ve sair ferilerin ödeme günü itibariyle tespiti ile bu paranın iadesi için yaptıkları takibe vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asıl ve birleşen davalar ayrı ayrı davalar olup, her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken asıl ve birleşen davanın kabulü şeklinde tek hüküm kurulması doğru görülmediği gibi, davanın menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olması nedeni ile taraflar arasındaki ticari ilişki incelettirilerek davacı tarafından iade edilen mal bedelleri ve davacı tarafından davalıya yapılan tüm ödemeler dikkate alınarak, ödenmeyen çek ve bonoların “ödeme” sayılamayacağı göz önüne alınarak, davacının borçlu bulunmadığının tespitini istediği çek ve bonoların yeni tarihlerden başlamak sureti ile borçlu olmadığı çek ve bonoların açıkça hüküm fıkrasında belirtilmesi, ödenen çek ve bono nedeni ile var ise fazla ödemenin istirdadının talep edilebileceği gözetilerek, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece; davacıların istirdata konu 57.000 TL'lik dava kısmını harçlandırmadıkları, yargılama aşamasında verilen süreye rağmen harç eksikliğinin giderilmediği, davanın istirdat kısmının HMK'nun 150. maddesi gereğince işlemden kaldırıldığı, 3 aylık süre içinde harç eksiğinin tamamlanmadığı ve yenileme dilekçesi de verilmediği, davacıların bonoların avans olarak verildiğine dair yazılı delil sunulmadığı, davacıların davalılara yemin yöneltmedikleri gerekçesiyle davacıların menfi tespit davasının reddine, istirdat davasının Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi yollamasıyla HMK.'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, davacıların lehtarı ve keşidecisi olduğu iki bonodan dolayı bonoların cirantası davacıya borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit ve bonoların istirdatı davasıdır. Davacılar, ... tarafından .........
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2018/1220 Esas KARAR NO:2023/146 DAVA:Menfi Tespit-İstirdat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:30/12/2018 KARAR TARİHİ:08/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Taraflar arasında 11 /09/2017 tarihli tahsilat makbuzu ve ... kitap bayiliği ve iadeli kitap satış sözleşmesi mukabilinde keşidecisi ... lehtarı davalı şirket olan 31/10/2017 vadeli ve 5.000,00 TL bedelli, 30/11/2017 vadeli ve 5.000,00 TL bedelli, 31/12/2017 vadeli ve 5.000,00 TL bedelli, 31/01/2018 vadeli ve 5.000,00 TL bedelli, 28/02/2018 vadeli ve 3.000,00 TL bedelli, 31/03/2018 vadeli ve 4.000,00 TL bedelli ve 30/04/2018 vadeli ve 3.000,00 TL bedelli bono olmak üzere 7 adet ve 30.000,00 TL'lık ileride mal teslim edilmesi karşılığı bonolar verilmiş olduğunu, iş bu sözleşme kapsamında bir kısım teslim edilen kitaplar karşılığında...
e teslim edildiğini, sonrasında bu bonolar yerine çekler verilmek suretiyle bonoların iadesi gerekirken davalı yanın bonoları iade etmediğini ve bunlardan toplam 8000 USD tutarlı iki bonoya dayalı olarak müvekkili aleyhine takip başlattığını belirterek, müvekkilinin toplam 24.000 USD bedelli beş adet bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitiyle senetlerin iadesine bu bonolardan iki adedi yönünden yapılan takibin iptaliyle %40 oranındaki tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, davacı iddialarının doğru olmadığını davacı yanın delil olarak dayandığı protokol ve makbuzlar ile müvekkilinin bir ilgisinin bulunmadığını ve takibe konu senetler nedeniyle müvekkiline bir ödeme yapılmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuş ve % 40 oranında tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Davacı müvekkilce, yem alışverişi sebebiyle davalı tarafa senet düzenlenmiş olduğunu, bu yemler kendisine teslim edilmediği için bonoların kendisine iadesi istendiğini ancak davalı şirket bonoları teslim etmeyip icra takibine başladığını, davalı taraf başlangıçta sehven takibe geçildiğini belirtmesine rağmen takibe devam etmiş ve gayrimenkul, araç ve maaş hacizleri ile kamu personeli olan müvekkili davacının itibarı ve onurunu zedelediğini ve mağduriyet yaşadığını, bedelin iadesi için istirdat ve manevi tazminat davasını açtığını, borçlu olmadığının tespiti istendiğini, açılan dava üzerine davalı tarafından ispat yükünün davacıda olduğu ileri sürülmüşse de taraflarınca zaten, iş bu senetlerin bedelsiz kaldığına dair davalı tarafın ticari defterlerine; müvekkilin iyi niyetinin suistimaline dair ise uzun yıllardan beri süregelen sorunsuz alışverişin, vadesinde yapılan ödemelerin belgelerine dayanıldığını, yalnız buna rağmen...
Asıl ve birleşen dava, leasing sözleşmesine istinaden verilen bonoların ödeme neticesi bedelsiz kaldıklarının tespiti ile bonolara yönelik yapılan ödemelerin istirdadına ilişkindir. Bir başka deyişle dava menfi tespit ve istirdat davasıdır. Menfi tespite karar verilmesi halinde, borçsuzluk tespit edilen bonolar için bir ödeme varsa bunun istirdadına karar verilmesi yasa gereğidir. Ayrıca aleyhine hüküm kurulan davalı taraf yargılama giderinden sorumludur. Mahkemece özellikle açıklanan hususlar dikkate alınarak infazda tereddüde yer vermeyecek şekilde her bir davalı için ayrı ayrı hüküm tesis edilerek, borçsuzluk tespiti halinde istirdada karar verileceği dikkate alınıp bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ......
E sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, daha sonrasında ise davalı ... tarafından söz konusu bonoların iptali talebiyle Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/796 E sayılı dosyasıyla kıymetli evrak iptal davası açıldığı ve bu dosyadan bonoların iptaline karar verildiğinin öğrenildiğini, bu nedenle, mahkemenin bononun iptaline karar verirken ibraz süresini beklemesi ve ibraz süresini de vade tarihinden itibaren başlatması gerektiğini, ancak iptaline karar verilen bonoların vade tarihi 30/03/2023, 30/04/2023, 30/05/2023 ve 30/06/2023 tarihi olmasına rağmen, iptal kararı 10/03/2023 tarihinde yani ibraz süresinden önce verilmiş ve kesinleştiğini, Mahkemenin, bonoların ibraz süresini bekleyip davacıya istirdat davası açmak için süre vermek ve bunun sonucuna göre hüküm kurmak yerine bonoların iptaline karar vermesi yerinde olmadığını, kıymetli evrakın iptali kararları maddi hukuk açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, bu kararlar bir ilam değil, tespit niteliğini haiz kararlar...
-Dava, ticari işletme devrinden kaynaklanan alacak ve bu ilişki kapsamında verildiği iddia edilen bono nedeniyle menfi tespit ve istirdat istemlerine ilişkindir Davacı vekili, müvekkili ile davalının müvekkiline ait işyerinin devri konusunda anlaştıklarını, bu amaçla protokol ve ek protokol tanzim ettiklerini ancak davalının edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek, toplam 120.000 TL’nin davalıdan tahsiline ve davalıda bulunan 140.000 TL bedelli teminat bonosunun müvekkiline iadesi ile hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda değinilen gerekçe ile davanın kısmen kabulü ile davaya konu bononun iptali yönünde hüküm kurulmuştur....