından açılan 2002/589 E. sayılı davanın reddi ile bu davaya karşı açılan karşı davanın açılmamış sayılmasına ve yüklenici tarafından açılan 2004/245 E. sayılı davanın da reddine karar verilmiş, karar davacı ve karşı davalı arsa sahipleriyle davalı ve karşı davacı yüklenici tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına ve özellikle yanlar arasındaki 21.05.2001 günlü düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafların ortak kusuru ile feshedildiğinin ve ileriye etkili fesih kararı arsa sahibi tarafından temyiz edilmediğinden davalı...

              Mahkeme ise davalının davadan sonra Belediye'ye başvurduğu yazı cevaplarını esas alarak, davacıların da imara aykırılığı bildiği sonucuna varmıştır. 25.01.1984 tarih ve 3/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca somut olayın niteliği ve özelliğinin haklı gösterdiği durumlarda TMK'nın 2. maddesi hükmü gözetilmek kaydıyla gerek 15 HD'nin ve Dairemiz'in, gerekse Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararlarında inşaatın % 90 ve üzeri oranına ulaşması ve ayrıca kalan eksik işlerin de sözleşmede amaçlanan kullanıma engel oluşturmadığının belirlenmesi halinde ileriye etkili fesih koşullarının gerçekleştiği gözetilmeli, diğer anlatımla ileri etkili feshin bu koşullarının gerçekleşmemesi halinde geriye etkili feshin koşullarının oluştuğu kabul edilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu