WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davaya konu oluşturan miktar alacağın son kısmı olmadığına ve alacağın tamamı da çekişmeli bulunduğuna göre, HUMK.nun 4/II. maddesi uyarınca görevin belirlenmesinde alacak miktarının tamamının dikkate alınması zorunludur. Davacı vekilinin dava dilekçesinde bildirdiği alacak miktarının tamamı dikkate alındığında dava Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına girmektedir. Mahkemece bu durum gözden kaçırılarak davanın esasının incelenmesi yerine, yazılı şekilde görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımı yönünden reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ile vekili aşamalardaki savunmalarında akdî ilişkiyi inkâr ederek husumet itirazında bulunmuş olmakla beraber alacağın zamanaşımına uğradığı konusunda herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Zamanaşımı itiraz olmayıp def’i olduğundan davalı yanca süresi içinde ileri sürülmedikçe veya süresinden sonra dermeyan edilmekle beraber davacı yanca karşı çıkılmadıkça mahkemece kendiliğinden dikkate alınması mümkün değildir....

      SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz harçlarının alınması için HUMK'nın 434/III. maddesinde belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Dosya içerisinde bulunan 12.04.2005 tarihli Arsa Satış Vaadi Ön Sözleşmesi tarihinde davacı kooperatifin yönetim kurulunun kimlerden oluştuğu,kooperatifi temsile yetkili kişilerin kimler olduğu hususlarının davacıdan sorularak, buna ilişkin bilgi ve belgelerin dosya içerisine alınması,ayrıca dava dilekçesine ekli davacı kooperatifin 2004 yılı Olağan Genel Kurul Tutanağı ve 04.05.2005 tarihli imza sirküleri asıllarının davacı taraftan temini ile dosya içerisine alınması ve dosya kapsamından mahkeme kasasına alındığı anlaşılan 12.04.2005 tarihli Arsa Satış Vaadi Ön Sözleşmesinin aslının dosya içerisine konularak temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 19.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Ağır Ceza Mahkemesinin 24.11.2016 tarih ve 2013/167 Esas, 2016/361 Karar sayılı ilamı ile katılan ...’ya yönelik hukuki alacağın tahsili amacıyla tehdit suçundan TCK’nın 150/1. maddesi delaletiyle 106/2.c,62 maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası verilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, katılan vekili ve sanık müdafiinin istinaf talebi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 14....

            Davanın açıldığı 13.04.2005 tarihi itibariyle sulh hukuk mahkemesinin görev sınırı 5.000,00 YTL olup görevin tayininde bu miktarın esas alınması gerekmekte ise de, dava dilekçesinde fazlaya dair alacak hakları saklı tutulmuştur. Yani alacağın bir kısmı dava edilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 4. maddesi gereğince alacağın bir kısmı dava olundukta eğer son kısım ise mahkemenin vazifesinin tayininde müddeabihin kıymetine bakılır. Son kısım olmadığı ve alacağın tamamı da münazaalı olduğu takdirde alacağın tamamı nazarı itibare alınır. Bu haliyle değerlendirildiğinde davanın miktarı itibariyle davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğu ortadadır. Mahkemenin asıl davada, işin esasını sonuçlandırması yerine görevsizlik kararı vermesi yerinde olmamıştır. Diğer yandan her ne kadar ıslah yoluyla açılmış ise de, harcı yatırılarak ikame olunan davanın da dava ekonomisi gözönünde bulundurularak sonuçlandırılması yerine reddi cihetine gidilmesi yerinde değildir....

              maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse, yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddede belirtilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir. O halde dava konusu alacağın BK.nun 62. maddesindeki koşullara göre geri istenebileceği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece; uzman bilirkişi aracılığı ile saptanan ve davacının almaya hak kazandığı alacağın tahsiline karar verilmesi gerekirken, mahkemece; "hatalı terfi ve intibak nedeniyle fazla yapılan ödemelerin davalının hilesi ve gerçek dışı beyanı ile yolluk ve mutlak butlan ile malül olmadığı için geri istenemeyeceğine yönelik Y.İ.B. Büyük Genel Kurulunun 27.1.1973 tarih, 72/6 E., 73/2 K sayılı kararına" dayanılarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                Bozmadan sonra alınan 20.04.2012 günlü bilirkişi kurulu raporu kesin hesap niteliğinde olup, belirlenen davacı alacağından davalı tarafça davacı adına yapılan işçi ödemelerinin mahsubu sonucu davacının 6.000,10 TL alacağın kaldığı belirlendiğinden davacı taşeronun bu alacağının hüküm altına alınması gerekirken takip tarihi itibariyle alacağın muaccel hale gelmediği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 27.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  lll.İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı vekili; takip dosyasına yapılan itirazın borçlular tarafından geri çekildiğini alacağın haricen tahsil edildiğini, davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir....

                    Söz konusu Kanunun geçici maddelerinde, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğine işaret eden herhangi bir kural da bulunmadığından, sonuç olarak 96’ncı madde düzenlemesinin, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacaklarına ilişkin süregelen uyuşmazlıklara uygulanması zorunlu olduğu gibi, bu konuda 818 sayılı Borçlar Kanununun, geri verilmesi gereken tutarın belirlenmesinde genel hüküm niteliğinde bulunan 63’üncü maddesinin de gözetilmesi gerekmektedir. Anılan maddeye göre; haksız olarak (nedensiz) bir edinimde bulunan kimse, onun geri alınması zamanında elinden çıkmış olduğunu kanıtladığı tutar oranında ret ve geri vermekle yükümlü değil ise de, haksız edinimde bulunan, o şeyi kötü niyetle elden çıkarmış veya onu elden çıkarırken sonradan ret ve geri vermeye zorunlu tutulacağını biliyor ise ret ve geri vermekle yükümlüdür....

                      UYAP Entegrasyonu