Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, hakim tarafından tasdik olunan boşanma protokolü ile, müşterek çocuğun eğitim giderlerini karşılamayı üstlenmiştir. Bu protokoldeki taahhüdü ile bağlıdır. Kesinleşen boşanma ilamına göre, davacı annenin müşterek çocuk için yaptığı eğitim- öğretim giderlerini davalı babadan isteme hakkı mevcuttur. Alacağın esası, itirazın iptali davasında incelenebilir. Bunun için takipten önce alacakla ilgili bir ilam alınmış olmasına lüzum bulunmamaktadır. Bu durumda; mahkemece alacağın miktarının belirlenmesi yönünden taraf delilerinin değerlendirilmesi, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılması ve gerçekleşecek sonucu uyarınca işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, boşanma ilamında alacak miktarının kesin ve net olarak belirlenmediği gerekçesiyle davanın reddedilmesi doğru bulunmamıştır....

    Bölge adliye mahkemesi karar ilamı taraf vekillerine ... tarihinde usulünce tebliğ edilmiş, taraflar temyiz süresi içerisinde dosyaya ... tarihli anlaşmalı boşanma protokolünü sunmuşlardır. İş bu boşanma protokolü başlıklı dilekçeden, tarafların boşanma ve boşanmanın mali sonuçları konusunda anlaşmaya vardıkları anlaşılmaktadır. Davalı -karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesine karşı verdiği cevabında anılan protokolün taraflarının da kabulünde olduğunu, protokol hükümleri doğrultusunda karar verilmesini talep ve beyan etmişlerdir. O halde, boşanma ve boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin anılan protokol hükümleri dikkate alınarak, taraflar duruşmaya çağrılıp bizzat beyanları da alınmak suretiyle boşanma ve ferileri yönünden sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

      Taraflarca her iki davada verilen boşanma hükümleri istinaf kapsamı dışında bırakıldığından hüküm boşanma yönünden yasal istinaf süresinin sona ermesiyle usulen kesinleşmiştir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Davalı karşı davacı erkek vekili 07/06/2023 tarihli dilekçesi ile; ekte yer alan protokol uyarınca taraflar uzlaştığından istinaf taleplerinden vazgeçtiklerini, gereken işlemlerin yapılmasına karar verilmesini talep etmiş, taraf vekillerince imzalanan "protokol" başlıklı, içeriğinde de tam bir sulh anlaşması olduğu belirtilen protokolü ibraz etmiştir. Davacı karşı davalı kadın vekili de 07/06/2023 tarihli dilekçe ile; aynı protokolü ibraz ederek istinaf taleplerinden vazgeçtiklerini, gerekli işlemlerin yapılarak ekteki protokol doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....

      Yargılama devam ederken 13.11.2020 tarihinde taraflarca anlaşmalı boşanma protokolü sunulmuştur. II. CEVAP Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli kıskançlık gösterdiğini, erkeğin cezaevinde olduğu dönemde çocukları babalarının ziyaretine getirmediğini, kadının sürekli büyü işleri ile ilgilendiğini, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını ileri sürerek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama devam ederken 13.11.2020 tarihinde taraflarca anlaşmalı boşanma protokolü sunulmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....

        Mahkemece, çekişmeli taşınmazın Isparta Aile Mahkemesinin 2008/149 Esas 126 karar sayılı dosyasında anlaşmalı boşanma protokolü ile verildiğinin mahkeme ilamı ile sabit olduğu ve bu devrin muvazaalı olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26.70 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 23/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemelerinin yetkili olduğunu, aciz belgesi sunulmadığını, dava konusu taşınmazın boşanma protokolü gereği Mahkeme kararı gereğince tazminat olarak davalı ...'e devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, müvekkilinin davalı eşinden aldatması nedeniyle 27.5.2010 tarihinde kesinleşen ilam ile boşandığını, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde alınan ve aile konutu olarak kullanılan ev olup 1/2'sinin müvekkiline ait olduğunu, borçluya ait 1/2 hisseninde boşanma tazminatı olarak Mahkeme kararı ile müvekkiline verildiğini, anılan taşınmazın İİK'nun 82/2 maddesi gereğince haczinin kabil olmadığını, aciz belgesi sunulmadığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

            bir sözleşme niteliğinde olmasına göre; genel zamanaşımı süresi niteliğindeki 6098 sayılı Kanun'un 146 ıncı maddesinde düzenlenen "kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir." hükmünün uygulanmasının gerekeceği, bu kapsamda zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği, taraflar arasında görülen boşanma davasında 17.01.2018 tarihli boşanma protokolünü mahkemeye sunmuş olmaları, boşanma davasındaki beyanları, boşanma kararının hüküm kısmı ve tarafların hiçbir zaman protokoldeki imzalarını inkar etmemiş olmaları, boşanma dava dosyasındaki bu belge ve beyanların mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu, taşınmaz mülkiyetinin boşanma kararıyla davacıya geçmediği ve fakat davacının malik olan kadından mülkiyetin kendi adına tescilinin isteme hususunda kişisel hakkının bulunduğu, bu haliyle açılan davanın yerinde ve haklı olduğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar verildiği, taşınmazın kaydına ipotekler konulduğu anlaşılmakla hacizlerle yüklü olarak...

              Uyuşmazlığa konu zina hukuki nedenine dayalı dava dosyası ve anlaşmalı boşanma dava dosyası ve bu dosya içeriğinde yer alan protokol içerikleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı erkek eşin, davalı kadın eş ile anlaşmalı boşanma konusunda oluşan mutabakat gereğince, davalı kadın eşin anlaşmalı boşanma hükümlerine göre boşanma sonucu elde edilmesini zina hukuki sebebine dayalı olarak erkek eş tarafından açılan davanın ortadan kaldırılması koşuluna bağlamış olması ve bu hususu protokol kapsamına aldırmış bulunması karşısında, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasından feragat ettiği bu haliyle esasen hem gerçek anlamda "hakkın özünden vazgeçme" niteliğinde feragat iradesinin mevcut olmadığı hem de açıklanan iradenin kayıtsız şartsız nitelikte bulunmadığı ve açıkça davayı sona erdiren irade beyanı niteliği taşımayan beyanının hukuki sonuç doğurmayacağı kanaatine varılmıştır. 6.Hal böyle olunca kadının, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasından feragat etmesini sağlamaya...

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/760 KARAR NO : 2023/751 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ARAKLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/02/2023 NUMARASI : 2023/25 ESAS - 2023/49 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ANLAŞMALI) KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmakla, 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 22/06/2009 tarihinde evlendiklerini, evliliklerinden 2010 doğumlu Cemil Can ile 2014 doğumlu Hürkan Kemal adında iki çocukları olduğunu, evliliğin ilk günlerinden beri aralarında geçimsizlik olduğunu, davalı ile velayet, nafaka, kişisel ilişkin, mal paylaşımı, eşyalar, tazminat konularında anlaşmış olduklarını belirterek, sunmuş oldukları protokol doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacıya (kadın) devredilmesine karar verilen taşınmaz yönünden tapuya tescil hükmü kurulmamış olması sebebiyle temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle anlaşma protokolü uyarınca karar verildiğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.31.10.2013 (Prş.)...

                  UYAP Entegrasyonu