(TMK m. 183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılmış olup velayetin değiştirilmesi yerine kaldırılması hatalı olup davacının isitnaf başvurusunun bu yönü ile kabulü gerekmiştir. Sonuç olarak; duruşma sürecini yansıtan tutanak ve belgeler ile gerekçeye göre, incelenen karada usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili ve tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşılmakla; Davalının; hükümde "velayetin değiştirilmesi" ibaresi yerine "velayetin kaldırılması" ibaresinin kullanılması dışındaki sair tüm istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Davalının; hükümde "velayetin değiştirilmesi" ibaresi yerine "velayetin kaldırılması" ibaresinin kullanılmasına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerekmektedir. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür (TMK m.324/1). Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar degerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....
Türk Medeni Kanununun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 6/2-c maddesi ile aile mahkemesinin "Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına ilişkin önlemleri almaya, karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, küçük ...'un anne ve babasının ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 16.05.2007 gün ve 2006/88 E. - 2007/81 K. sayılı ilamı ile boşandıkları, boşanma ilamında küçüğün velayeti hakkında hüküm kurulmadığı zira küçüğün doğumunun nüfusa boşanma kararı verildikten sonra 05.06.2007 tarihinde tescil edildiği, dolayısıyla velayetin halen anne ve baba tarafından ortak kullanıldığı anlaşılmaktadır....
Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK.m.324). Velayetin üzenlenmesinde ana ve babalık duygularının tatmini gözetilmekle birlikte, asıl olan çocuğun üstün yararıdır (TMK md. 339). Velayet hakkı anneye ait olmakla birlikte babanın da babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı olacak şekilde çocukla düzenli ve sürekli bir kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi elde etmek hakkı mevcuttur. Aynı zamanda bu ilişki çocuk yönünden de bir haktır....
Velayetin kaldırılması veya çocuğun korunmasını gerektiren durumların varlığı halinde hakim istek üzerine veya kendiliğinden gerekli önemleri alır. Velayetin kaldırılmasını istemek sadece ana ve babaya tanınan haklardan değildir. Üçüncü kişiler de bu yönde dava açabilir. Taraf teşkili dava şartıdır. Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir (HMK m.27). Dava, Türk Medeni Kanununun 348. maddesine dayalı velayetin kaldırılmasına ilişkindir. Velayetin kaldırılmasına ilişkin davalarda taraf teşkili sağlanmadan karar verilemez....
Aile Mahkemesince, davalı vekilinin 02/10/2017 havale tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu, velayetin değiştirilmesine dair davalarda usul hükümlerine özel yetki kuralı getirilmediğinden genel yetki kuralları gereğince davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. ...10. Aile Mahkemelerince ise, davacının adresinin ''.....'' olduğu, davacının velayetin değiştirilmesine ilişkin davasında çekişmesiz yargıya ilişkin genel yetki kuralına uygun olarak talepte bulunan kişinin oturduğu yer mahkemesinde dava açıldığı gerekçesiyle yetkisizliğine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir....
Aile Mahkemesinin 2010/808 Esas, 2010/699 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını ve müşterek çocuk Eylül Arın’ın velayetinin davalı anneye verildiğini, çocuğun 2019 Şubat ayına kadar davalı anne ile birlikte Beylikdüzü’nde ikamet ettiğini, ancak 07.02.2019 tarihinde davalı ile müşterek çocuğun ikamet ettiği konuta İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından operasyon düzenlendiğini ve davalının DHKPC örgütü üyeliğinden gözaltına alındığını, 12.02.2019 tarihinde tutuklanarak Silivri cezaevine gönderildiğini, çocuğun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldüğünü, ifadesi alındıktan sonra, hiçbir şahsi eşyası bulunmayan müşterek çocuğun babaya teslim edildiğini, evde arama yapıldığı için hiç bir eşyasının verilmediğini, çocuğun halen baba ile birlikte kaldığını, müşterek çocuğun baba ile kalması, davalı annenin tutuklu olması, tahliyesinin öngörülememesi, çocuğun da baba ile kalma isteği kapsamında velayetinin öncelikle geçici...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller velayetin kaldırılmasını gerektirmemekle birlikte velayetin değiştirilmesi çocuğun yararına olacaksa velayetin değiştirilmesi gerekir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Ana veya baba ile çocuğun yararının çatışması halinde, çocuğun yararı üstün tutulmalıdır (TMK.md. 183,349)....
Anne temyizinde velayetin kendisine verilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Velayete konu çocuk Ümmühan Sude 13.07.2007 doğumludur. Çocuk hüküm tarihinde baba yanındadır. Taraflar arasında görülen ve retle sonuçlanan boşanma davası sırasında, mahkemece uzman incelemesi yaptırılmış; uzmanın 05.11.2010 tarihli raporunda velayetin anneye verilemesi yolunda görüş bildirilmiştir. Geçici velayet düzenlemesi davası 12.09.2011tarihinde açılmış; 02.04.2012 tarihli mahkeme hükmüyle velayet babaya bırakılmıştır. Toplanan delillerden; boşanma davası aşamasından sonra hem baba, hem de ananın başka kişilerle birlikte yaşamaya başladığı ve bu ilişkilerinden çocukları olma durumu iddia edilmiştir. Uzman incelemesi tarihi ile hüküm tarihi arasında kısa sayılabilecek bir zaman geçmiştir. Kuşkusuz aradaki bu dönemde koşullar değişmiş olabilir. Velayet düzenlemesi yapılırken; ana/baba yararıyla çocuğun yararı çatıştığı takdirde çocuğun yararına üstünlük tanımak gerekir....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve velayetin değiştirilmesine yönelik davanın kabulüne dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesinin velayetin değiştirilmesine yönelik kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle velayetin değiştirilmesine yönelik kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalının velayetin değiştirilmesine yönelik karar yönünden istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla; ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....