Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. Davacı/ davalı kadın, 10/05/2023 havale tarihli dilekçesi ile taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuştur. Çekişmeli boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen anlaşma protokolü doğrultusunda çekişmeli boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “anlaşmalı boşanma” (TMK m.166/3) olarak devam edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde Bölge Adliye Mahkemesince, duruşma yapılmaksızın ve kesin olarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilir (HMK m.353/1- a.6)....

Somut olayda; Tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, taraflar arasında boşanma protokolü bulunduğu, protokole aykırılıktan icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır. Protokoldeki düzenlemelere uymamaktan kaynaklanan ihtilaflar Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde çözümleneceğinden uyuşmazlığın Kadıköy 5. Asliye Hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21., 22. ve 23. maddeleri gereğince Kadıköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkeme, taraflar arasındaki boşanma davasında 26.4.2009 tarihli boşanma protokolü bulunduğu ve protokol de 20.000 TL alacaktan bahsedilmediği gerekçesiyle, davayı reddetmiştir. Oysa bu dava genel hükümlere tabidir ve davacının davasını ispatlamak için dinlettiği tanıklar, davalıya 20.000 TL ödünç verdiğini belirtmişlerdir. Mahkemece davanın kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı eski eşi ...ile aralarındaki boşanma davası devam ederken düzenledikleri protokol uyarınca dava konusu 1 nolu bağımsız bölümü davalı eşine satış suretiyle temlik ettiğini ancak, davalının daha sonra anlaşmaya aykırı olarak boşanmaktan vazgeçtiğini, kandırıldığını, ayrıca yargılama sırasında taşınmazın dahili davalı olan kızına temlik edildiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptaliyle adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davalı ve dahili davalı,yargılamaya katılmadıkları gibi bir savunmada getirmemişlerdir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın düzenlenen boşanma protokolü çerçevesinde davalıya temlik edilmiş olmasına karşın, davalının boşanmaktan vazgeçtiği ve dahili davalının bu durumu bildiği gerekçeleriyle davanın kabulüne , ayrıca dahili davalı ...'...

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların müşterek çocukları Hanzade Nadire SUSAN, Güldane Azra SUSAN ve Burak SUSAN'ın velayetlerinin boşanma protokolü çerçevesinde davalı babaya verilmesine, müşterek çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, tarafların birbirlerinden 26.11.2021 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü hükümleri uyarınca ziynet eşyası ve mal rejimine dair alacak, iştirak ve yoksulluk nafakası talepleri bulunmadığının tespitine, 26.11.2021 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanmasına hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın, 08.12.2021 tarihli dilekçesiyle, istinaf talebinde bulunmuş ve davadan feragat etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir....

        Dava konusu olayda davacı, davalı eşinin ihanetini ve müşterek çocukları olarak bildiği ...’ın kendi çocuğu olmadığını boşandıktan sonra öğrendiğini ileri sürerek, manevi tazminat ile boşanma neticesinde davalıya vermiş olduğu nakit para ve evlilikleri sırasında davalı adına ödediği SSK primlerinin tahsili istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise davacı tarafından ödenen nakit paranın, müşterek taşınmazların satışı nedeniyle kendi payına düşen kısmı olduğunu, nitekim boşanma protokolünde de bu hususun belirtildiğini, ayrıca SSK primlerinin de iddia edildiği gibi davacı tarafından ödenmediğini savunmuştur. Tarafların, 10.4.2009 tarihli boşanma protokolü ile anlaşmalı olarak boşandıkları, söz konusu protokolde, davacı ve davalı adına kayıtlı bulunan taşınmazların satışı halinde satış bedelinin üçe bölünerek taraflara ve müşterek çocukları...’a verileceğinin kararlaştırıldığı, iş bu dosyaya ekli boşanma dosyası kapsamından anlaşılmaktadır....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 3.Değerlendirme Davacı kadın vekili, temyiz talebinden sonra tarafların müştereken imzaladıkları anlaşmalı boşanma protokolünü dosyaya ibraz ederek, tarafların anlaşmalı boşanma protokolü şartları uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/642 KARAR NO : 2020/627 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TRABZON 1.AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2020 NUMARASI : 2020/236 ESAS - 2020/446 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA(ANLAŞMALI)) KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmakla, 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 25/09/2019 tarihinde evlendiklerini ve aralarında bir süredir devam etmekte olan anlaşmazlık, sosyal ve kültürel anlamda farklılıkların zamanla ortaya çıktığını ve davalı ile anlaşarak anlaşmalı olarak boşanmaya karar verdiklerini belirterek, anlaşmalı protokol uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Sayılı dosyasından 25.05.2012 tarihinde haczi şerhi konulduğu, davalılar bu haciz işlemlerinden çok sonra düzenledikleri 05/09/2012 tarihli protokol ile bu gayrimenkullerin davalı T4'ya devredileceği kararlaştırmış olduklarını, müvekkili şirketin haciz tarihinden sonra yapılan protokolün alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığının açık olduğunu, ekonomik olarak aciz içerisinde bulunan borçlarını ödeyemeyen davalı Ahmet İdris'in boşanma protokolü ile böyle ağır taahhütlerin altına girmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalılar müvekkilin alacağını engelleme kastı içerisinde muvazaalı bir boşanma protokolü hazırlamış olduklarını, emekli maaşından başka hiçbir geliri bulunmayan davalı T3 muvazalı olarak düzenlenen bu boşanma protokolü ile aylık 15.000,00- TL nafaka ve 100.000,00- TL manevi tazminatı davacıya ödemeyi kabul ettiği, davalılar muvazaalı protokol ile bu şekilde aşırı derece de hayatın olağan akışına aykırı şekilde borçlanarak, müvekkilinin alacağına...

            Bunun dışında, her ne kadar anlaşmalı boşanma kararının, davacı kadın tarafından sadece yoksulluk nafakasının miktarı ile aracın tescili ve araç bedeli hükümleri yönünden istinaf edildiği belirtilmiş ise de; istinaf incelemesi suretiyle anlaşmalı boşanma ilamında yer alan herhangi bir hükme müdahale edilemeyeceği, anlaşmalı boşanma protokolü ve kararındaki herhangi bir konuda yapılan istinaf başvurusu halinde de, bu başvurunun anlaşmalı boşanma iradesinden dönme niteliğinde olduğu, bu konuda tarafların yeniden dinlenmesi gerektiği, davacının istinaf başvurusuna konu ettiği hususlar yönünden taraflar arasında anlaşma olması halinde, mahkemece yeniden anlaşmalı boşanma kapsamında hüküm kurulması, aksi halde davanın açıldığı haliyle çekişmeli boşanma davası olarak görülmesi, usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak, gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere, davacı kadının istinaf talebinin kabulü ile, davanın yeniden görülmesi için, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi...

            UYAP Entegrasyonu