Öyle ki, boşanma protokolü ile bir ilgisi bulunmadığı halde, protokol içerisinde müvekkilimizin daha önceden yapmış olduğu Savcılık Şikayetlerini de geri çekmesi şartı koşulmuştur.'' şeklinde olup akıl sır erdiremedikleri bir iddia haline büründüğünü, davacı taraf Bakırköy 8. Aile Mahkemesi'nin 2020/2 Esas 2021/196 Karar sayılı 26.03.2021 tarihli duruşmada anlaşmalı boşanma davası esnasında kendisini Av....
Davacı, davalı ..---- ile dava dışı----- arasında imzalanan ‘boşanma protokolüdür’ -----sözleşme kapsamında takip konusu çekin verildiğini, protokol konusunun ----- sayılı dosyası ile devam eden boşanma davasında tarafların anlaşmasına ilişkin olduğunu, boşanma davasının takipsiz bırakılarak sonuçlandırılmadığını, takibe konu senedin bedelsiz kaldığını, takibe dayanak çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmektedir. Davalı taraf, takip konusu çekin sebepten mücerret olduğunu, borcun doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız olduğunu, protokolün------sayılı boşanma davası ve ------dosyasıyla devam eden mal paylaşımı davasına sunulmak üzere düzenlendiğini, 09.04.2018 tarihli sözleşmede belirtilen tüm çeklerin ödendiğini ancak dava konusu çekin ödenmediğini, protokolde bahsedile vergi borçlarının ödenmediği beyanla davanın reddini talep etmiştir. Dava konusu çekin boşanma protokolü kapsamında verildiği iki tarafında kabulündedir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, boşanma kararına esas anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen ve ödenmekte olan iştirak nafakası bedelinin uyarlanması için gerekli ve yeterli koşulların oluşup oluşmadığı ve davacı tarafın ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki uyarlama talebine ilaveten eğitim gideri yönünden de uyarlama talebinde bulunup bulunamayacağı, kısmi ıslah ile yeni bir talep ekleyip ekleyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 2 nci, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 182 nci maddesinin ikinci fıkrası, 330 uncu, 331 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 176 ncı, 177 nci, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Kanun'un 138 inci maddesi. 3....
DAVA Davacı erkek dava dilekçesinde, tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş, davalı kadının duruşmaya gelmemesi üzerine Mahkemece verilen süre içerisinde vekili tarafından sunulan çekişmeli boşanma dava dilekçesinde; davalı kadının 2011 yılında küfür ve hakaretleri ile kaba kuvvete başvurmaya çalışması nedeniyle çocukların olumsuz etkilendiğini, müvekkilinin bu tür olumsuzluklara son vermek için ortak evden ayrılmak zorunda kaldığını, tarafların ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin davalı kadının ve ortak çocuklarının ihtiyaçlarını karşıladığını, kiralarını ödediğini, 2018 yılında bir gün çocuklarının daveti üzerine eve gittiğinde davalı kadının hakaret ve küfür ettiğini, boşanmak istediğini bildirmesi neticesinde boşanma protokolü imzalandığını, ancak duruşmaya gelmediğini, tarafların aynı evde yaşama imkanı bulunmadığını, davalı kadının kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, boşanma protokolü hükümleri dikkate alınarak...
Değerlendirme Somut olayda; erkek eş tarafından 10.09.2012 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası açıldığı, dava dilekçesi henüz kadın eşe tebliğ edilmeden ve duruşma yapılmadan fiziki olarak imzalanan 28.12.2012 tarih ve 2012/774 E., 2012/1041 K. sayılı karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, UYAP sistemine yüklenen ve fiziki imzalı karar ile aynı tarihli ve 2012/774 E., 2012/1041 K. sayılı elektronik olarak imzalanmış kararda ise dosyaya anlaşmalı boşanma protokolü sunulmamış olmasına rağmen, tarafların yokluğunda ve anlaşma olmamasına rağmen tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği anlaşılmış olup Mahkemece usulüne uygun olarak yargılama yapılmadan aynı dava hakkında verilen birbirinden tamamen farklı ve çelişkili kararlar ile usul ve yasaya aykırı işlem yapılması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. V....
