HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/642 KARAR NO : 2020/627 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TRABZON 1.AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2020 NUMARASI : 2020/236 ESAS - 2020/446 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA(ANLAŞMALI)) KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmakla, 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 25/09/2019 tarihinde evlendiklerini ve aralarında bir süredir devam etmekte olan anlaşmazlık, sosyal ve kültürel anlamda farklılıkların zamanla ortaya çıktığını ve davalı ile anlaşarak anlaşmalı olarak boşanmaya karar verdiklerini belirterek, anlaşmalı protokol uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
in 20 yaşlarında bir öğrenci olması itibariyle gelirinin bulunmamasına ve hisselerin boşanma protokolü kapsamında davacıya devrinin öngörüldüğünü bilmesine rağmen kötü niyetle muvazaalı olarak şirket hisselerini babası ...den devraldığını belirterek ...e ait ... Şti.nin %50 hissesinin davalı...e devrine ilişkin işlemin iptali ile bu hisselerin davacıya devrinin ve tescilinin yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Asıl davada davalı şirket vekili görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğunu, şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, yapılan devir işlemi sebebiyle şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, boşanma protokolü çerçevesinde şirket hisse devrine şirketin muvafakatinin bulunmadığını, protokoldeki devir hükmünün geçersiz olduğunu zira bedelin belirtilmediği gibi bedelsiz devredileceğinin de yazılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, müvekkili hakkındaki takibin kesinleşmediğini, takibe itiraz edilerek durduğunu, dava konusu taşınmazın boşanma protokolü gereği verildiğini, davanın haksız ve yersiz açıldığını belirterek , davanın reddini istemiştir. 2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin Bakırköy 5. Aile Mahkemesinin 22.07.2016 tarih 2016/508 Esas 2016/514 Karar sayılı ilamı ile borçludan boşandığını, kararın 29.07.2016 tarihinde kesinleştiğini, taşınmazın boşanma protokolü gereği müvekkiline verildiğini belirmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...Buna göre davalı ... tarafından diğer davalı ...'...
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı kadının açtığı davada mahkemece Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, taraflarca düzenlenen 29.03.2011 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün 3. maddesinde davalı erkeğin davacı kadın yararına 200TL nafaka ödemesinin kararlaştırıldığı, 04.04.2011 tarihli duruşmada da davalı erkeğin protokolü aynen kabul ettiğini beyan ettiği, mahkemece verilen boşanma kararından sonra da uzunca bir süre davalı erkeğin davacı kadına yoksulluk nafakası ödemeye devam ettiği anlaşılmaktadır. Ne var ki; mahkemece "davalı için aylık 200TL nafakanın davacıdan alınarak davalıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulmasının maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmakta olup, mahkemece tavzih talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
Bu halde dava, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan alacağa ilişkin yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteğine ilişkindir. Davanın temeli boşanma protokolü olduğuna ve uyuşmazlık aile hukukundan kaynaklandığına göre itirazın iptali davasına bakmakla aile mahkemesi görevlidir (4787 s. K. m.4/1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, taraflarca ileri sürülmese bile hakim tarafından davanın her aşamasında re'sen gözetilir. Bu açıklamaya göre görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.01.2016(Çrş.)...
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinden 06.12.2023 tarihinde feragat etmiş, feragat dilekçesi ekinde taraf vekillerince imzalanan protokolü dosyaya ibraz etmiştir. 2.Her ne kadar davalı-davacı erkek vekili protokolü dosyaya ibraz etmiş ise de boşanma kesinleşmiş olmakla bu yönden sonuca etkili bulunmamakla birlikte boşanmanın fer'îleri yönünden protokol hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu bizzat taraflardan sorularak sonucuna göre değerlendirilmesi gerekmekle hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir. VI....
Temyiz Sebepleri 1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen asıl davası yönünden kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir. 2.Davalı- davacı erkek vekili dosyaya 09.01.2024 havale tarihli dilekçe sunarak tarafların dilekçe ekinde yer alan anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davalı- davacı erkek vekilinin sunduğu anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda davaya anlaşmalı boşanma davası olarak devam edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası. 3....
Dava, anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....
Dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. Davacı/ davalı kadın, 10/05/2023 havale tarihli dilekçesi ile taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuştur. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde Bölge Adliye Mahkemesince, duruşma yapılmaksızın ve kesin olarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilir (HMK m.353/1- a.6)....
Mahkeme, taraflar arasındaki boşanma davasında 26.4.2009 tarihli boşanma protokolü bulunduğu ve protokol de 20.000 TL alacaktan bahsedilmediği gerekçesiyle, davayı reddetmiştir. Oysa bu dava genel hükümlere tabidir ve davacının davasını ispatlamak için dinlettiği tanıklar, davalıya 20.000 TL ödünç verdiğini belirtmişlerdir. Mahkemece davanın kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....