Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerekmektedir. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür (TMK m.324/1). Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar degerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....

    Velayetin kaldırılması veya çocuğun korunmasını gerektiren durumların varlığı halinde hakim istek üzerine veya kendiliğinden gerekli önemleri alır. Velayetin kaldırılmasını istemek sadece ana ve babaya tanınan haklardan değildir. Üçüncü kişiler de bu yönde dava açabilir. Taraf teşkili dava şartıdır. Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir (HMK m.27). Dava, Türk Medeni Kanununun 348. maddesine dayalı velayetin kaldırılmasına ilişkindir. Velayetin kaldırılmasına ilişkin davalarda taraf teşkili sağlanmadan karar verilemez....

    Aile Mahkemesince, davalı vekilinin 02/10/2017 havale tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu, velayetin değiştirilmesine dair davalarda usul hükümlerine özel yetki kuralı getirilmediğinden genel yetki kuralları gereğince davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. ...10. Aile Mahkemelerince ise, davacının adresinin ''.....'' olduğu, davacının velayetin değiştirilmesine ilişkin davasında çekişmesiz yargıya ilişkin genel yetki kuralına uygun olarak talepte bulunan kişinin oturduğu yer mahkemesinde dava açıldığı gerekçesiyle yetkisizliğine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir....

      Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK.m.324). Velayetin üzenlenmesinde ana ve babalık duygularının tatmini gözetilmekle birlikte, asıl olan çocuğun üstün yararıdır (TMK md. 339). Velayet hakkı anneye ait olmakla birlikte babanın da babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı olacak şekilde çocukla düzenli ve sürekli bir kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi elde etmek hakkı mevcuttur. Aynı zamanda bu ilişki çocuk yönünden de bir haktır....

      Aile Mahkemesinin 2010/808 Esas, 2010/699 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını ve müşterek çocuk Eylül Arın’ın velayetinin davalı anneye verildiğini, çocuğun 2019 Şubat ayına kadar davalı anne ile birlikte Beylikdüzü’nde ikamet ettiğini, ancak 07.02.2019 tarihinde davalı ile müşterek çocuğun ikamet ettiği konuta İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından operasyon düzenlendiğini ve davalının DHKPC örgütü üyeliğinden gözaltına alındığını, 12.02.2019 tarihinde tutuklanarak Silivri cezaevine gönderildiğini, çocuğun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldüğünü, ifadesi alındıktan sonra, hiçbir şahsi eşyası bulunmayan müşterek çocuğun babaya teslim edildiğini, evde arama yapıldığı için hiç bir eşyasının verilmediğini, çocuğun halen baba ile birlikte kaldığını, müşterek çocuğun baba ile kalması, davalı annenin tutuklu olması, tahliyesinin öngörülememesi, çocuğun da baba ile kalma isteği kapsamında velayetinin öncelikle geçici...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller velayetin kaldırılmasını gerektirmemekle birlikte velayetin değiştirilmesi çocuğun yararına olacaksa velayetin değiştirilmesi gerekir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Ana veya baba ile çocuğun yararının çatışması halinde, çocuğun yararı üstün tutulmalıdır (TMK.md. 183,349)....

        Anne temyizinde velayetin kendisine verilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Velayete konu çocuk Ümmühan Sude 13.07.2007 doğumludur. Çocuk hüküm tarihinde baba yanındadır. Taraflar arasında görülen ve retle sonuçlanan boşanma davası sırasında, mahkemece uzman incelemesi yaptırılmış; uzmanın 05.11.2010 tarihli raporunda velayetin anneye verilemesi yolunda görüş bildirilmiştir. Geçici velayet düzenlemesi davası 12.09.2011tarihinde açılmış; 02.04.2012 tarihli mahkeme hükmüyle velayet babaya bırakılmıştır. Toplanan delillerden; boşanma davası aşamasından sonra hem baba, hem de ananın başka kişilerle birlikte yaşamaya başladığı ve bu ilişkilerinden çocukları olma durumu iddia edilmiştir. Uzman incelemesi tarihi ile hüküm tarihi arasında kısa sayılabilecek bir zaman geçmiştir. Kuşkusuz aradaki bu dönemde koşullar değişmiş olabilir. Velayet düzenlemesi yapılırken; ana/baba yararıyla çocuğun yararı çatıştığı takdirde çocuğun yararına üstünlük tanımak gerekir....

          ın evlat edindirilmesinde ana-baba rızasının aranmaması kararı verilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 309. maddesinde evlat edinmede küçüğün ana ve babasının rızası gerektiği; 311. maddesinde ise, ana ve babadan birinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa bu hallerde ana ve babadan birinin rızası aranmayacağı; 312. maddesinde de; küçük gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesince bu rızanın aranıp aranmamasına, verileceği diğer hallerde bu konudaki kararın evlat edinme işlemleri sırasında verileceği hükme bağlanmıştır....

            Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve velayetin değiştirilmesine yönelik davanın kabulüne dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesinin velayetin değiştirilmesine yönelik kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle velayetin değiştirilmesine yönelik kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalının velayetin değiştirilmesine yönelik karar yönünden istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla; ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....

            GEREKÇE: Asıl dava; tedbiren velayetin değiştirilmesi ve tedbir nafakasının kaldırılması; karşı dava tedbir nafakasının artırılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı- karşı davalı tarafça hükmün tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur. A)Tedbiren Velayetin Değiştirilmesi Davasına İlişkin İstinaf İtirazlarının İncelenmesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri; özellikle çocukları şahıslarına, bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir....

            UYAP Entegrasyonu