Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyası ile 184.225.798,09 TL nakdi alacağın ödenmesinin 235.257.683,57 TL gayri nakdi alacağın depo edilmesinin talep edildiğini, davalıların takibe ve ferilerine itiraz ettiklerini, itirazların haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek itirazın iptaline, alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmeleri isteğinde bulunmuştur....
.-1973/2 sayılı içtihadına göre 60 günlük süre içerisinde bu alacağın geri istenebileceği işbu sürenin geçtiği gerekçesiyle süre yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dosya kapsamından davalı öğretmenlere yapılan ödemelerin hatalı yorumdan kaynaklandığı kabul edilmektedir. BK.nun 62.maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse, yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddede belirtilen yanlışlık, ... ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir. O halde dava konusu alacağın BK.nun 62.maddesindeki koşullara göre geri istenebileceği anlaşılmaktadır....
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;İcranın geri bırakılması kararı ile birlikte takibin iptaline karar verilmesini de talep ettiklerini, mahkemenin takibin iptaline karar vermemesinin hatalı olduğunu, ayrıca alacağın %20 si oranındaki tazminat talepleri hakkında karar verilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, takibin iptaline, alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık, bonoya dayalı takipte zaman aşımı nedeni ile icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir....
İcra Müdürlüğünün 2008/3321 E. ve yenileme sonrası 2012/588 Esas sayılı icra takip dosyasında alacağın zamanaşımına uğradığını, icra takibinin kesinleşmesinden sonra takibin alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin gerektiğini, yenileme talebi öncesinde herhangi bir takip işlemi yapılmadığını, zamanaşımının gerçekleştiğini belirterek davanın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP : Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle, takip dosyasında alacağın tahsiline yönelik işlemler yapıldığını ve her işlemle zamanaşımının kesildiğini, covid-19 salgını sebebiyle Yasa ve Cumhurbaşkanı Kararları ile 22.03.2020 tarihinden 15.06.2020 tarihine kadar sürelerin durduğunu, alacağın zamanaşımına uğramadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Temyiz sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının saptanmasında alacağın tamamının gözetilmesi; tümü dava konusu yapılan bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesi hükmü gereğidir....
AŞ'ne geri verilmesine 15.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 5.643 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Temyiz dilekçesinde alınacak harç belirtilmediği gibi, alınması gereken temyiz harcına dair dosyada bir belgeye de rastlanılamamıştır....
Bu bağlamda; mahkemenin ret kararına dayanak yaptığı idare mahkemesi kararının incelenmesinden, "Hatalı ödemenin geri alınabilmesi amacı ile tesis olunan dava konusu işlemin, hatalı ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 60 gün içinde tesis edilmediği gerekçesi ile dava konusu işlemin iptaline" karar verilmiştir. Uygulamada, hatalı intibak ve hatalı terfi gibi şart tasarrufun yanlış yapılması (veya sonradan geri alınması) halinde, daha önce bu şart tasarrufa dayanılarak memura yapılan fazla ödemenin idare hukuku ilkelerine göre geri istenebileceği ve geri isteme süresinin 60 gün olduğu, ancak şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin ise Borçlar Kanununun haksız iktisap kuralları çerçevesinde geri istenebileceği (H.G.K.........1984 tarih 387/997 sayılı kararı) kabul edile gelmektedir. ........
Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....