Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, velayetin kaldırılması istemine ilişkindir. Dava, babaanne tarafından açılan torunları Burak can, Yiğit Eren, Kumsal Eylül'ün babalarının vefatı üzerine sadece annede bulunan velayetin kaldırılarak kendiisinin vasi olarak atanmaları için ihbarda bulunulması, talebini içeren davadır. Anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348). Velayetin kaldırılması kararı ana veya baba için ağır sonuçlar doğuran bir karardır. Asıl olan ana/babası sağ olan velayete tabi çocuğun, velayet altında bırakılmasıdır....

Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

Velayete dair hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 335 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 335.madde gereği ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altında olup yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz. Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir (336.md). Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir(337.md). Somut olayda; küçüğün anne ve babası arasındaki boşanma davası kesinleşmeden babanın vefat ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda küçük T1 velayet hakkı sağ kalan annesi Necla Tolu'ya aittir. Anne ile velayetin kaldırılması gerçekleşmediği süreci küçüğe vasi atanamayacağından mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 05.10.2015 tarihinde kesinleşen boşanma kararıyla müşterek çocuk....'un velayeti anneye bırakılmış, davacı baba 05.10.2015 tarihinde velayetin kendisine verilmesi için buı davayı açmıştır. Velayet düzenlemesi yapılırken: gözönünde tutulması gereken temel ilke çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3: Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1) dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken: onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; ahlaki değer yaşamları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını da etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur....

    Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocuklara bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz....

    nın ise 09.11.2009 doğumlu olup ergin olmadıkları, ana ve babasının boşanmadığı, evlilik birliği devam ederken küçüklerin babası ...'in 04.11.2009 tarihinde vefat ettiği, daha sonra anne ...'ın çocukları bırakıp babaevine gittiği, küçüklere halen davacı amcanın baktığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 335. maddesi uyarınca, ergin olmayan çocuk ana ve babanın velayeti altında olup, aynı yasanın 336. maddesi gereğince; evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Velayet ana veya babadan birinin ölümü halinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir. Küçükler ... ile ...'nın halen anneleri ...'ın velayeti altında olup velayet usulüne uygun olarak kaldırılmadan vesayet altına alınmaya ilişkin davaya bakılamaz....

      Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Ana ve babanın yararları; ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumlar, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir.” Bununla birlikte velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Diğer yandan, Yargıtay 2....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların 05.06.2015 tarihinde kesinleşen ilamla Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi gereğince boşandıkları, ortak çocuklar 09.02.2012 doğumlu .... velayetinin davalı anneye verildiği, baba tarafından 22.12.2015 tarihinde açılan velayetin değiştirilmesi davasında mahkemece tarafların anlaşmış oldukları gerekçe gösterilerek velayetin anneden alınarak babaya verilmesine karar verildiği, hükmün davalı anne tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun "üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin....Sözleşmesi m. 6)....

        Velayetin değiştirilmesinde olduğu gibi kişisel ilişki düzenlemesinde de esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki kurulmasından beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....

        Sözü edilen yasal düzenlemelere göre velayet hakkı münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hariç ana baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz. Bu durumda toplanan delillerden ve dosya kapsamından davalı annenin çocukları ile ilgilenmediği, onlara şiddet uyguladığı, çocukların davacı anneanne yanında kaldığı ve bakımlarının onun tarafından yapıldığı, davalı annenin velayet görevini yerine getirmediği, yükümlülüklerini ağır biçimde savsakladığı (TMK m. 348/2) gerçekleşmiştir. O halde davalı annenin çocukları üzerindeki velayet hakkının kaldırılmasına, ayrıca çocuklara vasi tayini için vesayet makamına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde velayetin davacı anneanneye verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

          UYAP Entegrasyonu