Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde, boşanmanın fer'î unsurları yanında ihtiyari olarak, ziynet ve ev eşyalarının paylaşımı, aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi gibi hususlarda anlaşabilecekleri gibi mal rejiminin tasfiyesi kapsamında yahut bundan bağımsız olarak bir kısım taşınmazın yahut sicile kayıtlı olan taşınırların tescili, taşınırların teslimi, bir miktar paranın ödenmesi, hisse devri ve bunun gibi bir çok hususu anlaşma boşanma protokolünde düzenleyebilecekleri, anlaşmalı boşanma hükmünün kesinleşmesi ile birlikte boşanmanın fer'î niteliğinde olup olmadığına bakılmaksızın taraflara boşanma protokolünde yüklenilen edimlerin artık boşanmanın ayrılmaz bir parçası haline geldiği, boşanma protokolünde taraflara yüklenen edimlerin sebebi de tarafların iradeleri gereği münhasıran boşanma hükmüne bağlı olduğu, bu sebeple boşanma protokolünden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmesi aşamasında...
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının herhangi bir alacak hakkı bulunmadığını, boşanma davasında taraflar maddî manevî tazminat, her türlü nafaka, katkı payı, katılma alacağı ve eşya talep etmediklerinden bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, davacının, boşanma davasında 14.04.2011 tarihli celsede beyanı ile katkı payı, katılma alacağı haklarından vazgeçtiğini ve beyanlarını ibra ettiğini bu beyanın mahkeme içi ikrar olup kesin delil niteliğinde bulunduğunu, davacının bu davayı açmasının hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiğini, anlaşmalı boşanma kararı verildikten sonra hükmün kesinleşmesine kadar anlaşmalı boşanma iradesinden dönülmediğini, dava konusu taşınmazın müvekkili tarafından alındığını, çekilen kredilerin tamamının müvekkili tarafından ödendiğini, davacının herhangi bir hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Hukuk Dairesinin 2018/7872 esas 2019/9801 karar) Somut olayda; takibe dayanak yapılan ilam anlaşmalı boşanma ve anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması niteliğinde olup, protokolün 7. maddesinde belirlenen "Ahmet Eşit tarafından 2017 yılının mart ayında davacıya değeri 12.500,00- 15.000,00 TL olan bir araba satın alınacaktır" hükmü yönünden, ilamda kurulan hüküm eda niteliğinde değildir. Protokole ilişkin bu kısım mahkemece verilmiş ve ödemeye ilişkin bir karar niteliğinde değildir. Mahkemece bir işin yapılmasına veya belirli bir paranın ödenmesine ilişkin olmak üzere verilen eda hükmü içeren kararlar ilamlı icraya konu edilebilirler. Takibe dayanak ilam, anlaşmalı boşanma ve anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması mahiyetinde olup, bu hüküm yönünden ilamlı icra takibine konu edilemeyeceğinden, borçlunun şikayetinin kabul edilerek 15.000,00 TL yönünden takibin iptaline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
GEREKÇE : Asıl ve karşı dava, TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan boşanma davasıdır. Tarafların, Amasra Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/28 E.- 2023/34 K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma kararının 20/02/2023 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; mahkemece yapılan değerlendirmeler sonucunda; Takibe dayanak ilam, anlaşmalı boşanma ve anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması mahiyetinde olup, ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği, bu durumun takibin iptalini gerektirmeyeceği gerekçesi ile asıl davada davanın kısmen kabulü ile Adana 8. İcra Müdürlüğünün 2020/5149 esas sayılı takip dosyasından davacı borçlu adına çıkarılan icra emrinin iptaline, fazlaya dair talebin reddine, HMK'nun 114/1- ı maddesi gereğince, derdest bir dava mevcut iken, aynı konu hakkında yeniden şikayette bulunulmasından dolayı birleşen davanın HMK.'nun 115/1- 2. maddesi uyarınca derdestlik nedeniyle usulden reddine" karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ; Davalı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Adana 4....
Dava, TMK.nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK.nun 166/1- 2. mad.) olarak görülmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMY. 166/3 gereği anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı koca tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
Somut olayda dosyanın incelenmesinden; tarafların dosyaya sunduğu 05.02.2018 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün taraflarca değil, taraf vekilleri tarafından imzalandığı, ayrıca 06.02.2018 tarihli duruşmada davacı erkeğin hazır bulunmadığı, davacı erkeğin Fransa`da bulunması sebebi ile oğlu Yasin Öztürk`ün cep telefonundan davacı erkeğin görüntülü olarak aranarak beyanının tutanağa geçirildiği ve bu şekilde tarafların boşanmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda bahsedilen kanun hükmü gereğince davacı ve davalı asıl tarafından imzalanmış anlaşma protokolü olmadan ve davacı erkek duruşmada hazır olup mahkeme hakimince bizzat dinlenilmeden Türk Medeni Kanunu`nun 166/3. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Somut olayda; takibe dayanak ilam yukarıda da belirtildiği üzere anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması niteliğinde olup tazminat hususunda kurulan hüküm eda niteliğinde değildir. Her ne kadar dayanak ilama esas alınan protokolün dördüncü bendinde evin teslim edileceği, bu gerçekleşmezse tazminat verileceği yazılı ise de protokole ilişkin bu kısım mahkemece verilmiş ve tazminata ilişkin bir karar değildir. Mahkemelerin sair kararlarının yanı sıra somut olayda bir işin yapılmasına ya da belli bir meblağın ödenmesine ilişkin olmak üzere verdiği, eda hükmü içeren kararları ilamlı icraya konu edilebilir. O halde, mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
sunmuş oldukları anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....