Davalı duruşmada "Bende eşimin açtığı boşanma davasını kabul ediyorum, eşimle boşanma konusunda anlaştık, bu evlilikten iki müşterek çocuğumuz vardır, evlendiğimiz günden bu güne kadar birbirimize uyum sağlayamadık, son zamanlarda ise evlilik birliğimiz temelinden sarsılmaya yüz tutunca karşılıklı değerlendirme yaparak anlaşarak boşanmaya karar verdik bu nedenle sunmuş olduğumuz 16/02/2022 tarihli protokol uyarınca öncelikle boşanmamıza karar verilsin, müşterek çocuklarımızın velayetleri bana verilsin, davacı müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00'er TL iştirak nafakası velayetleri bana verilsin, davacı müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00'er TL iştirak nafakası ödeyecektir, davacı, kendim için aylık 250,00 TL iştirak nafakası ödeyecektir, karşılıklı maddi-manevi tazminat nafakası talebimiz yoktur, karşılıklı olarak ev eşyaları, mal paylaşımı ve ziynet eşyaları hususunda anlaştık, karşılıklı olarak başkaca bir talebimiz yoktur, protokolü kendi hür irademle imzaladım,...
Aile Mahkemesinin 2020/847 Esas 2020/758 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma ile birlikte müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, boşanma protokolü ile davalının müşterek çocuk için iştirak nafakası ödemesine ilişkin karar verildiğini, yine boşanma protokolü ile müşterek konutun tüm faturaları ile müşterek çocuğun ihtiyaçlarının davalı tarafından karşılanacağına dair aralarında anlaştıklarını, müvekkilinin bu anlaşmayı davalının baskıları ve vaatleri ile kabul ettiğini, davalının ise bu ödemeleri yapmadığını, bu nedenle müşterek konutun elektrik, su ve doğal gazının kesildiğini akabinde davalının müvekkil ile müşterek çocuğu evden kovarak müşterek konutu sattığını, davalının bahsi geçen davranışları ile müşterek çocuk ile müvekkilin sokakta sefalete terk edildiklerini, müvekkilin ailesinin desteği ile yeni bir evi taşınmak zorunda kaldığını, müşterek çocuğun yaşanan tüm bu olumsuzluklardan ötürü psikolojisinin bozulduğunu, müvekkilin ise maddi olarak çok zor durumda...
Temyize konu uyuşmazlık; anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının, aylık 450,00 TL'ye indirilmesinin hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Türk Medeni Kanununun 176/3. maddesi uyarınca; tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde yoksulluk nafakasının artırılmasına veya indirilmesine karar verilebilir. Nafakada yapılacak indirim miktarı, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir....
Aile Mahkemesinin 2008/252 Esas 2008/360 Karar sayılı ilamı ile anlaşma protokolü çerçevesinde davacının çocuklarıyla birlikte ikamet ettiği evin aidat, doğalgaz, su, elektrik, digitürk, ev telefonu ve adsl faturalarının davacı ve küçüklerin birlikte oturdukları süre içinde ve çocukların eğitimi bitinceye kadar davacı baba tarafından ödenmesi yönündeki hükmün kaldırılmasına, Kadıköy 5....
anlaşma protokolü ve boşanma dava dosyası ile de sabit olduğunu, dava konusu senetlerin davacı ile bir ilgisi bulunmadığı gibi dava konusu senetlerin tarafların boşanmaları karşılığı olarak davacı kadına müvekkili tarafından verilmediğini, dava konusu senetlerin tarafların boşanmalarının karşılığı olarak davacı kadına verildiği iddiasının gerçek olmayıp bu iddianın davacı tarafça yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini, dava konusu senetlerin boşanmanın karşılığı olarak davacı kadına verildiğine yönelik yazılı bir belge bulunmadığı gibi; dosya kapsamında mevcut 09/03/2018 tarihli boşanma anlaşma protokolü ile 12/03/2018 tarihli boşanma ilamı ile de sabit olduğu üzere; davacı Hatice Samancı ve davalı T1 ile davacı Hatice Samancı'nın vekili huzuruyla boşanma davasının anlaşmalı olarak sonuçlandırıldığını, boşanma ilamı ve boşanma anlaşma protokolü açık olup taraflar karşılıklı olarak anlaşarak maddi olarak sadece davacı ve müşterek çocuklar için nafakaya hükmedilmesine karar...