Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davacı gerçek kişilerin davasının feragat nedeniyle, şirket hakkındaki davanın ise borca batıklığın kanıtlanamadığı, alacakların tahsili halinde aktifin pasifi karşılayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 24.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki bilgi ve belgelere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine ve özellikle somut uyuşmazlıkta, davacının kıdem tazminatı ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti taleplerinin tahsili amacıyla belirsiz alacak davası açtığı, anılan alacakların belirsiz alacak davasına konu olamaması sebebiyle davanın hukuki yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesi hatalı ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın bu değişik gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 02.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükme yönelik; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin manevi tazminat talebinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık beyanları ile davacıya işyerinde mobing uygulandığının ispat edilmiş olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını ve alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu İş Mahkemeleri oluğunu, davacının fazla çalışma alacağı bulunmadığını, feshin haksız olup kıdem tazminatı alacağı bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının tahsili talebine ilişkindir....

      Buna göre; yukarıda açıklaması yapıldığı üzere, davacı tarafça dava tamamen ıslah edilmek suretiyle tespit davası eda davasına dönüştürülerek alacağın tahsili talep edilmemiş olmakla, Mahkemece alacağın tahsili yönünde hüküm kurulması isabetsiz bulunmaktadır. Mahkemece yapılması gereken iş, davanın tespit davası olduğu gözetilmek ve dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınmak suretiyle hüküm kurmaktır." gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş, dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak tespiti istenilen alacakların bulunup bulunmadığına ilişkin tespit hükmü kurulduğu açıklanarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Mahkeme kararına karşı, davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Gerekçe: Uyulmasına karar verilen ve yukarıda açıklanan bozma ilamında, davanın tespit davası olduğu gözetilerek ve dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir....

        imha edildiğinden sunulamadığı bilgisinin yer aldığı görüldüğünden, asıl borçlu şirket nezdinde amme alacağının usulüne uygun bir şekilde kesinleştiği ve tahsil edilebilir safhaya geldiği hususunun, davalı idarece belgelerle tevsik edilememesi karşısında, söz konusu alacakların kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili için düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır....

          Kanunun 143.maddesine göre; "Bankalar ve Fona dahil diğer mali kurumların alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması, tahsili, yeniden yapılandırılması ve satılması amacıyla, kuruluş ve faaliyet esasları Kurul tarafından belirlenen varlık şirketleri de kurulabilir. Varlık yönetim şirketleri alacakların tahsili ve alacakların ve/veya diğer varlıkların yeniden yapılandırılması kapsamında alacak tahsili amacıyla edindiği gayrimenkul veya sair mal, hak ve varlıkların işletilmesi, kiralanması ve bunlara yatırım yapılması ve yine alacaklannı tahsil etmek amacıyla borçlularına ilave finansman sağlamak veya sermayelerine iştirak etmek dahil olmak üzere her türlü faaliyeti gerçekleştirmeye yetkilidir. Fon kurulacak varlık yönetim şirketlerine sermaye sağlamak suretiyle kurucu ortak veya hissedar olarak katılmaya yetkilidir....

            İcra takibi ile 41.603,15 TL asıl alacak, 11.389,01 TL işlemiş faizden oluşan toplam 52.992,16 TL nin tahsili talep edilmiştir. Ödeme emri 20/04/2021 tarihinde tebliğ edilen davalının 27/04/2021 tarihli itirazı üzerine icra takibi durdurulmuştur. Davacının iddiasına göre, icra takibindeki asıl alacklarına karşılık 41.600,00 TL bedelli çeki veren davalı borçlu çek bedelini 16/10/2021 tarihinde ödemiş, işlemiş faiz, icra giderleri ve icra vekalet ücreti ödenmediği için 19/11/2021 tarihinde bu alacakların tahsili için itirazın iptaline karar verilmesi istemi ile eldeki dava açılmıştır. Davalının savunmasına göre ise, asıl alacak ve eklerinden oluşan tüm borç çek bedeli olan 41.600,00 TL olarak belirlenmiş ve ödenme de yapıldığı için davacı alacağı bulunmamaktadır....

              Davanın, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacakların tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, takibe konu alacakların Antalya 6.İş Mahkemesi'nin 2020/657 Esas, 2021/573 Karar sayılı kararıyla neticelenen dava dosyasında kısmi davaya konu edilen alacakların o davaya konu olmayan kısmına ilişkin olduğu, her ne kadar o dosyadan verilen karar takip tarihinde kesinleşmemiş olsa da, taraflar arasında daha önce de görülüp kesinleşen başka bir alacak davası sebebiyle davacının çalışma şekli, toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı olduğuna ilişkin hususların kesinleştiği, Mahkeme'nin yargılama yapma görevinin bulunduğu, zamanaşımı itirazının dikkate alındığı, daha önce açılan davadan verilen kararın kesinleştiği, davalı tarafın ödeme savunmasının bulunmadığı, dava konusu alacakların likit olması sebebiyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kararın bu açıdan düzeltilmesi gerektiği anlaşılmıştır...

              belirlendiği üzere 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı Bakanlıktan tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı Bakanlık yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlendiği üzere 300,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı Bakanlığa verilmesine, Taraf olmaktan çıkartılan (davalı) gerçek kişiler yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlendiği üzere 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile taraf olmaktan çıkartılan gerçek kişilere verilmesine, Davacı tarafından bu dava için yapılan toplam 1.132,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red olunan nispetlerine göre belirlendiği üzere; 1.111,86 TL'sinin davalı Bakanlıktan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalık Bakanlık tarafından bu dava için yapılan...

              Mahkemece hükmedilen fark alacakların 24/10/2019- 30/09/2021 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olduğu ve dava ile ıslah tarihleri nazara alındığında alacakların zamanaşımına uğramadığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu alacakların hak ediş tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin talep edildiği, ıslahın 30/06/2022 tarihinde gerçekleştiği, mahkemece ücret farkı, fark ikramiye, fark fazla mesai alacaklarına dava ve ıslah tarihi gözetilerek mevduata uygulanan en yüksek faiz işletilerek, fark ilave tediye alacağına ise dava ve ıslah tarihleri gözetilerek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmakla davalının hükmedilen alacaklar için belirlenen faiz türü ve faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğuna yönelik istinaf gerekçesi yerinde değildir....

              UYAP Entegrasyonu