Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

de bulunan davacı (baba) yanında çocuğun sağlık sorununun çözümlenmesinin sağlık imkanları bakımından daha kolay ve elverişli olacağı” gerekçesiyle velayetin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacının, kişisel ilişki tesisi için 03.06.2013 tarihinde çocuğu alıp ...'e götürdüğü, bir daha davalıya teslim etmediği, toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Çocuğun sağlık sorunlarına kayıtsız kaldığına ilişkin bir delil mevcut değildir. Çocuğu ile yeterince ilgilendiği mahkemece de esasen kabul edilmiştir. Çocuğun baba yanındaki yaşam ortamına uyum sağlamış olması, tek başına velayetin değiştirilmesini gerektirmez. Dosyadaki deliller, velayetin değiştirilmesini haklı gösterecek yeterlikte bulunmamaktadır. Bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Küçük Aleyna'nın davalı anne yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlike ya da tehlikelerin varlığı da ispat edilemediği, küçük Aleyna'nın annesiyle birlikte yaşamakta mutlu olduğu ve çekinmeden kendini ifade edebildiği; davalı annenin velayet görevini ihmal etmediği, velayetin değiştirilmesi konusunda kanuni şartların oluşmadığı ve davacının davasını ispat edemediği, velayetin kaldırılmasını gerektirecek boyutta ihmal olgusunun bulunmaması, müşterek çocuğun üstün yararı dikkate alınarak ve yaşı itibariyle müşterek çocuğun kendi tercihine de üstünlük tanınarak davacının velayetin kaldırılması davasının reddine karar verilmiştir....

    İlki çocuk ...’ın anasının davacı ... olduğunun tespiti, ikincisi ise velayet hakkının davacılara verilmesi isteğidir. 4721 sayılı T.M.K.’nun 282.maddesine göre çocuk ile ana arasında soybağı doğum ile kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı ise ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmü ile kurulur. Evlilik dışında doğan çocuk,ana babasının birbiri ile evlenmesi halinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olur. (T.M.K. 292) Eşler evlilik dışında doğmuş ortak çocuklarını, evlenme sırasında veye evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki Nüfus memuruna bildirmek zorundadırlar. (T.M.K 293/1) Ergin olmayan çocuk ana babanın velayet altındadır.Yasal sebep olmadıkça velayet,ana ve babadan alınamaz.(T.M.K. 335/1) Görüldüğü gibi çocuk ile ana arasında soybağı doğum ile kendiliğinden kurulmaktadır. Çünkü çocuğu doğuran kadın anadır....

      ın S… ….. ve İ… …..ın evlilik dışı ilişkisinden doğduğu, babası tarafından tanınarak onun hanesinde nüfusa kayıt edildiği, babasının 16.3.2003 tarihinde vefat ettiği, annesinin ise sağ olduğu anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 337. maddesinin 1. fıkrasında "... ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir... " aynı maddenin ikinci fırkasında ise "Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hakim çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir."...

        Davalı baba kasten adam öldürme suçundan tutukludur. HMK.nun 33. maddesine göre davayı nitelendirmek hakime ait olup, ileri sürülen olaylar gözetildiğinde dava velayetin kaldırılması davasıdır. Velayetin kaldırılmasını ana ve baba ile 3. kişiler talep edebilir. Bu kapsamda davanın husumet yokluğundan reddi kararı hatalı olmuştur....

        TMK'nın 183. maddesinde de "Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır" şeklindeki düzenlemeye göre değişen koşullara göre velayetin değiştirilmesi mümkündür. TMK'nın 349. maddesinde ise; “Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.” hükmü yer aldığı gibi, TMK'nın 351. maddenin birinci fıkrasında da durumun değişmesi hâlinde çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin yeni koşullara uydurulması gerektiği düzenlemesi mevcuttur. O hâlde, koşulların değişmesi (TMK m.183, 349, 351/1) veya velayetin değiştirilmesini gerektiren haklı bir sebebin bulunması hâlinde mahkemece velayetin değiştirilmesine karar verilebilir....

          (TMK m. 183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılmış olup velayetin değiştirilmesi yerine kaldırılması hatalı olup davacının isitnaf başvurusunun bu yönü ile kabulü gerekmiştir. Sonuç olarak; duruşma sürecini yansıtan tutanak ve belgeler ile gerekçeye göre, incelenen karada usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili ve tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşılmakla; Davalının; hükümde "velayetin değiştirilmesi" ibaresi yerine "velayetin kaldırılması" ibaresinin kullanılması dışındaki sair tüm istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Davalının; hükümde "velayetin değiştirilmesi" ibaresi yerine "velayetin kaldırılması" ibaresinin kullanılmasına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2017 NUMARASI : 2016/929 ESAS - 2017/27 KARAR DAVA KONUSU : Ana Baba Rızası Arama KARAR : Adana 2. Aile Mahkemesinin 18/01/2017 tarih, 2016/929 Esas 2017/27 Karar sayılı kararı aleyhine, davacı T1 tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması nedeniyle dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderilmiş olmakla, dava dosyası incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 0/07/2014 Altındağ doğumlu T.C. kimlik numaralı bebek Kıvanç Ege Güçlü'nün Adana Sevgi Evleri Çocuk Yuvası ve Kız Yetiştirme Yurdu Müdürlüğünde Adana 1....

          Türk Medeni Kanununun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 6/2-c maddesi ile aile mahkemesinin "Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına ilişkin önlemleri almaya, karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, küçük ...'un anne ve babasının ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 16.05.2007 gün ve 2006/88 E. - 2007/81 K. sayılı ilamı ile boşandıkları, boşanma ilamında küçüğün velayeti hakkında hüküm kurulmadığı zira küçüğün doğumunun nüfusa boşanma kararı verildikten sonra 05.06.2007 tarihinde tescil edildiği, dolayısıyla velayetin halen anne ve baba tarafından ortak kullanıldığı anlaşılmaktadır....

            Boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerekmektedir. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür (TMK m.324/1). Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar degerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu